Cam kırıkları, kirli plastikler, ahşap malzemeler, kullanılmayan metaller, elektrikli araçlar, bozulmuş gıdalar, tekstil ürünleri, kimyasallar...
Evinizden çıkan bu çöplerin toplanmadığını, yığılmaya ve çürümeye başladığını, sokaklarınızın koktuğunu gözünüzün önüne getirin. Örneğin Fransa'nın başkenti Paris’te belediye işçileri geçen yıl Mart ayında greve gittiğinde tam da bu manzara yaşanmıştı.
Ancak mesele sadece tek bir şehir değil. Dünyanın dört bir yanında insan üretimi atık ve çöpler, çevreyi ve sağlığımızı tehdit ediyor.
2050 yılına kadar atıklar 4 milyar tona çıkabilir
Birleşmiş Milletler’e göre her yıl 2,1 ile 2,3 milyar ton arasında kentsel katı atık üretiyoruz.
Üstelik önlem alınmazsa 2050 yılına kadar evsel katı atık miktarımız yılda 4 milyar tona yaklaşabilir.
Her yıl 783 milyon insan aç olmasına rağmen tüketicilere sunulan gıdanın yaklaşık yüzde 19'u da israf ediliyor.
Filmlerde gördüğümüz gezegeni saran çöpten sıradağlar aslında hiç de uzak değil. Üstelik bu atıklar, iklim krizini ağırlaştırdığı gibi doğa ve biyoçeşitlilik kaybını da arttırıyor.
Bu atıkları “ortadan” kaldırmak için açık hava çöplükleri dışında birçok yöntem denendi. Atıklar yakma tesislerinde ateşe verildi, okyanusların dibine gönderildi ya da devasa çukurlara gömüldü. Hatta “uzayı çöp kutusu olarak kullanmak” bile gündeme geldi.
Ancak insanoğlunun yarattığı bu kirliliğin “muazzam” boyutu bu "çözümleri" sürdürülemez kılıyor.
Birleşmiş Milletler bu nedenle, 2022’de 30 Mart'ı, her yıl kutlanmak üzere Uluslararası Sıfır Atık Günü olarak ilan etti. Türkiye'nin önerdiği bu karara 105 ülke daha destek verdi.
Atıkları sıfıra indirmek elbette imkansız. Sıfır atık, hayatın her alanında atıkları azaltmak için bilinçli seçimler yapmak demek.
İlgili Haberler “Dünya açlıktan kırılırken her gün 1 milyardan fazla öğün çöpe gitti”Bireyler ne yapabilir?
Ürünlerin yeniden kullanımı, onarımı, kullanılamadığında da güvenli bir şekilde geri dönüştürülmesi bireylerin sorumluluğuna giren alanlar.
Gerçekten ihtiyaç yoksa satın alınan ürünlerin azaltılması, ambalaj ve poşetin en aza indirilmesi, tek kullanımlık plastiklerden vazgeçilmesi, gıdaların doğru saklama koşullarıyla ömrünün uzatılması ile israf edilmemesi atılabilecek olası adımlardan.
Organik atıkların depolama alanlarına gönderilmesi yerine kaynağında ayrıştırılması yani kompostlanması ve toprağa döndürülmesi de kişisel olarak yapabileceğimiz şeyler.
Ancak geri dönüşüm, atık azaltmanın önemli bir bileşeni olsa da yeterli değil.
İşletmelerin üretim süreci nasıl düzenlenebilir?
Her yıl atıkların sadece yüzde 20'sinden azı geri dönüştürülüyor. İşte burada bireylere değil, işletmelere görev düşüyor. Daha üretimin ilk etabında, atık oluşumunu önleyecek süreçleri yeniden tasarlamak gerekiyor.
Birleşmiş Milletler’e göre hammadde kullanımı son 50 yılda üç kattan fazla artarak doğal alanların tahribine yol açtı ve iklim değişikliği, doğa ve biyolojik çeşitlilik kaybı, kirlilik ve atık gibi üçlü gezegensel krizi körükledi.
Bu nedenle işletmeler, ürünlerin yaşam döngüsünü en başından itibaren hesaba katarak, ambalaj atıklarını azaltarak ve sürdürülebilirliğe öncelik veren tedarikçilerle ortaklık kurarak sıfır atık stratejileri geliştirebilir.
Üreticiler, üretimde tehlikeli kimyasalları en aza indirirken ürünleri daha dayanıklı hale getirilebilir; daha az kaynak tüketen yoğun üretim ve nakliye yöntemleri tercih edilebilir.
Hükümetler ve yerel yönetimler de sorumlu
Devlet politikaları da teşviklerle işletmelerin sıfır atık yaklaşımına destek verilebilir, hatta işletmeler için atık azaltma hedefleri zorunlu kılınabilir.
Hükümetler, tüketicileri ürünlerini daha uzun süre saklamaya teşvik edebilir ve özellikle elektronik atıklara karşı üreticileri onarım hizmetleri sunmaya zorlayabilir.
Hükümetler ayrıca bağlayıcı hedefler ve eylem planları aracılığıyla hükümetler arası ve sektörler arası işbirliğini kurumsallaştıran çevre anlaşmalarına imza atabilir.
Belediyeler kentsel tarımı teşvik edebilir ve gıda atıklarını hayvancılık, çiftçilik, yeşil alan bakımı ve daha birçok alanda kullanabilir. Ayrıca gıda atığı kompostlama programlarını finanse edebilir.