Görme Engelli Öğrenciler Uzaktan Eğitimde Zorlanıyor

Dünyada her yıl 7-14 Ocak tarihleri arası “Beyaz Baston Görme Engelliler Haftası” olarak kabul ediliyor. Bu hafta, adını görme engellilerin dışarıda bağımsız hareket ederken dikkat çekmesi için kullandığı beyaz bastondan alıyor. Görme engelliler için bağımsız hareket edebilmek kadar bilgiye ve eğitime ulaşmak da önem taşıyor. Ancak Corona virüsü salgınında görme engelliler de diğer öğrenciler gibi okullarından uzak kaldı.

Eğitimde Görme Engelliler Derneği Başkanı Emre Taşgın, Türkiye’de ilkokul, ortaokul ve lise kademelerindeki yaklaşık 7 bin görme engelli öğrencinin yüz yüze eğitimin durdurulmasının ardından uzaktan eğitime geçtiğini söyledi. VOA Türkçe’ye açıklamalarda bulunan Taşgın, “Görme engelliler hem uzaktan eğitimde kullanılan sistemlere ekran okuyucu yazılımların tepki verme durumu bakımından hem de öğretmenlerinin gönderdiği ders materyallerine erişim bakımından güçlük yaşadı. Her engel grubunun farklı ihtiyaçları vardır. Görme engellilerin bu süreçteki en büyük sorunu akademik eğitim noktasında. Asıl ihtiyaç olan, halihazırdaki müfredatın erişilebilir bir şekilde takip edilebilmesidir” dedi.

Your browser doesn’t support HTML5

Görme Engelli Öğrenciler Uzaktan Eğitimde Zorlanıyor


Görme engelli öğrenciler, özel eğitim okullarında ya da diğer öğrencilerle birlikte kaynaştırma sınıflarında akademik ve mesleki eğitim görebiliyor. Ancak eğitimleri salgının başladığı Mart ayından bu yana sekteye uğradı. 12 Ekim’de okullarda yüz yüze eğitime tekrar dönülse de bu uzun sürmedi. 16 Kasım’da, tüm kademelerle birlikte özel eğitim ve kaynaştırma sınıflarında yüz yüze eğitim yeniden durduruldu, uzaktan eğitime geçildi.

“Uzaktan eğitimde görsel betimleme eksik”

Türkiye’de TRT kanalları, EBA internet sitesi ve mobil uygulaması üzerinden devam eden uzaktan eğitim, salgın döneminde herkesin gündemine yerleşti ancak görme engelliler için dijital kaynaklara erişebilmek yeni bir sorun değil. 2018 yılından bu yana Milli Eğitim Bakanlığı’yla birlikte EBA’nın görme engelliler için erişilebilir hale getirilmesine çalıştıklarını ve birçok ilerleme kaydettiklerini söyleyen Taşgın, “Pandemi döneminde EBA birtakım sorunları bünyesinde barındırmasına rağmen içerik değil sistem bakımından kısmen de olsa kullanılabildiyse bu bizim iki yıllık işbirliğimizin sonucudur. Mobil uygulamalar eskiye nazaran daha kullanılabilir halde. EBA’yı daha erişilebilir yapma çalışmalarımız ise pandeminin başlamasıyla beraber kesintiye uğradı. Videoların görsel betimlemeleri yok. Özellikle sayısal alandaki içeriklerin çoğunun görsel olarak açıklamaları yer almıyor. Yakın zamanda video betimleme çalışmaları başladı. Tabii bunun çok hızlı şekilde ilerlemesi, tüm kademelere yayılması gerekiyor” dedi.

Bakanlık, uzaktan eğitim sürecinde EBA’nın yanı sıra özel gereksinimli öğrenciler ve velileri için geliştirilen “Özelim Eğitimdeyim” mobil uygulaması ile EKPSS’ye (Engelli Kamu Personeli Seçme Sınavı) hazırlanan engelli öğrenciler için bir mobil uygulama hayata geçirdi. EBA dışındaki içeriklerin de arttırılması gerektiğini kaydeden Taşgın, üniversite sınavına hazırlanan öğrencilere yönelik “EBA Akademik Destek” programının kullanımında ise görme engelliler için sıkıntılar olduğunu söyledi.

