Kongre Rus - Amerikan İlişkilerini Masaya Yatırıyor

Amerika Temsilciler Meclisi, bir süredir Rusya’yla ilişkiler konusunda sivil ve askeri yetkililerden bilgi alıyor. Temsilciler Meclisi’nin Dışişleri ve Silahlı Hizmetler Komisyonlarına bilgi veren yetkililer, Moskova zirvesinden bu yana ikili ilişkilerde önemli gelişme sağlandığını söyledi.

Amerika Rusya ilişkilerinin nereye gittiği ve geleceği uzun zamandır tartışılan bir konu. İki ülke arasında, silah kontrolü, füze savunma sistemi, terörizmle mücadele, İran’ın nükleer enerji programı ve Rusya’daki insan hakları ve sansür konularında çok ciddi görüş ayrılıkları var.
Ayrıca cevap bulunması gereken sorular da mevcut:

- İran’ın nükleer tesislerini inşa eden Rusya, Tahran hükümetini uranyum zenginleştirme planından vazgeçmeye ikna edebilir mi?

- Moskova’nın NATO’nun genişlemesinden duyduğu kaygılar nasıl giderilebilir?

- Ukrayna ve Gürcistan hükümetleri Moskova’yı kızdırmadan nasıl desteklenebilir?

Başkan Barack Obama’nın Temmuz ayında Moskova’ya yaptığı ziyaretin bir amacı da bu sorulara cevap bulmaktı. Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev ve Babakan Vladimir Putin’le görüşen Obama, temaslarından sonra terörle mücadele ve nükleer silahların yayılması gibi uluslar arası sorunların, küresel işbirliği gerektirdiğini söyledi. Zirve sırasında bir dizi anlaşma imzalandı ve iki liderin nükleer savaş başlıklarının azaltılmasıyla ilgili yeni bir belgenin genel hatları üzerinde anlaşmaya varıldığı açıklandı. Yeni belge, süresi yılsonunda dolacak olan nükleer silahların azaltılmasıyla ilgili 1991 anlaşmasının yerini alacak.

Dışişleri ve Savunma Bakanlıkları zirvenin çok yararlı olduğunu ve Washington-Moskova ilişkilerinde önemli ilerleme sağlandığı görüşünde. Özellikle Savunma Bakanlığı, askeri ilişkilerin eski düzeyine çıkmasından çok memnun. Dışişleri Bakanlığı Yardımcılarından Alexander Vershbow, zirvede, Rusya’nın Amerikan uçaklarına hava sahasını kullanma izin vermesini yeni işbirliğine örnek gösterdi.

Uluslararası Güvenlik İşlerinden sorumlu Bakan yardımcısı, Moskova hükümetinin, Amerika’ya, 4 bin 400 askeri uçuş ve sınırsız sivil uçuş izni vermesiyle ilgili anlaşmanın çok önemli olduğunu ve Amerika’nın, bu sayede, Afganistan’daki birliklerine, sadece askeri araç ve gereç değil silah ve cephane de sağlayabileceğini vurguladı.

Dışişleri Bakan Yardımcısı Alexander Vershbow, ayrıca, zirvede nükleer savaş başlığı taşıyan araç sayısında kesinti yapılması, nükleer silahların yayılmasının önlenmesi ve Taleban’ın yenilerek Afganistan’da demokratik bir rejim kurulması konularında Rusya’yla görüş birliğine varıldığını hatırlattı.

Temsilciler Meclisi komisyonlarına bilgi veren askeri ve sivil yetkililer, ikili ilişkilerin eski düzeyine çıkması için Rusya’ya ödün verilmediğini vurguladı. Amiral Yardımcısı James Winnefeld Amerika’nın, Rusya’yla bağlarını güçlendirmek istemesinin NATO ve diğer müttefikleriyle ilişkilerinden taviz vereceği anlamına gelmediğini belirtti.

Genel Kurmay Başkanlığı’nın Planlama Dairesi Başkanı Amiral Yardımcısı James Winnefeld, Amerika’nın bir ülkeyle iyi ilişkiler kurmasının başka ülkelerin zararına olması gerekmediğini söyledi.

Komisyonlara bilgi veren sivil yetkililerden Dışişleri Bakan Yardımcısı Philip Gordon da, Başkan Obama’nın Rusya’yla ilişkileri rayına oturtma kararından sonra iki ülkenin bu yolda önemli adımlar attığını söyledi. Bakan Yardımcısı, Ukrayna ve Gürcistan’la ilgili anlaşmazlığa rağmen Rusya’nın NATO’yla diyalog kurmak istediğini savundu. Bakan Yardımcısına Amerika’nın Çek Cumhuriyetiyle Polonya’da kurmayı planladığı füze savunma sistemi hakkında Moskova hükümetinin ne düşündüğü de soruldu. Amerika, füze savar sisteminin Rusya değil, İran için düşünüldüğüne Moskova’yı bir türlü inandıramıyor. Bakan Yardımcısına, Rusya’nın İran’ı nükleer silah yapmaktan vazgeçirmesi halinde, Obama yönetiminin sistemi kurmaktan vazgeçip geçmeyeceği sorulduğunda hakkında Philip Gordon bu jestin muhtemelen yeterli olmayacağını söyledi.

Bakan Yardımcısı, füze savar sistemin Amerika’yı mevcut tehditlere karşı korumak amacıyla hazırlandığını, Washington’un, “İran’dan artık nasılsa tehdit gelmeyecek o zaman sisteme de gerek yok” mantığıyla hareket etmeyeceğini bildirdi.