'Netanyahu’nun İlhak Açıklamasından Haberdardık’ 

İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun seçim vaadi kapsamında Batı Şeria’daki Ürdün Vadisi’ni ilhak etme planına dünyadan ve Filistinlilerden tepki yağdı. Arap Birliği Netanyahu’nun açıklamasını kınadı. Amerikalı yetkililerse açıklamadan Trump yönetiminin önceden haberdar edildiğini belirtti.

1967 savaşında Batı Şeria’yı işgal eden İsrail’de, Başbakan Netanyahu’nun son açıklaması uzun zamandır bu bölgedeki Yahudi yerleşimlerinin ilhak edilmesi gerektiğini savunan aşırı sağcı rakiplerinden oy çalma çabası olarak görüldü.

Siyasi yorumcular Netanyahu’nun, İsrail’in 1981’de ilhak ettiği Golan Tepeleri’nde İsrail’in egemenliğini tanıyan ABD Başkanı Trump’la kurduğu yakın ilişkiden cesaret alarak Ürdün Vadisi’ni ilhak etme planını açıkladığı yorumunu yapıyor.

İsrail ile Amerika arasındaki iletişim konusunda bilgi sahibi olan Amerikalı bir yetkili, haber ajansı Reuters’a yaptığı açıklamada, İsrail Başbakanı Netanyahu’nun Ürdün Vadisi konusundaki açıklamasıyla ilgili, Trump yönetiminin önceden bilgilendirildiğini söyledi.

“Çok iyi bir siyasi hamle”

Amerikalı yetkili, Netanyahu’nun İsrail’in bu bölgeyi ilhak etme planına Amerika’nın destek verip vermediği sorusuna, “Siyasi bir açıklama yapan bir siyasetçi. Başbakan daha önce ABD’nin İsrail Büyükelçisi David Friedman’ın yaptığı açıklamalara dayandığı görülen çok iyi bir siyasi hamlede bulundu” yanıtını verdi.

İsrail Başbakanı Netanyahu, Nisan ayında koalisyonun kurulamadığı seçimlerin ardından bu ayki seçimlerde siyasi kariyeri için mücadele ediyor. Genel başkanı olduğu Likud Partisi, eski Genelkurmay Başkanı Benny Gantz’ın partisi Mavi-Beyaz ile son anketlerde kafa kafaya.

Trump yönetiminin uzun süredir ertelenen Ortadoğu barış planını İsrail seçimlerinden sonra açıklaması bekleniyor. Söz konusu planın ABD’nin yıllardır destek verdiği İsrail ile yan yana bir Filistin devleti kurulması vizyonuna bağlı kalıp kalmayacağı hala belirsiz.

Ürdün Vadisi neden önemli?

İsrail Başbakanı Netanyahu’nun ilhak etmeyi planladığını açıkladığı Ürdün Vadisi, Batı Şeria’nın doğu kısmını oluşturuyor. İsrail-Ürdün sınırında Ürdün Nehri boyunca kuzeyde uzanan Taberiye Gölü’nden 300 kilometre uzaklıkta Lut Gölü’ne kadar uzanan bir bölge.

İsrail’in 1967 savaşında Batı Şeria ile birlikte Ürdün’den ele geçirdiği bölgede o tarihten bu yana 30 yeni yerleşim kuruldu. Ürdün Vadisi’nde şu anda 65 bin Filistinli ve 11 bin Yahudi yerleşimci bulunuyor. Batı Şeria’daki Yahudi yerleşimlerini takip eden Peace Now adlı kuruluşuna göre ise bölgede yaklaşık 53 bin Filistinli ve 12 bin 800 İsrailli yerleşimci yaşıyor.

Uluslararası toplum ve Filistinliler, Batı Şeria ve Doğu Kudüs’teki bütün Yahudi yerleşimlerini hukuk dışı olarak nitelendiriyor. Filistin kenti olan Eriha ve civardaki bazı mahallelerin dışında Ürdün Vadisi’nin yüzde 90’ı İsrail’in güvenlik ve idari denetiminin altında. Yani bölge ve bölge halkının denetimi İsrail ordusunda.

Bölge, dünya üzerinde rakımı en düşük nokta olarak yıl boyunca meyve ve sebze yetiştirilebilen eşsiz bir iklime sahip. Lut Gölü’ne açılan Ürdün Vadisi mineral bakımından da zengin suyuyla turizm ve ticaret açısından da verimli bir yer.

Ürdün Vadisi Filistinliler için “ekmek teknesi”

Filistinliler Ürdün Vadisi için “ekmek teknesi” ifadesini kullanıyor. Batı Şeria’nın yüzde 30’unu oluşturan Ürdün Vadisi’nde Filistinlilerin tarlalarının yanı sıra Filistin Yönetimi’nin güneş enerjisi projeleri için ayırdığı açık araziler ve sanayi bölgeleri bulunuyor.

Filistinli eski bakan Semih El Abed “İsrail Ürdün Vadisi’ne tutunmaya çalışıyor çünkü bu geniş alanın yüksek bir ekonomik değeri var. Burası Filistin halkının ekmek teknesi. Doğal kaynaklarla dolu bir yer” diyor.