“Destek eğitimleri uzaktan eğitime uyarlanmalı”

Taşgın, en büyük sorunun destek eğitiminin kesilmesi olduğu görüşünde. Yüz yüze eğitimde görme engelli öğrenciyle öğretmenin, haftalık ders saatinin yüzde 40’ına kadar bire bir ders yapmasına imkan sağlayan destek eğitiminin, uzaktan eğitim koşullarında da sürdürülmesi gerektiğini söyleyen Taşgın, “Görme engelli bir kişi müfredatı takip ederken diyebilirdi ki ‘Ben matematik dersini takip etmekte zorlanıyorum ve bu konuda destek eğitime ihtiyacım var.’ Matematik dersini gören akranlarıyla aynı kazanımları elde edebilecek düzeyde takip edebilmesi için destek eğitim alabiliyordu. Görme engelliler takip etmekte zorlandıkları derslerle ilgili destek eğitimini şu anda alamıyorlar” diye konuştu.

“Ekran okuyucusu EBA’yı okuyamıyor, sistemden atıyor”

Okullarda yüz yüze destek eğitimi sürdürülemiyor ancak bunu uzaktan eğitimde öğretmenleri sayesinde gerçekleştirebilenler de var. Manisa Sosyal Bilimler Lisesi 12’inci sınıftaki görme engelli bir kaynaştırma öğrencisi olan Güliz Çakar, EBA’daki sıkıntılar yüzünden öğretmenleriyle uzaktan canlı derslerle eğitimine devam ettiğini söyledi. VOA Türkçe’ye konuşan Çakar, “Lisedeki hocalarım benim için çaba gösteriyor ve farklı bir platformdan ders yapıyoruz. Bu açıdan görme engelli arkadaşlarımın çoğundan şanslı hissediyorum. Kullandığımız ekran okuyucuları EBA’ya uygun olmadığı için yarısını okuyabiliyor, yarısını okumuyor. Okumadığı zaman da sistemden çok fazla atıyor. Özellikle bu yüzden EBA’yı kullanamıyorum. Sürekli atması dikkatimi çok fazla bozuyor” dedi.

Üniversite sınavına hazırlanan Çakar, ekran okuyucu sorununu test çözerken de yaşadığını belirtti: “Milli Eğitim’in kazanım kavrama testleri var. Bunları, kullandığımız ekran okuyucuları seslendiremiyor. Özellikle görsel içerikli olanlar gibi bazı sorular bütün öğrencilere yönelik hazırlandığı için hiçbir şekilde seslendirilemiyor.”

“Uzaktan eğitimde üniversite hedefimi küçülttüm”

EBA’yı televizyondan takip ederken ise ders anlatımlarında betimleme yapılmadığı için dersten koptuğunu sözlerine ekleyen Çakar, “Erişimde çoğunlukta olmadığımız için öğretmenler de anlatırken genele göre anlatım yapıyor. Bu noktada sıkıntı yaşanıyor. Hoca tahtaya yazdığı şeyi betimlemeden sunduğunda ben hiçbir şey anlayamıyorum” diye konuştu.

Corona salgını öncesinde üniversite sınavında, Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik bölümünü hedeflediğini ancak uzaktan eğitim koşullarında hedefini küçülttüğünü belirten Çakar, “Matematik temelim zayıf. Son sınıfta hocalarımla yüz yüze bunu geliştirebilirim diye düşünüyordum. Ama şu an tek başına halledemiyorum. Sözelim daha iyi olduğu için hedefimi değiştirdim. Özel eğitim öğretmenliği deneyeceğim. Eğer bu yıl kazanamazsam, seneye tekrardan kurduğum hayali gerçekleştirmeyi ümit ediyorum” dedi.

