'ABD, Suriye’ye Askeri Baskıyı Arttırmalı'

Your browser doesn’t support HTML5

Senato Silahlı Hizmetler Komisyonu Başkanı Carl Levin, Amerika’nın diğer ülkelerle birlikte Şam rejimine karşı askeri seçeneklerin bulunduğu planlar hazırlamasını istedi
Türkiye ve Ürdün’de Suriye konusunda geçen hafta temaslarda bulunan Senato Silahlı Hizmetler Komisyonu Başkanı Carl Levin, Amerika’nın bölgedeki müttefikleriyle ortak hareket ederek Suriye rejimi üzerindeki askeri baskıyı güçlendirmesi gerektiğini söyledi. Demokrat Senatör, Obama yönetiminden bu konuda müttefiklerle birlikte askeri seçeneğin de dahil olduğu ortak plan hazırlamasını istedi. Türkiye ve Ürdün’e Senato Silahlı Hizmetler Komisyonu üyelerinden Senatör Angus King’le giden Carl Levin, bölgedeki gelişmelerle ilgili izlenimlerini ve Suriye krizine ilişkin çözüm önerilerini, Washington’daki Carnegie Uluslararası Barış Vakfı’nda düzenlenen bir panelde dile getirdi.

Senato Silahlı Hizmetler Komisyonu Başkanı Carl Levin beş gün süren Ortadoğu gezisini değerlendirdiği konuşmasına, bölgedeki son gelişmelere vurgu yaparak başladı: “Bölgede hızlı gelişmeler yaşanan ve so n derece kaotik bir ortamın hakim olduğu bir dönemdeyiz. Mısır’da, ordu, demokratik bir seçimle işbaşına gelen cumhurbaşkanını görevden aldı. Suriye’de isyancılar rejimi devirmeye çalışırken, Şam yönetimi halkına karşı terör fırtınası estirmeye devam ediyor. Türkiye’de, başbakan barışçı gösterilere karşı verdiği tepkiyle anayasayı Kürt sorununu çözecek şekilde modernize etme çabalarında tökezledi. Irak’ta artan mezhep çatışmaları, Amerikan askerlerinin çekilmesinden bu yana en kanlı şiddet olaylarına sahne oldu. Afganistan’da, Karzai, askerlerimizin kalmasını isterken, çekilmemizi istiyormuş gibi davranmayı sürdürüyor.”

Senatör Levin, 11 Eylül terör saldırılarından bu yana Amerika’nın Ortadoğu’yu terörizm ve radikal İslam perspektifi içinde değerlendirme eğilimine girdiğini, bu yüzden de bölgedeki karmaşık sorunları anlayamadığını söyledi. Konuşmasının başında ele aldığı gelişmelerin de ne terörizm ne de radikal hareketlerle ilgisi olmamasını dikkate değer bulduğunu belirten Levin, “Bu gelişmeler değişen demografik yapının, gelişen iletişim teknolojisinin ve halkının ihtiyaçlarına cevap veremeyen yönetimlerin sonucudur,” dedi. Levin, örnek olarak da Suriye’yi verdi: “Konuştuğumuz uzmanlar Suriye halkının radikal İslamcılar’a prim vermediğini, el Nusra ve Hizbullah gibi radikal grupların dış kaynaklar tarafından beslenen dış güçler olduğuna dikkati çekti. Bu gruplar Suriye’de ideolojik güçleri nedeniyle değil etkin savaşma teknikleriyle güç kazandı. Her ne kadar uzun süren bir iç savaş radikalleşmeyi hızlandırma riski taşısa da Suriye’de rejim devrildiğinde halkın bu radikal güçleri söküp atacağına eminiz.”


Senatör Carl Levin, ağırlıklı olarak Suriye’ye ayırdığı konuşmasında Amerika’nın Şam rejimi üzerindeki askeri baskıyı arttırmasını da istedi: "Şam rejimi üzerindeki baskıyı artırmamız şart. Bunun için, başta Suriye halkına karşı kimyasal silah kullanılması dahil çok sayıda gerekçe var. Ben kırmızı çizgilere inanan bir politikacı değilim. Ama Amerika ve müttefiklerinin kimyasal silahların kullanılamayacağı yolundaki kanaatin çürütülmesine izin vermemesi gerektiğini düşünüyorum. Eğer Şam rejimi kimyasal silah kullandıktan sonra iktidarda kalırsa bu, diğer diktatörlere de aynı şeyi yapabilecekleri ve kimsenin kendilerini durdurmayacağı izlenimi verir."

Şam rejiminin devrilmemesi durumunda kimyasal silahların El Nusra ve Hizbullah gibi grupların eline geçebileceğine, terörist örgütlerin ve teröre destek veren ülkelerin konumunu güçlendireceğine de dikkati çeken Levin, askeri baskının Suriye krizini çözmede tek yol olduğunu söyledi: “Suriye’deki krizi görüşmeler yoluyla çözmenin tek yolu Şam rejimi üzerindeki askeri baskıyı güçlendirmektir. Bu şekilde tüm bölge istikrara kavuşacaktır. Zaten bu bölgenin daha fazla istikrarsızlık unsuruna ihtiyacı da yok. Halen Suriye’den kaçan mülteciler Ürdün ekonomisi üzerinde ağır baskı oluşturuyor. Aynı ağırlıkta olmasa da bu mülteciler Türk ekonomisi için de zorluk yaratıyor."

Carl Levin, krizin Türklerle Kürtler arasındaki barış sürecini ve Irak’la Kuzey Irak’taki Kürt yönetimi arasındaki ilişkileri olumsuz etkilediğini, tüm bölgeye yayılabilecek bir mezhep savaşını da körüklediğini söyledi. Levin, Suriye’deki krizin sona ermesiyle bu sorunların da aşılabileceğini kaydetti, bunun için de isyancıların güçlendirilmesi gerektiğini söyledi. Senatör Levin, bu yolda Amerikan hükümetinin yapması gerekenleri de şu şekilde sıraladı: “Amerika, Şam yönetimine askeri baskıyı artırmak için, rejime açıkça karşı çıkan Arap ülkelerini de kapsayan Londra 11 grubuna katılarak daha kapsamlı ek adımlar planlamalı. Bu planlara sınırlı da olsa rejimin hava savunma sistemleri ile ağır silahlarını hedef alan hava saldırıları seçeneği de dahil olmalıdır. Bu planlar yapılırken Suriye’deki muhalif gruplarla eşgüdüm içinde olunmalıdır.”

Senatör Carl Levin, bu tür bir planın hazırlanmakta olduğu yolundaki açıklamanın bile hem Suriye rejimine hem de müttefiki Rusya’ya güçlü bir mesaj vereceğini, Özgür Suriye Ordusu’nun moralini yükselteceğini ve siyasi çözüm seçeneğini güçlendireceğini de bildirdi.

Senatör Levin Mısır’daki gelişmelere de değindiği konuşmasında, Mursi’nin devrilmesini darbe olarak tanımladı ve Mısır’a yapılan yardımların askıya alınması gerektiğini söyledi: “Ortadoğu’daki demokratik yöntemle seçilen bir hükümetin devrilmesi karşısında, durup düşünmeliyiz. Her ne kadar ülkesindeki ayrılıkları giderek derinleştiren Mursi’nin gitmesini sevinçle karşılasam da, bu değişikliğin yapılış tarzı için aynı şeyi söyleyemem."

Carl Levin, Amerikan yardımlarının seçilmiş bir hükümet işbaşına gelinceye kadar kesilmesi gerektiği görüşünü savunurken bu konuda Kongre’de görüşbirliği olmadığının da altını çizdi.