6 Kasım Amerikan Basınından Özetler

New York Times Başkan Bush’un Başbakan Erdoğan’la yaptığı görüşmede, kapsamlı bir sınır ötesi operasyonu önlemek için Türkiye’ye istihbarat paylaşımını artırmayı önerdiğini yazıyor. Haberde, Bush’un PKK’yı Türkiye’nin olduğu kadar Irak ve Amerika’nın da düşmanı olarak tanımladığı vurgulanıyor:

"Bush’un açıklaması, yönetimin Türkiye’yi sınır ötesi operasyondan vazgeçirme konusunu acil bir mesele olarak ele aldığını gösteriyor. Beyaz Saray ayrıca Kuzey Irak’taki Kürt mevzilerine yönelik sınırlı saldırılara da açıkça itirazda bulunmadı. Ancak Başbakan Erdoğan, Ulusal Basın Kulübündeki konuşmasında, daha sert önlemleri göz ardı etmediğini söyleyerek akıllarda soru işareti yarattı."

Los Angeles Times ise konuyla ilgili haberinde, Başbakan Erdoğan’ın Bush’la görüşmesinde atılacak somut adımlar konusunda Amerikan tarafından istediğini alamadığı görüşüne yer veriyor. Haberde, Erdoğan’ın Beyaz Saray’dan ayrıldıktan sonra yaptığı açıklamada da, Türkiye’nin PKK’ya karşı hak ettiği uluslararası desteği alamamaktan şikayetçi olduğu ifade ediliyor:

"Amerika, bölgede önemli bir istikrar unsuru ve müttefiki olan Kürtleri daha fazla kızdıracak adımlar atılmasını önlemek istiyor. Görüşmeden çıkan tek somut sonuç, Türk Genelkurmay İkinci Başkanı ile Amerika Genel Kurmay Başkanı ve Irak’taki Amerikan askerlerinin komutanı General Petreaus arasındaki ilişkilerin artırılması oldu. Türkiye’nin Washington büyükelçisi Nabi Şensoy, geçen hafta yaptığı açıklamada, Türk hükümetinin Irak’taki beş aktif üssünün kapatılması, PKK’nın lojistik ve ikmal kaynaklarının kesilmesi ve PKK mensupları ile siyasi bağlantılarının Kuzey Irak’taki faaliyetlerinin durdurulması konularında somut adımlar atılmasını beklediğini söylemişti."

Boston Globe yazarı James Caroll, Türkiye açısından bakıldığında Bush yönetiminin PKK konusunda ikiyüzlü ve çifte standartlı bir tavır içinde görüldüğünü yazıyor. Caroll, Türkiye’nin Başkan Bush’un Irak’taki yanlış politikasının bedelini ödemeye başladığını vurguluyor:

"Bush’un başlattığı savaş bu bölgedeki her şeyi değiştirmeden önce, Türkiye’nin büyük umutları vardı. Genişleyen bir Avrupa Birliği, Türkiye’ye göz kırpıyordu. Türkiye, İslam ile Batı arasında köprü olmak gibi tarihi bir göreve hazırlanıyordu. Ancak teröre karşı savaşın “ya bizdensiniz, ya da bize karşısınız” söylemi, böyle bir köprüyü gereksiz kıldı. Avrupa ülkeleri, Türkiye tarafından PKK yanlısı olarak algılanan bazı adımlar attı. Ve şimdi de Türkiye’nin Amerika tarafından üretilen terör tehdidine karşı, tıpkı Amerika’nın davrandığı gibi davranması durumunda, Avrupa Birliği üyeliğine veda etmesi gerektiği yönünde uyarılar geliyor."

Washington Times Türkiye’nin terörle mücadelede elde ettiği kazanımlara ve gerçekleştirdiği demokratik reformlara rağmen, PKK’ya katılımı önleyemediğini yazıyor. Nicholas Birch imzalı haberde, Kuzey Irak’taki PKK’lı militanların yüzde 40’ının örgüte 1999’dan sonra katıldığı kaydediliyor:

"Bazı Kürtler, özellikle ayrılıkçı taleplerin yerine, halkın büyük bir kısmının anlamadığı 'demokratik konfederalizm' talebini savunmaya başlayan PKK’nın hala yeni kadroları bünyesine katabilmesini şaşkınlıkla karşılıyor. Bölge halkı, Diyarbakır’da 11 kişinin vurulduğu gösteriyi PKK’nın organize bir eyleminden çok, yoksulluğa ve dışlanmışlığa karşı bir tepki olarak görüyor. Diyardakır’ın bazı yerlerinde nüfusun % 90’ı yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Yoksulluk sadece Güneydoğuya özgü bir sorun olmasa da, bölgedeki umutsuzluğun giderek artması, bu sorunu daha da yıkıcı kılıyor."