Gerek terörün tanımı gerekse terörle mücadele konusunda uzlaşmakta zorlanan Avrupa Birliği, terörün soluğunu sınırları içinde iyiden iyiye hissetmeye başlayınca, somut adımlar atma kararı aldı. Brüksel’de iki gün süren bir toplantı gerçekleştiren Avrupa Birliği adalet ve içişleri bakanları terörle mücadele stratejisi konusunda mutabakat sağladılar.
Türkiye’nin yıllardır dile getirdiği unsurlara ve yaklaşımlara paralel nitelikler içeren belgede “terörizmin tüm devletlere ve halklara yönelik tehdit olduğu, hiçbir terör eyleminin izahının olamayacağı ve terörizme karşı ortak mücadelenin şart olduğu” vurgulanıyor. Terörle mücadelede “öngörü, savunma, izleme ve tepki gösterme”nin önemine dikkat çeken belge Amerika Birleşik Devletleri ve diğer üçüncü ülkelerle işbirliğinin gerekliliği üzerinde de duruyor.
El Kaide gibi radikal dinci örgütleri “en tehditkar” örgütler olarak gösteren strateji belgesi, bu örgütlerin taraftar bulmalarının engellenmesinin gerekliliğinin altını çiziyor. Avrupa Birliği terör mağduru olan ülkelerle dayanışma içinde kalınmasını da istiyor. Batı ile İslam arasında bir çatışma olduğu görüntüsünün yansıtılmasının engellenmesi, ulusal politikalarda da buna dikkat edilmesini isteyen belgede terörizmi körükleyen ana unsurlar olarak “süratli ve anarşik modernleşme, eğitim olanaklarının zayıflığı ile ekonomik ve siyasi sorunlar” sıralanıyor. Ilımlı Müslümanların desteklenmesi, politikacıların duygusal ve bölücü tavırlardan uzak durmalarını da isteyen Avurpa Birliği, kökten dincilerin faaliyetlerinin ve internet sitelerinin yakından izlenmesini alınacak önlemler arasında sıralıyor.
Avrupa Birliği’nin terörle mücadele konusundaki önerileri Birlik dış sınırlarında güvenliğin artırılması, ulaştırma sektöründe önlemler alınması, kamuya açık kalabalık yerlerde güvenliğin daha iyi sağlanması, hassas altyapı tesislerinin güvenliğinin artırılması ve istihbarat alışverişi gibi unsurlar içeriyor. Telekomünikasyon şirketlerinin veri saklamaları konusu ise en sıkıntılı unsur olarak göze çarpıyor.
Avrupa Birliği’nde terörle mücadelenin koordinasyonundan sorumlu isim olan Gijs de Vries’in bakanlar için hazırladığı bir rapora göre, 11 Eylül saldırılarından sonra terörle mücadele konusunda alınan kararlara en az uyan Birlik üyesinin Lüksemburg olduğu belirlendi.
Türkiye’nin yıllardır dile getirdiği unsurlara ve yaklaşımlara paralel nitelikler içeren belgede “terörizmin tüm devletlere ve halklara yönelik tehdit olduğu, hiçbir terör eyleminin izahının olamayacağı ve terörizme karşı ortak mücadelenin şart olduğu” vurgulanıyor. Terörle mücadelede “öngörü, savunma, izleme ve tepki gösterme”nin önemine dikkat çeken belge Amerika Birleşik Devletleri ve diğer üçüncü ülkelerle işbirliğinin gerekliliği üzerinde de duruyor.
El Kaide gibi radikal dinci örgütleri “en tehditkar” örgütler olarak gösteren strateji belgesi, bu örgütlerin taraftar bulmalarının engellenmesinin gerekliliğinin altını çiziyor. Avrupa Birliği terör mağduru olan ülkelerle dayanışma içinde kalınmasını da istiyor. Batı ile İslam arasında bir çatışma olduğu görüntüsünün yansıtılmasının engellenmesi, ulusal politikalarda da buna dikkat edilmesini isteyen belgede terörizmi körükleyen ana unsurlar olarak “süratli ve anarşik modernleşme, eğitim olanaklarının zayıflığı ile ekonomik ve siyasi sorunlar” sıralanıyor. Ilımlı Müslümanların desteklenmesi, politikacıların duygusal ve bölücü tavırlardan uzak durmalarını da isteyen Avurpa Birliği, kökten dincilerin faaliyetlerinin ve internet sitelerinin yakından izlenmesini alınacak önlemler arasında sıralıyor.
Avrupa Birliği’nin terörle mücadele konusundaki önerileri Birlik dış sınırlarında güvenliğin artırılması, ulaştırma sektöründe önlemler alınması, kamuya açık kalabalık yerlerde güvenliğin daha iyi sağlanması, hassas altyapı tesislerinin güvenliğinin artırılması ve istihbarat alışverişi gibi unsurlar içeriyor. Telekomünikasyon şirketlerinin veri saklamaları konusu ise en sıkıntılı unsur olarak göze çarpıyor.
Avrupa Birliği’nde terörle mücadelenin koordinasyonundan sorumlu isim olan Gijs de Vries’in bakanlar için hazırladığı bir rapora göre, 11 Eylül saldırılarından sonra terörle mücadele konusunda alınan kararlara en az uyan Birlik üyesinin Lüksemburg olduğu belirlendi.