Bakan Selçuk: “Her görme engelli öğrencinin evine Braille alfabesiyle kitap postalanıyor”

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Aralık ayında görme engelli çocuklar için yürütülen çalışmaları sosyal medya hesabından paylaşmıştı. Selçuk açıklamasında, “Bugün ders aletleri yapım merkezimize gittim, çalışmaları yerinde görmek için. Biz her çocuğumuza kaynak desteği sağlıyoruz. Onların kitapları, Türkiye'nin ilk Braille otomatik baskı makinesine kağıt olarak giriyor, kitap olarak çıkarak Braille alfabesiyle basılıyor ve evlerine postalanıyor. 18 milyon evladının her birinin saçını ayrı ayrı okşarcasına gece gündüz çalışan işte böyle bir aileyiz biz” ifadelerini kullanmıştı.

“Matematik, müzik, din alanlarında kaynak kısıtlı”

Bakanlık diğer öğrencilere olduğu gibi görme engelli öğrencilere de ücretsiz ders kitaplarını (kabartılmış noktalardan oluşan Braille alfabesiyle basılmış şekilde) dağıtıyor. Ancak Eğitimde Görme Engelliler Derneği Başkanı Taşgın, öğrencilerin bunlara eksiksiz ulaşmakta sıkıntı çektiğini kaydetti. Taşgın, “Özellikle sayısal alanda, müzik ve dini eğitimi kapsayan derslere ait kaynakların Braille baskıları ya yok ya da yetersiz. Her öğrenci okulun ilk gününde kitaplarını masasında buluyor. Ama görme engellilerin bunu önünde bulması biraz zaman alıyor. Yıllardır işleyen bir sistem fakat bunun gelişmesi gerekiyor. Bunun gelişebilmesi için de her branştaki kitapların Braille baskılarının olması gerekiyor” dedi.


Matematik, müzik gibi alanlarda kullanılan semboller nedeniyle kabartmalı baskılarda sorun çıkabildiğini ve kaynakların bu yüzden kısıtlı olduğunu söyleyen Çakar ise “Ben 21 yaşındayım. Şimdiye kadar hiç kabartma test kitabım olmadı, test kitabı üzerinden soru çözmedim. Hep soruların fotoğraflarını kardeşime çektirirdim, hiç tanımadığım insanlara dahi atardım, soruları seslendirip bana geri yollarlardı, öyle çözerdim. Bakanlık bizim için kabartma kitaplar basıyor ama dağıtımında sıkıntılar olabiliyor. Mesela bazen ciltler karışabiliyor. Normal yazıdaki bir kitap, kabartma yazıda üç cilde tekabül edebiliyor. Bu yüzden bazen ciltler karışık geliyor. Mesela benim bir kitabımın ikinci cildi gelmişti ama birinci cildi yoktu. O anda ikinci cilde ihtiyacım olmadığı için hiç işime yaramamıştı” ifadelerini kullandı.

“Erişilebilirlik talebi bir hak”

Tüm öğrenciler 25 Ocak’ta yarı yıl tatiline girecek. 15 Şubat’ta başlayacak ikinci dönemde ise yüz yüze eğitime dönülüp dönülmeyeceği henüz açıklanmadı. Uzaktan eğitimin uzaması halinde görme engelli öğrencilere ve ailelerine, teknoloji okur-yazarlıklarını arttırma tavsiyesinde bulunan Taşgın, “Çocuklarının akademik anlamda geri kalmaması için ailelere eğitim ihtiyaçlarını talep etmelerini salık veriyorum. Talep etmeleri gereken erişilebilirlik düzenlemelerinin bir hak olduğunu unutmasınlar. Eğitim haklarını kullanabilmek için düzenleme talep ediyorlar. Yoksa bir lütuf, bir ayrıcalık, bir inisiyatif istemiyorlar” dedi.

Görme engelli öğrenci Çakar da uzaktan eğitimde yapılacak değişikliklerde, sorunları birebir yaşayan görme engeli olan öğretmen ve öğrencilerden daha fazla görüş alınması gerektiğini söyledi.