Sokağa Çıkma Yasağı Virüse Karşı Koruyor mu?

Gaziantep-Kilis Tabip Odası Başkanı Uzman Dr. Ramazan Sürücü

Türkiye'de son günlerde vaka sayısında düşüşe geçen Corona virüsü salgınında ölüm olayları halen yaşanırken, virüsün bulaşmasını engellemeyi amaçlayan tedbirler de yetkililer tarafından uygulanmaya devam ediyor.

İnsanların yoğun olarak bulundukları alanların kapatılmasının yanı sıra, 48 saatlik ve 96 saatlik olmak üzere iki defa sokağa çıkma yasağı uygulandı.

Türkiye hafta sonu yeni bir sokağa çıkma yasağına hazırlanırken, ''Kısıtlamalar virüsün bulaşma riskini azalttı mı?'', ''Gaziantep’te halk kısıtlamalara ne kadar uydu?'', ''Yasağın kalkmasının ardından insanlar neden kuralları hiçe saydı?'' gibi soruları Gaziantep-Kilis Tabip Odası Başkanı Uzman Dr. Ramazan Sürücü’ye sorduk.

Your browser doesn’t support HTML5

Sokağa Çıkma Yasağı Virüse Karşı Koruyor mu?

“İhtiyaçlar devlet tarafından karşılanmalı’’

VOA Türkçe’ye konuşan Dr. Sürücü, Gaziantep’teki vaka sayısının Türkiye’deki düşen vaka sayısının tersine artış gösterdiğini vurgulayarak, “Asgari ücretle çalışan ya da günlük kazancıyla ancak hayatını idame ettiren birçok vatandaşımız var. Bunları sokaktan alıkoymanın tek yolu ihtiyaçlarının devlet tarafından karşılanmasıdır’’ dedi.

Sağlık Bakanlığı tarafından oluşturulan bilim kurulunun desteğiyle sürecin bir noktada iyi yönetildiğine dikkati çeken Dr. Sürücü, “Tüm dünyayı kasıp kavuran bir pandemi ile karşı karşıyayız. Türkiye olarak diğer ülkelerden şansımız, vaka daha geç görülmeye başladı. Bu anlamda da diğer dünya ülkelerinin yaşamış olduğu deneyimlerden hazırlık sürecimiz biraz daha başarılı olmaya başlamıştı ilk başlarda. Takip eden süreçte ülkedeki vaka sayısının katlanma hızının diğer ülkelerden çok fazla olması ürkütücüydü. Kamu irademizin almış olduğu kararlar, Sağlık Bakanlığımızın oluşturduğu bilim kurulunun desteğiyle süreç bir noktada doğru yönetildi ama Dünya Sağlık Örgütü pandemi ilan ettikten sonra burada yapılması gerekenler evrensel olarak bellidir zaten. Okulların tatil edilmesinden seyahat kısıtlamalarına kadar birçok kısıtlama hayata geçiriliyor. Dünyaya baktığımızda da birçok ülkenin farklı uygulamalar yaptığını gördük. Mesela İngiltere, İsveç bir sürü bağışıklığı modeli uyguladı. Herhangi bir karantina tedbiri ya da sosyal izolasyonla ilgili kısıtlama yapmadılar ama onun olumsuz sonuçlarını şimdi yaşıyorlar. Aslında bu bir bütün. Tüm dünya ülkeleri pandemi ile mücadele etme noktasında benzer kararlarla doğru bir şekilde yönetse virüsten kurtulma ve hasarın az olması sağlanmış olur’’ diye konuştu.

Gaziantep

“Virüs sadece hafta sonları var gibi algı oluştu’’

