6 Nisan Amerikan Basınından Özetler

New York Times gazetesinde çıkan yarım sayfalık bir yazıda Türkiye’de son olaylar üzerine Kürtlerle zor bir yola girildiği görüşü savunuluyor. Ian Fisher, Diyarbakır’dan yazdığı yazıda, Amerika ve Avrupa Birliği’nin de terörist örgüt saydığı PKK’ya karşı Ankara hükümetinin alacağı önlemlerin dozunun, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğini tehlikeye düşürüp düşürmeyeceğini belirleyeceğini kaydediyor. “Türkiye’de Kürtlere son zamanlarda verilen bazı hakların yeterli olmadığı görüşü yaygın” diyen Fisher, birçok kişinin son olayların, Türkiye’yi, PKK terörünün yaygın olduğu ve haklar konusunda ciddi sorunlar yaşandığı yıllara geri götürmesinden kaygı duyduğunu belirtiyor. New York Times muhabirine göre, Kürtlerin çoğu, düşük ücretler, işsizlik ve yabancı yatırımın azlığından yakınıyor ve bölgede ekonomik durumu düzeltecek adımlar atılması gerektiğini söylüyor. Gazete, İnsan Hakları Vakfı Diyarbakır Şubesi Başkanı avukat Sezgin Tanrıkulu’nun görüşlerine de yer veriyor. New York Times’a göre, Tanrıkulu, PKK’nın silahlarını bırakması, hükümetin de bölgeyi kalkındırmak için daha kararlı bir reform programı uygulaması gerektiğini söylüyor. Sezgin Tanrıkulu, “Sorunun ciddiyetini kabul etmezsek, gelecekte daha da kötü günler yaşarız,” diyor.

Washington Post, göçmenlik yasasıyla ilgili tartışmaların yoğunlaştığı bir dönemde, kaçak yabancı sorununun Meksika sınırına örülecek bir duvarla veya kaçak yabancıları çalıştıran işverenlere yönelik baskılarla çözülemeyeceğini savunuyor. Kaçak yabancıların genellikle vasıfsız işçiler olduğunu belirten gazete, polisiye önlemler yerine sosyal politikaların devreye sokulmasını ve Amerikalı işçilerin niteliklerinin artırılmasını öneriyor:

"Sınıra duvar örmek veya işverenleri takip altına almak gibi politikaların maliyeti ve sonucundaki belirsizlik göz önüne alınırsa, bunların yerine kademeli bir vergilendirme ve sosyal politika araçları daha uygun görünüyor. Göçmen işçiler bir yandan ücret düzeyini düşürmekle birlikte, bir yandan da Amerikalılara ucuz mal ve hizmet üreterek enflasyonun düşmesini sağlıyorlar. Göçmenlerin sağladığı bu olanaklardan yararlanan kesimlere vergi konması ve sağlanan bu gelirin daha kötü durumda olanlara aktarılması, izlenecek en iyi yoldur."

Los Angeles Times da yasal yollardan göçmen işçi getirmek isteyen işverenlerin aylarca, hatta yıllarca bürokrasiyle uğraşmak zorunda kaldığını hatırlatıyor ve Senato’nun gündemindeki göçmenlik yasasının mevcut haliyle sorunlara çözüm getirmeyeceği yorumunda bulunuyor. Gazete, oturma ve çalışma izniyle vatandaşlık başvurularını daha hızlı sonuçlandıracak bir sistem kurulmadığı sürece, yasadışı göçmenliğin devam edeceğini ifade ediyor:

"Göçmenlik reformunu planlayanlar bu sorunu nasıl çözmeyi düşünüyor? Milyonlarca yeni başvuru sahibini bu sistemin içine sokarak. Senatörler, bir gün boyunca, yaklaşık 11 milyon kaçak göçmenden kaç tanesine yasal oturma izni başvurusunda bulunma hakkı vereceklerini tartıştı. Ancak ister kaçak göçmenlere, ister misafir işçilere, isterse halen oturma izni almış olanlara vatandaşlık başvurusunda bulunma hakkı tanısınlar; sonuç değişmeyecek. Bu yöntemle, sistem tamamen durma noktasına gelecek."

New York Times, Amerikan vatandaşlarının telefon ve elektronik haberleşmelerinin mahkeme kararı olmadan dinlenmesini önlemek için Kongre’nin ciddi bir adım atmayacağı yorumunda bulunuyor. Gazete, Başkan Bush’un bu politikasını önleyecek tek gücün Anayasa Mahkemesi olduğu görüşüne yer veriyor:

"Anayasa Mahkemesi’nin bu konuda nasıl bir karar vereceğini kestirmek zor, özellikle de iki yeni üyesi göz önüne alındığında. Ancak Mahkeme’nin, Bush yönetiminin teröre karşı savaş gerekçesiyle çizmeyi aştığı dönemlerde aldığı kararlar bu konuda iyi bir örnek oluşturuyor. Mahkeme bu konuda karar alırken, yasaları ve temel özgürlükleri esas almalıdır."

Boston Globe Liberya eski Devlet Başkanı Charles Taylor’un Savaş Suçları Mahkemesi’nde yargılanmaya başlamasını, komşu ülkelere terör ihraç eden bütün liderlere yönelik bir mesaj olarak değerlendiriyor. Afrika ülkelerinde dış müdahalelerin çok yaygın olduğunu hatırlatan gazete, buna son verecek bir anlayışın artık egemen kılınmasını istiyor:

"Güney Afrika, ırk ayrımı döneminde Mozambik’teki isyancıları destekledi, Amerika da Angola’da bir gerilla grubuna yardım etti. Libya lideri Muammer Kaddafi Çad’a ve Liberya’ya karıştı, son olarak da Uganda ve Ruanda, Kongo’yu işgal etti. Bu tür müdahaleler, Sierra Leone’deki gibi vahşet noktasına geliyorsa, Afrika’daki ve dünyanın diğer ülkelerindeki liderlerin uygulayacağı uluslararası bir sözleşmeyi hazırlama zamanı gelmiş demektir."