IŞİD Neden Irak Sınırında? Yenilgi mi Taktik mi?

Suriye’deki birçok cephede yenilgiye uğrayan IŞİD, İran destekli Hizbullah, Lübnan ve Suriye ile ateşkes yaptı. Ateşkes uyarınca, IŞİD militanlarının sürpriz bir şekilde, Lübnan-Suriye sınırından Irak sınırına nakledilmesi kararlaştırıldı. Karara Amerika tepki göstererek, konvoyu vuracağını duyurdu. Bu, IŞİD’in yenilmenin eşiğinde olduğu bölgede güç dengesini nasıl etkiler?

Uluslararası koalisyonun hava desteği ile Irak Ordusu ve Kürt güçlerinin kara saldırısıyla Musul’dan çıkarılan IŞİD, son olarak Telafer’i de kaybetti. Irak ordusu ve Kürt güçleri örgütün elindeki Havice kasabasını da kurtarmak için gün sayıyor. Örgüt Irak ve Suriye’deki varlığının önemli bir kısmını kaybetti. Irak’ta bunlar yaşanırken, Suriye’den sürpriz sayılabilecek bir haber geldi. IŞİD, Hizbullah ve Suriye ile anlaşma imzalayarak, Lübnan sınırından ülkenin doğusuna, Irak sınırına çekilme kararı aldı.

Dışardan bakıldığında IŞİD açısından, kötü sonuçları olabilecek bir adım. Örgütün yerleşmesine karar verilen yer Deyrizor çevresi. Yani Irak sınırına sadece 100 kilometre uzaklıkta. Irak’taki kontrol ettiği bölgelerden tek tek çıkarılan IŞİD’in, bu bölgede sıkışıp kalması kaçınılmaz. Çünkü olası bir çatışmada ne kaçabilecekleri, ne de yardım alabilecekleri bir yer var. Irak içinde de zor durumda olan IŞİD, tüm gücünü, elindeki son büyük kasaba olan Havice’yi savunmak için kullanacak. Anlaşmaya ilk tepki IŞİD’e karşı kurulan koalisyondan geldi. Koalisyon, yazılı açıklama yaparak anlaşmaya sert tepki gösterdi. Yola çıkan konvoyun engelleneceği de duyuruldu.

Bir tepki de Irak Başbakanı Haydar Abadi’den geldi. Sosyal medya hesabı üzerinden açıklama yapan Abadi, anlaşmadan endişe duyduklarını ifade ederek, bunun Irak’ı tehdit ettiğini söyledi. Peki örgüt böylesi bir adımı neden attı? Yenilgi mi yoksa taktik mi?

Alkış: “İran Kürt bölgesini kuşatma altında tutmak istiyor”

Anlaşmanın bir tarafında Hizbullah olunca akla doğrudan İran geliyor. İran’ın Irak üzerindeki hesaplarına dair bir adım mıydı bu? Marmara Üniversitesi’nde görev yapan Akademisyen Mehmet Alkış’a göre işin içinde İran var. Amerika’nın Sesi’ne konuşan Alkış, İran’ın Kürt bölgesini kuşatma altında tutmak istediğini savunuyor.

Hüseyin: “IŞİD militanları ilk defa kendilerini patlatmadan teslim oluyor”

Süleymaniye Kentinde yaşayan Araştırmacı ve terör uzmanı Cemal Hüseyin bu görüşe katılmıyor. Amerika’nın Sesi’ne konuşan Hüseyin, anlaşmanın siyasi değil askeri olduğu görüşünde. Hüseyin, “IŞİD birçok cephede yeniliyor, özellikle Irak, Suriye ve Lübnan’da. Kalamun bölgesi 2014’ten beri IŞİD kontrolünde. IŞİD buradan sürekli Lübnan’a saldırıyordu ve Şam’da yakın olduğu için tehditti. IŞİD’in yenilgileri sonrasında, Lübnan’da Hizbullah ve Suriye ordusunun Kalamun bölgesini tecrit etmek için baskıları artıracaktı. Bu nedenle IŞİD diğer bölgeyi terk etmek için yollar arıyordu. Bana göre IŞİD’ı anlaşmaya zorlayan, askeri alandaki yenilgileridir. Yani bu ittifak ve müzakereler sadece askeri durumdan dolaylı yapıldı. Bu, Hizbullah ve Suriye’nin zaferidir. Buna rağmen ilk defa görüyoruz ki IŞİD militanları, kendilerini patlatmadan teslim oluyorlar ve düşmanların şartlarına uyarak geri adım atıyorlar ”dedi.

