Af Örgütü’nden Sur İçin Tazminat ve Soruşturma Çağrısı

Uluslararası Af Örgütü’nün Diyarbakır’ın Sur ilçesinde geçen yıl yaşanan çatışmalarla ilgili hazırladığı raporda, Türkiye’ye evlerini terk edenlerin geri dönüşünü sağlaması çağrısı yapıldı. Raporda ayrıca, çatışmalardan zarar görenlere evrensel ölçülerde tazminat ödenmesi ve insan hakları ihlallerinin araştırılması istendi.

Your browser doesn’t support HTML5

Af Örgütü’nden Sur İçin Tazminat ve Soruşturma Çağrısı

Uluslararası Af Örgütünün yaklaşık 6 aydır üzerinde çalıştığı Sur raporu tamamlandı. ‘Yerinden Edilen ve Mülksüzleştirilenler; Sur Sakinlerinin Evlerine Dönme Hakkı’ adıyla hazırlanan rapor Diyarbakır’da düzenlenen basın toplantısıyla kamuoyuna açıklandı. Toplantını açılış konuşmasını yapan Uluslararası Af Örgütü Avrupa ve Orta Asya Direktörü John Dalhuisen, raporun Sur’a ilişkin olmasına rağmen, yüzbinlerce insanı ilgilendirdiğini söyledi. Dalhusien, Af Örgütünün Türkiye’nin geçen yıl ciddi bir güvenlik sorunuyla karşı karşıya olduğu bilincinde olduğunu belirterek, “Hendeklerin kazılması ve barikatların dikilmesi, devletin tepki göstermesini gerekli kılıyordu. Ama bizim görüşümüze göre gösterilen tepki inanılmaz derecede orantısızdı. Gösterilen tepkinin orantısızlığı ölçeği ve buna bağlı olarak evlerin yıkılması, sokağa çıkma yasağının yapısı, orantısızlığın göstergeleri, geçen Mayıs ve Haziran’da burada olduğumuz süre içinde gördüklerimizin, toplu cezalandırma için önceden yapılmış planın parçası gibi göründüğünü, insanların zorla yerinden edilmelerinin hedeflendiğini düşünmüştük. Son 6 ayda bu görüşü değiştirecek bir şey olduğunu görmedik. İnsanların evlerine geri dönüşünü sağlamak için koşullar daha karanlık gözüküyor. Hala Türk yetkililerin zorla yerlerinden edilenlerin geri dönüşünü sağlaması için geç değil. Türk yetkililer zorla yerinden edilenlerin dönme hakkına öncelik vermeliler. Yetkilileri bunun için hareket geçirmeye devam edeceğiz” dedi.

Örgütün Türkiye araştırmacısı Andrew Gardner ise sokağa çıkma yasaklarının keyfi ve orantısız bir uygulama olduğunu savundu. Gardner, “Hem sokağa çıkma yasağı keyfidir, hem de sonucu olan zorunlu göç de keyfi ve yasadışıdır. İnsanların keyfi ve zorunlu bir şekilde yerinden edilmesi insan hakları ihlalidir. Hükümet taraf olduğu yasaları ihlal ediyor. Bazı aileler valilikten yardım aldı. Bu önemli bir gelişme ama yeterli değildi. Belki kira vermek için yeterli ama yeterli değil. İnsanlar sadece evlerini değil eşyalarını, işlerini kaybettiler. Bu tazminatları yetersiz buluyoruz. Mal kaybı için yetersiz tazminat verildi” diye konuştu.

Gardner, Türkiye’yi tazminat ödemeye ve soruşturma yapmaya çağırarak, “Bizim görüştüğümüz Sur sakinleri için en önemli şey geri dönebilmek, herkes geri dönmek istiyor. Sonuçta onların istedikleri bir insan hakkıdır. Keyfi yerinden edinmeye karşı geri dönme hakkı vardır, bu insan hakkıdır. Fakat görüyoruz ki bir sene sonra sokağa çıkma yasağı hala sürüyor. Geri dönmeye karşı büyük bir engel. Bu tek engel değil tabi. Acilen kamulaştırma kararı verildi, kentsel dönüşüm projesi olacak. Ama Sur sakinlerine bilgilendirilmeden yapılmış. Bu proje geri dönüşe büyük bir engel olarak görünüyor. Bizim Türkiye yetkililerine tavsiyemiz, geri dönüş hakkını tanımak. Geç oldu ama artık tanınmalı. Bölgedeki zorunlu göç mağdurlarına bu hak tanınmalı, Sur, Şırnak, Cizre, Yüksekova için geçerli bunların geri dönme hakkı var. Ne gerekiyorsa devlet yapmalı. Restorasyon, tekrar inşa ne gerekiyorsa devlet yapmalı. Onun dışında belli ki insanlar çok zor şartlarda yaşıyorlar. Konut, eğitim konusunda… Gerçek ve evrensel bir tazminat verilmeli. Geri dönüşte daha insani şartlarda yaşayabilmesi için gerçekçi bir tazminat verilmeli. Sokağa çıkma yasağının yarattığı insan hakları ihlalleriyle ilgili etkin bir soruşturma açılmalı” şeklinde konuştu.

