Pandemi ABD ve Türkiye Ekonomisini Nasıl Etkiledi?

Your browser doesn’t support HTML5

Küresel ekonomiyi sarsan pandeminin etkilerini her ülke kendi imkanları ölçüsünde aşmaya çalışıyor. Dünyanın en büyük ekonomisi Amerika da son bir yılda ekonomiyi canlandırmak için devreye sokulan ekonomik teşvik paketleriyle toparlanma sinyalleri veriyor. Mevcut para politikaları, enflasyon endişelerini de gündeme getiriyor. VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan makro stratejist Balı Fırat Ekin ABD doları rezerv para birimi olduğundan ülkede enflasyonun aşırı yükselmeyeceği görüşünde: “Ancak ABD’deki enflasyonun etkileri Avrupa’ya çok ters olabilir. Bunların yaratacağı bir şelale etkisini görebiliriz. ABD’deki enflasyondan dolayı Avrupa’ya yansıma ters olursa bunun içinden çıkmak zor olabilir.”

Tedbirler sonrası pandemi ekonomisinin etkilerinin en fazla emlak sektöründe görüleceğine de değinen Ekin, Amerika’da sonbahardan önce gerçek resmi görmenin mümkün olmayacağını söyledi.

Yabancı yatırımcı gözüyle Türkiye’deki tabloya da değinen Balı Fırat Ekin, dünya genelinde likidite ortamı olduğundan normal şartlarda Türkiye’nin cazip bir ülke olması gerektiğini vurguluyor: “Ancak enflasyon oranları yüzde 16’larda. Yabancı yatırımcı neye bakıyor? Merkez Bankası’nın bağımsızlığı önemlidir. Son iki yılda dört Merkez Bankası başkanı değişince, insanların güveni kalmadı.”

Your browser doesn’t support HTML5

Yabancı Yatırımcı Gözüyle Türkiye Nasıl Görünüyor?

Türkiye’nin çok fazla kriz atlattığına, güven sorununu çözerek bunu da kolayca atlatabileceğine inandığını da vurgulayan Ekin, şöyle devam etti: “Türkiye’nin önü açıktır. Riskler var mı, var. 2013’teki yüzde 30’ların altına gelmiş dış borç oranımız şu anda yüzde 63’lere gelmiş. Güven teşkil etmek gerekir, yapabiliriz. Türkiye olarak konum olarak bölgenin İsviçre’si de olabiliriz. Barış, hizmet, servis ülkesi olmamız gerekir.”

Your browser doesn’t support HTML5

"Türkiye'nin Önü Açıktır"

Birçok ekonomist gibi Balı Fırat Ekin de geride bıraktığımız son bir yılın dünya çapında gelir uçurumu yarattığını, zenginin daha zengin, fakirin de daha fakirleştiğini söylüyor: “Önümüzdeki yıl için umutluyum. Çözülebileceğini umuyorum. İnsanlar finans konusunda yaratıcı çözümler buluyor.”