29 Temmuz Amerikan Basınından Özetler

Bugünkü Amerikan gazetelerinde Arizona eyaletinin tartışmalı göçmenlik yasasının bazı maddelerinin iptali yolundaki mahkeme kararı yorumlara konu oluyor

New York Times Arizona eyaletinde, Washington'daki federal hükümetin itirazlarına rağmen çıkarılan göçmenlik yasasının en tartışmalı maddelerinin iptal edilmesini doğru buluyor. Gazete, iptal gerekçelerinin de benzer girişimleri önleyecek nitelikte olduğunu belirtiyor:

“Yargıç Bolton’un kararı, Arizona’nın göçmenlik politikasının kabul edilemez boyutlarını hepimize bir kez daha gösterdi. Tutarsız bir göçmenlik sistemi, kolluk güçlerine ayrılan kaynakların çarçur edilmesi, kamu güvenliğinin riske girmesi ve bir göçmenler ülkesi olan Amerika’nın kendini inkar etmesi bu politikanın öne çıkan başlıca boyutlarıydı. Obama, Arizona Kongresi’nin kabul ettiği göçmenlik yasasına itiraz edip yargıya götürerek büyük bir risk aldı. Bu, takdire değer bir davranıştı. Umarız Obama şimdi, bütün eyaletlere, Arizona’nın izlediği yolun doğru yol olmadığını net bir şekilde anlatır.”


Chrisitian Science Monitor mahkemenin kararıyla göçmenlik reformu konusunda ulusal bir uzlaşma fırsatı doğduğunu savunuyor. Gazete, sorunun yargı tarafından çözülemeyeceğini vurguluyor:

“Yasadışı göçmenlik sorununun federal mahkemelerin ilgi alanına girmesi bu tartışmalı konuda bir uzlaşmanın sağlanmasına giden yolun başlangıcı olabilir. Mahkemenin bu kararıyla eyaletler, bu konudaki yetkilerinin sınırları konusunda bir fikir edindiler. Temyiz süresinin uzaması da Kongre’nin harekete geçmesini geciktirebilir. Ortaya çıkan bu tablo, eyaletleri sorunun çözümü için daha fazla çaba harcamaya zorlayabilir. Elbette sorunun çözümü hiç de kolay değil ve bu sorunu mahkemeler çözemez. Ancak Kongre’nin ciddi bir şey yapmadığı bir ortamda mahkemenin verdiği bu karar hiç yoktan iyidir. Yargıç Bolton da kararında bir yandan Arizona eyaletine hak verirken bir yandan da bazı maddeleri niçin iptal ettiğinin uzun uzun anlatmaya belki de bu nedenle ihtiyaç duydu.”

Washington Post büyük ilaç firmalarının aynı ilacı daha ucuza üretecek rakiplerine, piyasaya girmelerini geciktirmeleri karşısında para ödediğini hatırlatıyor. Gazete, bu uygulamayı yasaklamayı amaçlayan yasa tasarısını destekliyor:

“Reçeteli ilaçlarda, patent hakkı karlılık açısından büyük önem taşıyor. Ancak patent yasalarının katılığı nedeniyle, çok küçük bir buluşun bile kullanıldığı ilaçlarda, tazminat davası korkusu nedeniyle yıllar süren tekeller oluşuyor. Federal Ticaret Komisyonu’nun tahminine göre, rekabeti sınırlandıran bu uygulamalar tüketicilere yılda üç milyar dolara mal oluyor. Kongre Bütçe Bürosu ise, bu rakamın 2,5 milyar dolar olduğunu tahmin ediyor. Reçeteli ilaçların üçte birinin federal hükümet satın alıyor. Bu nedenle ilaç firmaları arasındaki bu tür anlaşmaları yasaklayan bir düzenleme Senato Ödenekler Komitesi’nde görüşülen bir tasarının içinde yer alıyor. Rekabeti engelleyen bu uygulamanın yasaklanması vergi mükellefleri açısından büyük bir avantaj sağlayacaktır.”

USA Today, Lockerbie faciasının sorumlusu olan Libyalı teröristin üç ay ömrü kaldığı gerekçesiyle serbest bırakıldığını hatırlatıyor. Gazete, aradan bir yıl geçmesine rağmen Lockerbie bombacısının hala yaşadığını belirtiyor:

“Yaşananlar, teröristin serbest bırakılmasında en iyi ihtimalle hoş görülü bir yaklaşımın ve tıbbi hatanın etkili olduğunu gösteriyor. Kötümser senaryoya göre ise, İngiltere’nin BP’yi de ilgilendiren ve Libya ile ticari ilişkilerini geliştirmeyi amaçlayan bir anlaşma bu konuda etkili oldu. Kısa bir süre önce Libya kıyılarında sondaj izni alan BP, 2007 yılında İngiltere hükümetini Libya ile tutukluların değişimi anlaşması imzalaması konusunda uyardığını açıkladı. Oysa, dünyanın dört bir yanındaki teröristlere, yakalanıp mahkum oldukları taktirde acımasıza cezalandırılacakları mesajı verilmelidir.”