Araştırmalar, Amerika’da herhangi bir dini inanca bağlı olmayan gençlerin sayısının arttığını gösteriyor. Yeni yapılan bir araştırma da 18 ila 24 yaş arasındaki Amerikalıların çoğunun dini bağnazlığı tamamen reddettiğini ortaya koyuyor. ‘Millenium Kuşağı -Bin Yıl Nesli’ olarak anılan bu gençlerin Amerika’da dini inanca ilişkin görüşleri değiştirmeye başladığı gözleniyor.
Amerika’nın dört bir yanından Washington’daki Georgetown Üniversitesi’ne gelen gençler dini inanç konusunu ele aldı.
Abigail Clauhs Boston Üniversitesi’de din eğitimi görüyor: ”Bizim neslimizin dinle karmaşık bir ilişkisi var. Aynı durum kendi kişisel hayatım için de geçerli.”
Clauhs Güney Carolina’da güneyli Baptist bir babanın ve Katolik annenin kızı olarak büyümüş.
Georgetown Üniversitesi’ndeki “Berkley Din, Barış ve Dünya İlişkileri Merkezi”nin yapığı araştırmaya göre yeni nesil gençleri, ailelerinin mensup olduğu mezhep ve inanca bağlı değil. Bu gençlerin dörtte biriyse hiçbir dine bağlı değil.
Clauhs bu duruma kampüste de tanık olmuş: ”Gençler ruhani duygulara sahip olsa da dogma ve doktrinlerden uzak duruyor. ”
Ankete yanıt verenlerin sadece %23’ü İncil’in Tanrı’nın sözü olduğunu ve harfiyen uyulması gerektiğini düşünüyor.
Amerika’da dinin en az etkili olduğu yerler, üniversite kampüsleri. İnsanların gençken inançtan uzaklaşması bunda etkili. Ancak yeni nesil öncekilere göre dine daha farklı yaklaşıyor.
Araştırmaya katılan Kamu Din Araştırmaları Enstitüsü Başkanı Robert Jones: ”Araştırmada Amerika’daki 18-24 yaş arası gençliğin bu ülkenin dinle olan ilişkisini değiştirmeye kararlı olduğunu görüyoruz.”
Jones, genç neslin kalıplaşmış dini inancı reddettiğini, ruhani duyguları, maneviyatı daha sıcak karşıladığını söylüyor: ”Gençler geleneksel kilise deneyimine dayalı dini tercih etmiyor.”
Ankete yanıt veren gençler arasında Facebook sayfalarında dini inançlarına ilişkin bilgi verenlerin sayısıysa yarıdan az.
Amerika’nın dört bir yanından Washington’daki Georgetown Üniversitesi’ne gelen gençler dini inanç konusunu ele aldı.
Abigail Clauhs Boston Üniversitesi’de din eğitimi görüyor: ”Bizim neslimizin dinle karmaşık bir ilişkisi var. Aynı durum kendi kişisel hayatım için de geçerli.”
Clauhs Güney Carolina’da güneyli Baptist bir babanın ve Katolik annenin kızı olarak büyümüş.
Georgetown Üniversitesi’ndeki “Berkley Din, Barış ve Dünya İlişkileri Merkezi”nin yapığı araştırmaya göre yeni nesil gençleri, ailelerinin mensup olduğu mezhep ve inanca bağlı değil. Bu gençlerin dörtte biriyse hiçbir dine bağlı değil.
Clauhs bu duruma kampüste de tanık olmuş: ”Gençler ruhani duygulara sahip olsa da dogma ve doktrinlerden uzak duruyor. ”
Ankete yanıt verenlerin sadece %23’ü İncil’in Tanrı’nın sözü olduğunu ve harfiyen uyulması gerektiğini düşünüyor.
Amerika’da dinin en az etkili olduğu yerler, üniversite kampüsleri. İnsanların gençken inançtan uzaklaşması bunda etkili. Ancak yeni nesil öncekilere göre dine daha farklı yaklaşıyor.
Araştırmaya katılan Kamu Din Araştırmaları Enstitüsü Başkanı Robert Jones: ”Araştırmada Amerika’daki 18-24 yaş arası gençliğin bu ülkenin dinle olan ilişkisini değiştirmeye kararlı olduğunu görüyoruz.”
Jones, genç neslin kalıplaşmış dini inancı reddettiğini, ruhani duyguları, maneviyatı daha sıcak karşıladığını söylüyor: ”Gençler geleneksel kilise deneyimine dayalı dini tercih etmiyor.”
Ankete yanıt veren gençler arasında Facebook sayfalarında dini inançlarına ilişkin bilgi verenlerin sayısıysa yarıdan az.