Yetkililerle beraber 26 aile ile görüşme yapılarak hazırlanan rapora göre, Af Örgütü bölgede 500 bin kişinin yerinden olduğunu düşünüyor.

”Şubat 2016’da Nusaybin, Şırnak ve Yüksekova’da sokağa çıkma yasağı ilan edilmeden önce, Sağlık Bakanlığı, Cizre, Silopi ve güvenlik operasyonlarının devam ettiği Türkiye’nin güneydoğusundaki bölgelerde en az 355,000 kişinin yerinden edildiğini duyurmuştu. Bu tarihten sonra yerinden edilen kişilerin sayısına dair güncel bir veri yetkililer tarafından paylaşılmadı. Ancak sokağa çıkma yasaklarının boyutu düşünüldüğünde, bölge genelinde sokağa çıkma yasağı ilan edilen ilçelerde yerinden edilen kişilerin toplam sayısının yarım milyonu aşmış olması kuvvetle muhtemel.”

Raporun tavsiyeler bölümünde yer alan öneriler

-Ülke içinde yerinden edilen kişilerin, kendi istekleri ile güvenli ve insan onuruna yakışır biçimde, evlerine ya da sürekli yaşadıkları yerlere geri dönmeleri veya yine kendi istekleriyle, ülkenin başka bir bölgesine yerleşmeleri için gerekli koşullar oluşturulmalı ve gerekli imkanlar sunulmalıdır;

-Sokağa çıkma yasağı daha fazla gecikmeksizin kaldırılmalı ve mümkün olduğu kadar çok kişinin derhal evlerine geri dönmesi, işyerlerinin açılması ve olağan ekonomik yaşamın yeniden tesis edilmesi için adım atılmalıdır;

-Evinin hasar görmüş olması, kamulaştırılması ya da devam eden sokağa çıkma yasakları nedeniyle, evinde ikamet etmesi mümkün olmayan tüm ilçe sakinlerine, konut sorununa uzun vadeli bir çözüm bulunana kadar, yeterli konut dâhil temel sosyoekonomik ihtiyaçlarını karşılayacak adil ve yeterli finansal destek verilmeli ve bu kişilerin yeterli kamu hizmeti ve altyapıya erişimleri sağlanmalıdır;

-İlçe sakinlerinin belirlenen tazminat bedelleriyle ilgili itirazlarını bağımsız bir merci önüne taşıyabilecekleri bir mekanizma oluşturulmalıdır;

-Sur’un yenilenmesi ve Sur sakinlerinin yerinden edilmelerine ivedilikle son verilmesi için atılacak adımları özetleyen detaylı önergeler derhal yayınlanmalıdır; yeniden inşanın yönünü belirlemek üzere Sur sakinleri samimi bir istişare sürecine dâhil edilene kadar proje durdurulmalıdır;

-Yerinden edilen kişilerin geri dönme, yeniden yerleştirme ve yeniden entegrasyon planlama ve idaresine tam katılımı güvence altına alınmalıdır;

-Hem ev sahipleri hem de kiracılara yeniden inşa projeleri tamamlandıktan sonra Sur’a geri dönme seçeneğinin sunulması güvence altına alınmalıdır;

-Bu doğrultuda, proje dahilinde inşa edilecek binaların, hem ev sahibi hem de kiracı Sur sakinleri için yeterli sayıda, erişilebilir ve yeterli hizmet ve altyapıya sahip olması sağlanmalıdır;

-Sur sakinlerine kamulaştırma kararlarıyla ilgili bilgi verilmeli, ilçenin geleceğine dair kararlar almadan ve somut adımlar atmadan önce mahalle sakinleriyle samimi istişarelerde bulunulmalıdır;

-Kamulaştırma kararlarına itiraz etmek isteyen bireylere bağımsız hukuki yardım sağlanması güvence altına alınmalıdır;

-Güvenlik operasyonları sırasında ortaya çıkan insan hakları ihlalleri kapsamlı olarak soruşturulmalı, hakları ihlal edilen, sokağa çıkma yasağı süresince ve sonrasında alınan idari tedbirler sonucu ayni ve nakdi zarar gören Sur sakinlerinin yasal başvuru yollarına etkin erişimi güvence altına alınmalıdır.