Ankara Doğalgaz Hattı İçin Kıbrıs’ta Taviz Verir mi?

Kıbrıs’ta Türk ve Rum liderler, neredeyse 50 yıllık soruna çözüm aramak için yeniden masaya oturuyor. Görüşmelerin başarısı, bölgedeki potansiyel enerji kaynaklarının aktörleri Türkiye, İsrail ve Avrupa Birliği için de önemli.

İsrail kıyılarında keşfedilen gaz rezervleri için yeni bir boru hattı projesi konusunda Ankara ve Tel Aviv görüşmeleri sürdürüyor. Bu rezervlere Leviathan adı verildi. Emekli büyükelçi Ünal Çeviköz’e göre bu rezervlerin işletilmesinin en iyi yöntemi doğal gazınTürkiye üzerinden Avrupa Birliği’ne taşınması. Böylelikle AB’nin enerji güvenliğinin de sağlanacağını söyleyen Çeviköz, Rus gazına bağımlılığın azalacağına da dikkat çekti.

Ankara Politikalar Merkezi adlı düşünce kuruluşunun başında olan Çeviköz’e göre kilit konu, İsrail’den Türkiye’ye bir doğalgaz hattının Kıbrıs’tan ya da Kıbrıs sularından geçmesi. Zira, bu denkleme ancak Kıbrıs dahil olur ve üçlü işbirliği yapılırsa bu hat hayata geçebilir. Kıbrıs sorunu çözülmeden kalırsa, bu hattın ilerlemesi ise büyük bir soru işareti.

İsrail boru hattı projesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Türkiye’yi bölgesel bir enerji merkezine dönüştürme hedefinin bir parçası. Transit ücretlerinin mali kazancı bir yana, Türkiye bölgenin güçlü enerji aktörlerinden biri haline gelebilir.

Türk basınında çıkan haberlere göre, Enerji Bakanı Berat Albayrak, mesajlaşma programı WhatsApp üzerinden neredeyse her gün İsrailli yetkililerle projeyi görüşüyor. 2010’da 9 Türk’ün hayatını kaybettiği Mavi Marmara baskını sonrası, bozulan ilişkilerin toparlanması ve iki ülkenin yeniden yakınlaşması, meyvesini bu boru hattıyla verebilir.

Geçen Nisan’da İstanbul’da düzenlenen Atlantik Konseyi Zirvesi’nde konuşan İsrail Enerji, Altyapı ve Su Kaynakları Bakanlığı Genel Direktörü Shaul Meridor, Türkiye’ye bir boru hattının kendileri için de ihracat fırsatı olduğunu söylemişti. Sheridor, “İsrail gazı 2-3 yıl içinde Türkiye’de olabilir“ demişti.

Enerji merkezi olmak için girişilen bu büyük adımlar, Ankara’nın yeni Kıbrıs görüşmelerinde bazı tavizler verebileceği spekülasyonlarını da arttırıyor. Ada’daki garantör ülkeler, Türkiye, İngiltere ve Yunanistan. Ancak Türkiye’nin Kıbrıs’taki güçlü askeri varlığı, birleşme çabalarının önündeki en önemli engel olarak görülüyor.

Al Monitor haber sitesinin yazarlarından Semih İdiz’e göre Kıbrıs konusunda geçmişe kıyasla daha olumlu bir hava var. Ancak İdiz, enerji çıkarlarının büyük bir ilerleme için yeterli itici güç olması konusunda şüpheli. 40 yıldır Kıbrıs sorununu takip eden İdiz, iyimser değil. Zira boru hatları ne kadar önemli olursa olsun, Türk hükümetinin enerji çıkarları için Kıbrıs’taki geleneksel ve stratejik çıkarlarından taviz vereceğine inanmıyor.

Erdoğan 2019 Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi, milliyetçi seçmene daha fazla yanaşıyor. İsrail de başka olasılıkların planını yapıyor. Nisan ayında Doğu Akdeniz gazını Avrupa’ya taşımak için Kıbrıs Rum kesimi ve İtalya ile bir ön anlaşma imzaladı.

Ancak bir İsrail-Rum-İtalya boru hattı, olabilecek en zorlu pahalı ve uzun proje. Emekli Büyükelçi Mithat Rende de, Akdeniz’den Yunanistan ve İtalya pazarına ulaşacak bir hat inşa etmeye çalışmanın fazla uzmanlık gerektireceğini ve ticari açıdan uygulanabilir olmadığını söylüyor.

Doğu Akdeniz ve enerji konularında uzman olan Rende, İsrail’in gaz yataklarını işletmede ve Ankara ve Tel Aviv gibi iki bölgesel müttefikin ilişkilerini güçlendirmede bir Amerikan firmasının müdahil olmasının cazip bir stratejik kazanç olabileceğini de belirtiyor. Washington’un gücü sayesinde Kıbrıs Rumlarının da rızasına gerek kalmaz.

Ancak Rum kesimi, Kıbrıs üzerinde uluslararası olarak tanınan tek yönetim ve kendi sularının rızası olmadan herhangi bir boru hattı için kullanılmasına karşı çıkıyor. Bu da, boru hattı inşa edecek firmaların kaçınmak isteyeceği, uzun uluslararası davalar demek. Ankara’nın enerji ile ilgili hedefleri ise bu durumda Birleşmiş Milletler öncülüğündeki birleşme görüşmelerinin başarılı olmasına bağlı.