1 Şubat’ta Iowa’da, 9 Şubat’taysa New Hampshire’daki ön seçimlerden alınacak sonuçlar, Kasım’daki başkanlık seçimlerini kimin kazanma şansının en yüksek olduğunun sinyallerini verebilir. Cumhuriyetçi Parti cephesinde yarışı önde götüren aday, Donald Trump. Demokrat Parti’deyse Vermont Senatörü Bernie Sanders’ın Hillary Clinton’ı zorladığı gözleniyor. Öte yandan yarışa bağımsız aday olarak katılmayı düşünen yeni bir politikacı var.
Donald Trump, tartışma yaratan sözleri, aşağılayıcı yorumları ve dış politika konularındaki yetersiz bilgisine rağmen Cumhuriyetçi cephede yarışı önde götürmeyi sürdürüyor. Kimsenin kendisini durduramayacağını söyleyen Trump hiç de mütevazi değil. Bunu, ”New York’ta Beşinci Cadde’ye çıkıp birini vursam yine de hiç oy kaybetmem” sözlerinden anlayabiliriz. Trump’ı popüler kılan önemli bir neden, kaçak göçmenlere karşı sert tavrı.
Trump, tüm bu böbürlenmelere rağmen Iowa’da kazanmanın önemini kabul ediyor. Anketlerde Trump’tan 10 puan geride olan Texas Senatörü Ted Cruz, Iowa’da fark yaratmayı umuyor.
Demokrat Parti cephesindeyse Vermont Senatörü Bernie Sanders, bazı yerlerde Hillary Clinton’a verilen destek oranını yakalamaya başladı. Sanders’ın en büyük destekçileri, geleneksel siyasetçilerden sıkılan genç seçmenler.
Senatör Sanders, Amerika’da giderek artan gelir adaletsizliğini ve paranın siyasetteki etkisini sık sık eleştiriyor.
Öte yandan New York eski Belediye Başkanı Michael Bloomberg, Sanders’ın Clinton için bir tehdit unsuru haline gelmesi durumunda bağımsız aday olarak yarışa katılabileceği sinyali verdi. Dünyanın en zenginlerinden biri olan milyarder Bloomberg, kampanyasını kendi parasıyla finanse edeceğini söylüyor.