Hüseyin’e göre bunun arkasında komplo teorileri aramanın birkaç nedeni var; ”Suriye ordusu ve Hizbullah’ın Suriye’de ve Lübnan’daki, Irak ordusunun Musul’daki başarıları, özellikle İran ve Şii düşmanları tarafından farklı yorumlandı. Örneğin IŞİD konvoyunda sadece 308 kişi IŞİD’e mensuptur diğerleri sivil insanlardır. Deyrizor’da Suriye’nin toprağıdır. IŞİD’in oraya aktarılması baskıların artmasına neden olmuş. Bunun için diyorum ki IŞİD’le anlaşmanın siyasi bir boyutu yoktur.”

Hüseyin, IŞİD’in Kürt bölgesi için tehdit oluşturacağı tezine ise katılmıyor.

Selcen: “Anlaşmanın nedeni askeri”

Buna katılmayanlardan biri de Aydın Selcen. Türkiye’nin Irak Kürdistan Bölgesindeki ilk konsolosu olan ve şimdilerde köşe yazıları yazan Selcen’e göre, anlaşmanın nedeni askeri. Amerika’nın Sesi’nin sorularını cevaben Selcen, “Lübnan, IŞİD’in elinde olan askerlerini geri almak üzere bir askeri harekat yürüttü ancak söz konusu askerlerin IŞİD tarafından kafaları kesilerek öldürüldüklerinin anlaşılması üzerine harekatı durduklarını açıkladı. Hizbullah da eşzamanlı ancak Lübnan ordusundan bağımsız olarak sınır bölgesinde harekat yapıyordu. Her ikisi de harekatı durdurmalarının ardından, akılcı bir anlaşmayla IŞİD unsurlarının bölgeyi terk etmelerine ve gereksiz can kaybının önlenmesine olanak tanıyan bir uzlaşmaya vardıklarını açıkladılar. İlginç olan, Musul ve Telafer’in IŞİD’den kurtarılmasında görev alan Haşd-ı Şabi’nin de, kendilerine kalsa, IŞİD’le benzeri bir uzlaşmaya, anılan yerlerde varabilmiş olacaklarını açıklamaları. Bu yaklaşım Hizbullah ve Haşdi Şabi üzerinden IŞİD konusunda (ABD’ye fazla zararı verebilmek adına) İran’ın ikili oynadığı yorumlarına yol açtı. ABD de Lübnan’daki uzlaşının ardından bölgeyi terk eden IŞİD mensuplarını taşıyan otobüs konvoyunu hedef alacağını açıkladı ancak konvoyun vurulduğuna dair bir bilgi bende yok. Bilahare konvoyun iki kola ayrıldığını öğrendik. Daha da önemlisi Bedir (BADR) Milisi Komutanı Amiri açıkça Hizbullah’ı hedef alarak, söz konusu uzlaşının Irak için tehdit olduğunu açıkladı. Bu durumun IKB için bir ilave tehdit oluşturacağını sanmıyorum. IKB, ABD ile koalisyonun ve 1500 kayıp verme pahasına da olsa, IŞİD’le baş edebileceğini kanıtladı ve bölge sınırlarını doğal ve savunulabilir çizgiye getirmeyi becerdi” diye konuştu.

Selcen, “Bunu İran’ın Kürdistan Bölgesindeki referanduma karşı bir hamlesi olarak okumak doğru olur mu?” sorusuna ise “Ben böyle bir bağlantı göremiyorum. Karakuşi bir yaklaşım olarak değerlendiririm ve gerçekçi görmem” yanıtını verdi.

Irak güvenlik kaynaklarına göre, sınıra gönderilen IŞİD’li sayısı söylenenden daha fazla. Irak İçişleri Bakanlığı sınıra sevk edilen IŞİDlileri gözetlemek için özel bir birim oluşturdu. Anlaşmaya ve sevkiyata Kürt yönetimi de tepki gösterdi. Irak Kürdistan Bölge Başkanlığından yapılan yazılı açıklamada, “Bu gücün Lübnan’dan Suriye’nin doğusu ile Irak sınırına getirilmesi şüphe uyandırmaktadır ve ciddi şekilde takip edilecektir. Bunu, 2014 yılında uygulanan ve Irak’a ve bölgeye huzursuzluk getiren senaryonun tekrarı olarak görüyoruz” denildi. IŞİD konvoyunun bölgeye ulaştığına dair farklı bilgiler var. Bazı kaynaklara göre, konvoy Irak sınırına ulaştı. Ancak bazı kaynaklar ise çölde sıkıştığını söylüyor. Konvoyun yola çıktığı günlerde, Suriye ordusu da, üç yıldır süren Deyrizor’daki kuşatmayı kırdığını duyurdu.