"Küresel Isınma Dünyada Çatışmaları Arttırabilir"

Almanya'nın Gelsenkirchen kentinde bir termik santral

ABD ordusu, istihbaratı ve güvenlik yetkililerinin yeni yaptığı bir dizi değerlendirme, iklim değişikliğinin çevreye yönelik olumsuz etkilerinin yanısıra küresel güvenliği de kalıcı ve tehlikeli şekilde tehdit edebileceğini kaydediyor.

Başkan Joe Biden'ın iklim değişikliğinin etkileriyle daha iyi mücadele etme çabasının bir parçası olarak bu yılın başında hazırlanması talimatı verdiği raporlar, iklim değişikliğinin etkilerinden hiçbir ülkenin muaf olmayacağına ve bazı ülkelerin şimdiden dönüşü olmayan aşamaya erişmek üzere olduğuna işaret ediyor.

ABD İç Güvenlik Bakanlığı, Perşembe günü yayınladığı iklim değişikliği stratejik çerçeve çalışmasında, "İklim değişikliği; jeostratejik rekabet, gelişmekte olan teknolojikler ve küresel çaplı demografik eğilimler başta olmak üzere başka etkenlerle de birleştikçe risk haritasını yeniden şekillendiriyor" ifadesine yer verildi.

Raporda, "Bu eğilimlerin aşındırıcı etkileri, ülkeleri iç istikrarsızlıklara karşı giderek daha savunmasız hale getirecek. Bunun bölge ve sınır güvenliği ile ana ulusal güvenlik çıkarları üzerindeki etkileri çok geniş kapsamlı olacak" denildi.

Savunma yetkilileri, kitlesel göçlerden kilit bölgelerdeki güç dengelerinde sapmalara ve bazı ülkelerin "küresel çapta istikrarsızlığa yol açabilecek" çöküş olasılığına kadar şimdiden en kötü senaryolara karşı hazırlık yapmaya başladıklarını söyledi.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, "Gelecekte rekabetçilikte avantaj, hızla değişen bu stratejik ve fiziksel çevrede savaşıp kazananların eline geçecek" dedi.

Hangi bölgeler en fazla risk altında?

Savunma Bakanlığı'nın risk değerlendirmesi, iklim değişikliğinin en az dört bölgede istikrarsızlığı tetikleyebileceğine dikkat çekiyor. Bu bölgeler Ortadoğu ve Güney Asya, Afrika, Avrupa ile Orta ve Güney Amerika. Bu bölgelerden üçünün insani yardıma olan talebinin artacağı da öngörülüyor.

ABD istihbarat çevrelerinin Ulusal İstihbarat Tahmini'ne göre iklim değişikliği, çok daha büyük felaketlere yol açabilir. Güney ve Doğu Asya ile Orta Amerika'daki kilit ülkeler, bu tahminin odağında yer alıyor.

ABD istihbaratı ayrıca mevcut hükümetlerin iklim değişikliğinin ortaya koyduğu zorluklarla mücadele etmeyi başaramaması durumunda isyancıların ve teröristlerin bu durumdan çıkar sağlamaya çalışabileceğini öngörüyor.

Yapılan uyarıda, "El Kaide ya da IŞİD'in varolduğu ülkelerin çoğunun iklim değişikliğinin etkilerine karşı oldukça savunmasız olduğu sonucuna vardık" deniliyor.

Şimdiden yükselen terör tehdidiyle karşı karşıya olan Orta Afrika ülkeleri de daha büyük zorluklarla karşılaşabilir.

Değerlendirmede "Yeterli kaynaklara ve ekipmanlara sahip olmayan ordular, kendi ülkelerinde ve komşu ülkelerde sayısı giderek artan doğal felaketlerle mücadelede ciddi sıkıntılarla karşı karşıya kalacak" ifadesi yer alıyor.

Orta Amerika'da uzun süreli kuraklık ve aşırı yağışlar, çalışan nüfusun yüzde 30'unu bulundukları yerleri terk etmeye zorlayabilir.

"Hiçbir ülke iklim değişikliğinin etkilerinden muaf olmayacak"


ABD'li istihbarat yetkilileri ayrıca en fazla kaynaklara sahip ülkelerin bile kendilerini dezavantajlı durumda bulabileceklerini, ABD ve Çin arasında 2040 yılına kadar kilit mineraller ve temiz enerji teknolojileri üzerinde yoğun rekabet yaşanabileceğini kaydediyor.

Yapılan tahmine göre "ABD ve diğer ülkeler, öngörülen değişikliğin beraberinde getirdiği büyük maliyetleri karşılamak için nispeten daha iyi bir konumda çünkü uyum sağlamak için daha büyük kaynaklara sahipler. Ancak yine de bu ülkelerin de zor bir uyum süreci geçirmesi gerekecek. Değişikliklere ayak uydurmak çoğunlukla zorlayıcı olacak ve insanlar, bunun olumsuz etkilerini gündelik hayatlarında hissedecek. En ağır insani maliyet bertaraf edilse bile bunun etkileri çok büyük olacak."