ABD Seçim Kampanyası Kurallarını Gevşetti

Senatör Charles Schumer seçim kampanyalarına yapılabilecek yardımlarla ilgili kuralların gevşetilmesinin karşıtlarından

Amerika Yüksek Mahkemesi yeni bir kararla seçimlerde adaylara yapılan mali destekle ilgili kuralları daha da gevşetti. Kararın zengin donörlerin seçimler üzerindeki etkisini daha da arttırması bekleniyor
Yüksek Mahkeme’deki muhafazakar yargıçların 5’e karşı 4 oyla kabul ettiği karar, bireylerin federal seçimlerde adaylara, siyasi partilere ve siyasi eylem komisyonlarına yapabileceği yardımlardaki sınırı kaldırıyor.

Bundan önce iki yıllık seçim dönemi içinde bir bireyin yapabileceği kişisel siyasi bağışın miktarı, 123 bin 200 dolar olarak belirlenmişti. Sınırı kaldıran karar, zengin donörlerin istedikleri adaylara milyonlarca dolar vermesinin yolunu açtı. Bundan önce 2010’da verilen seçim bağışları ile ilgili karardan bu yana paranın siyasete etkisi artıyor. Ancak karar, bir seçim döneminde tek adaya yapılabilecek 2 bin 600 dolarlık bireysel sınırı kaldırmıyor.

Karar Cumhuriyetçiler tarafından olumlu karşılandı. Cumhuriyetçi Parti Ulusal Komisyonu Başkanı Reince Priebus, anayasanın birinci maddesi olan düşünce özgürlüğünün herkes için geçerli olduğunu söyledi. Priebus, kişilerin bağış yapma ve ifadelerini dile getirmek için istedikleri adaylara ve siyasi komisyonlara destek verme hakkı olduğunu vurguladı.

Demokratlar ise tek oy farkla alınan kararın ortalama seçmene zarar verdiğini ve zenginlerin seçimlere olan etkisini haksız derecede arttıracağını savunuyor. Demokrat Partili New York Senatörü Charles Schumer, Yüksek Mahkeme’deki muhafazakar çoğunluğu eleştirdi. Schumer mahkemenin teker teker tüm sınırlamaları kaldırarak durumu, Birinci Dünya Savaşı öncesinde sanayi zenginlerinin partilere ve siyasetçilere istedikleri kadar para yatırarak demokrasiye zarar verdiği günlere döndürmeye çalıştığını öne sürdü.

Karar siyasi bağışların sınırlanması için çalışan ve yolsuzlukla mücadele eden grupların da tepkisine neden oldu. Merkezi Washington’daki People for the American Way’den Marge Baker, kararın parayla siyasi etki satın alınmasına halkın tepkisini arttıracağını belirtti. Baker, ülkede siyasette dönen büyük paralardan rahatsız olanların bir sosyal hareket olarak var olduğunu ve hareketin her geçen gün büyüdüğünü söyledi.

Ancak Kongre’deki Cumhuriyetçiler’in siyasi bağışları sınırlandıran her türlü önlemi engellemesi bekleniyor. Cumhuriyetçiler’in Senato Azınlık Grup Lideri Mitch McConnell, siyasi bağış sınırlamalarının önemli karşıtlarından. McConnell’a göre siyasi bağışlar anayasanın garanti altına aldığı ifade özgürlüğünün bir uzantısı.

McConnell, birçok zengin Amerikalı’nın ülkelerine derinden bağlı olduğunu ve siyaseti etkilemek istediğini söyledi ve bunlar arasında sağcılar kadar solcuların da olduğunu belirtti. McConnell 4 yıl önce mahkemenin Citizens United isimli kararını da desteklemişti. Karar, büyük şirketler ve sendikaların siyasi katkıları üzerindeki sınırlamaları kaldırmış ancak kurumların bireysel adaylara sınırsız destek sağlamasına izin vermemişti.

Partilerin dışında kalan siyasi gruplar ve zengin donörler son yıllarda seçimlerde giderek daha çok etkin olmaya başladı. Bu gruplar kampanyalar için para bulma konusunda bazen partilerin kendileri üzerinde de daha etkili oldu. Anketler Amerikalılar’ın zengin donörlerin siyasete etkisinden giderek daha rahatsız olduğunu gösterse de, konu en önemli sorunlar arasında alt sıralarda yer alıyor.

Mahkemenin son kararı 1970’lerden buyana Kongre’nin geçirdiği daha sıkı bağış kurallarına karşı artan eğilimin sürmesi anlamına geliyor. Siyasal bağışlar konusu Richard Nixon’ın Watergate Skandalı’ndan sonra ülke gündemine damga vurmuştu.