Reuters’a konuşan Filistinli baş müzakereci Saeb Erekat, “Ürdün Vadisi olmadan Filistin Devleti’nin olması mümkün değil. Benim refahım ancak doğal kaynaklarımı, Lut Gölü’ndeki kıyılarımı, Akdeniz’deki kıyılarımı, suyumu ve toprağımı kontrol edebildiğim ölçüde mümkün olabilir” sözleriyle İsrail’e tepki gösteriyor.

İsrail için stratejik bir bölge

İsrail açısından Ürdün Vadisi önemli bir güvenlik noktası olarak nitelendiriliyor. Çünkü burası Doğu’dan gelebilecek olası saldırılara karşı bir tampon bölge ve İsrail ile 1994 yılında barış anlaşması imzalayan Ürdün sınırı boyunca da bir savunma hattı sağlıyor.

İsrailller burada gösterilecek askeri bir varlığın, olası bir bölgesel barış anlaşmasının önemli bir parçası olarak görüyor. Bu bölgedeki İsrailli yerleşimcilerin çoğu laik çiftçiler ve Batı Şeria’da dini anlamda önem taşıyan diğer yerleşimcilere kıyasla daha zayıf bir ideolojiye sahipler. Öyle ki İsrail’de ılımlılar arasında bile İsrail’in olası bir barış anlaşması kapsamında bir şekilde denetime sahip olması gerektiği konusunda geniş bir mutabakat var.

Filistinlilerse sınırı kontrol etmeyen bağımsız bir devletin olamayacağını söylüyor. İsrail’in bu bölgeyi ilhak etmesiyle Filistinlilerin bu verimli bölgeyi kaybetmesi söz konusu.

Netanyahu’nun iç hesaplarla yaptığı siyasi hamle

İsrail Başbakanı Netanyahu daha önce de işgal altındaki topraklar üzerinde İsrail’in egemenliğini uygulama vaadinde bulundu ancak böyle bir adımın uzun vadede sonuçları olacağı için bu vaatleri henüz hayata geçirmiş değil.

İsrailliler arasında İsrail’in bölgeden çekilmesi konusunda yaygın bir muhalefet var. Pek çoğu 1967 öncesindeki sınırlara dönülmesinin gerçekçi olmadığı düşüncesinde. İsrail’in kıyı kesiminin en dar kısmında yer alan bu bölgede, Akdeniz ve Batı Şeria arasındaki mesafe sadece 15 kilometre. Bu da Ürdün Vadisi olmadan Kudüs’ün üç tarafının Filistin topraklarıyla çevrili olacağı anlamına geliyor. Bu durum da İsrailliler’de gelecekte olası askeri bir çatışmada ikiye ayrılabilecekleri endişesine yol açıyor.

Netanyahu’nun 17 Eylül’de yapılacak seçimlerdeki ana rakibi olan eski Genelkurmay Başkanı Benny Gantz da, İsrail’in Ürdün Vadisi üzerindeki denetimi muhafaza etme vaadinde bulundu ancak bölgenin ilhak edilmesi gerektiğini söylemedi. Gantz, Netanyahu’nun açıklamasını da seçim kampanyası tiyatrosu olarak niteledi.

BM: “İsrail ile yan yana Filistin devleti olasılığına büyük darbe olur”

Filistinlilerse Amerika’nın İsrail yanlısı tavır benimsediğini savunarak Amerika’nın barış çabalarını boykot ediyor. Filistinliler İsrail işgali altındaki Batı Şeria’nın tamamını ve Gazze Şeridi’ni kapsayan bölgede bağımsız bir Filistin devleti kurulmasını istiyor.

Ürdün Vadisi’nin İsrail tarafından ilhak edilmesi Ürdün sınırında kalıcı bir tampon bölgenin oluşması ve Filistinlilere de sadece İsrail tarafından çevrelenmiş izole bazı bölgelerin kalması anlamına geliyor. Birleşmiş Milletler sözcüsü, ilhak adımının İsrail ile yan yana bir Filistin devleti olasılığına büyük bir darbe vuracağı konusunda uyarıda bulundu.

Filistinli liderler İsrail’in Ürdün Vadisi’ni ilhak etmesinin uluslararası hukukun ihlali olacağını ve bu adımın güvenlik işbirliği öngören 1990 tarihli geçici barış anlaşmalarını geçersiz kılacağını savunuyor.

Filistinliler: “Ne pahasına olursa olsun topraklarımıza sahip çıkarız”

Netanyahu’nun ilhak açıklaması sonrası bölgede yaşayan Filistinliler, nesiller boyu Batı Şeria’da yaşadıklarını belirterek topraklarını asla İsrail’e bırakmayacakları mesajını veriyor.

Bölgedeki bir köyde yaşayan ve haber ajansı Reuters’a konuşan Hasan El Abedi “Burası anne-babalarımızın ve dedelerimizin toprakları. Ne pahasına olursa olsun buraya sahip çıkacağız” diyor.

Eriha’dan 27 kilometre uzaklıktaki Zbeidat köyünde yaşayan 75 yaşındaki Filistinli çiftçi İsmail Hasan da “Bu topraklar Netanyahu’nun değil. Netanyahu seçimi kazansa da kazanmasa da bunu kabul etmeyiz. Burası Filistin’in, Filistinlilerin toprağı” diye konuşuyor.