Sokağa çıkma kısıtlamalarının uygulanması noktasında Corona virüsü salgınının sadece hafta sonu bulaşabileceği algısının oluştuğunu belirten Dr. Sürücü, “Türkiye’de biz Türk Tabipleri Birliği ve Tabip Odaları olarak sürecin en başından itibaren halk sağlığı biliminin pandemi ile ilgili önerdiği uygulanması gereken bilimsel kuralları ve hayatın devamlılığının sağlanması noktasındaki zorunlu işlerde çalışanların dışındakilerin bir süre sokağa çıkmamasının doğru olacağını söylemiştik. 10 Nisan'da neden olduğu sonucu tasvip etmediğimiz 48 saatlik bir sokağa çıkma yasağı uygulanmıştı. En son bu 23 Nisan'la birleştirilen 4 günlük sokağa çıkma yasağı uygulandı. Biz sosyal izolasyonun ve sosyal mesafeyi korumanın pandeminin kontrolunda ve doğru yönetilmesinde en doğru yöntem olduğunu hep söyledik. Ancak bu şekilde virüs sanki sadece hafta sonu sokakta, insanlar sokağa çıkmasın, hafta içi ise çıksın, sanki virüs çalışmıyor gibi bir mantık düşünüldü. Dünyada da benim gözlemlediğim kadarıyla böyle bir uygulama yok. Antep özelinde düşünecek olursak yasak kalktıktan hemen sonra bizim ana işlek caddelerimizde çok yoğun nüfus hareketliliği görüyoruz. Sokağa çıkma yasağı sonrası insanların böyle bir rahatlama duygusu oldu. Yasak öncesi insanlar sokağa çıkarken maskesini takıyordu, daha az bir nüfus hareketliliği vardı ama şu an çok daha yoğun yaşanıyor. Şu mesajı vermek lazım, rakamları verileri paylaşırken sanal bir iyilik hali yaratılmaması gerekiyor. Gerçekler üzerinden hareket edilmesi gerekiyor ki toplumun bütün bireyleri bu sürece aktif olarak katılabilsinler. Son günlerde grafiklere bakılsa sayıların düştüğünü görüyoruz, bu çok güzel ancak bunun toplumda, kamuda ve bizlerde bir rehavete neden olmaması lazım. Tedbirlerin sıkı bir şekilde devam edebilmesi gerekiyor. Bizim sağlık sistemimiz kilitlenmedi en azından, burada toplumuzun duyarlı davranmasıyla birlikte, gerekmedikçe hastanelere akın edilmedi. Şu an yoğun bakımla ilgili bir sıkıntımız yok’’ ifadelerini kullandı.

Gaziantep-Kilis Tabip Odası Başkanı Uzman Dr. Ramazan Sürücü

“Toplum sağlığını sokaktaki insanımızın inisiyatifine bırakamayız’’

Sokağa çıkma yasaklarına vatandaşları uydurmanın sosyal devlet anlayışından geçtiğini vurgulayan Dr. Sürücü, “Biz halkımıza evinde kal sokağa çıkma dediğimiz zaman sosyal devlet olarak burada insanların ihtiyaçlarını karşılamak gerekiyordu. Asgari ücretle çalışan ya da günlük kazancıyla ancak hayatını idame ettiren birçok vatandaşımız var, bunları sokaktan alıkoymanın tek yolu ihtiyaçlarının devlet tarafından karşılanmasıydı. Ama ülkemizde böyle bir şey çok gerçekleşmedi. Söz konusu toplum sağlığıysa biz bazı durumları sokaktaki insanımızın inisiyatifine bırakamayız. Bu noktada kamu idaresinin çok katı kurallar koyması gerekiyor. Antep özelinde düşünecek olursak sokağa çıkma yasağı var ama 2-3 aile birleşerek site içerisindeki bir bağ evine gidip kalabiliyor. Diğer bağ evlerindekileri de düşünecek olursanız bir bakıyorsunuz site bahçesinde yüzlerce insan dip dibe mangal yapıyor. Bir şeyi yaparken toplumun desteğini almak için onun gerekçelerini çok iyi anlatmak gerekiyor. Gerekçelerini anlatacaksınız ve ihtiyaçlarını karşılayacaksınız. Televizyonlardan alt yazıyla ilan edilen sokağa çıkma yasağıyla olmaz’’ diye konuştu.

“İl pandemi kurulunda biz yokuz’’

Bilim dünyasının Corona virüsü salgınının ne kadar süreceğini bilmediğini söyleyen Dr. Sürücü, “Bilimsel verilerin mevcut durumuyla halkımıza bir şeyler söylemek gerekiyor. Tüm dünya ülkelerine de baktığınız zaman ülkelerin demokrasi noktalarında gelişmişliği, sürecin şeffaf yönetilmesiyle ilgili, bilimsel yaklaşımlarla ilgili durumunu da belirliyor. Bizim ülkemizde mutlu olduğumuz nokta en azından Sağlık Bakanlığımız bir bilim kurulu oluşturdu. Ancak bu şeffaflıkla ilgili sorunlar yaşıyoruz. Gaziantep’te biz tabip odası olarak il pandemi kurulunda yokuz. Biz bu salgın savaşında cephenin en ön safhasında yer alan meslek gruplarının temsilcileriyiz. Ama tabip odalarının pandemi kurullarında olmaması demokratik bir uygulama değil. Biz zorunlu olarak orada varız, kaç tane karar yayınlandı, altında oy birliğiyle karar alınmıştır ibaresinin altında tabip odası olarak adımız var ama toplantılardan haberimiz yok. O kararlarla ilgili fikrimiz alınmadı’’ dedi.

“3 bin 500 sağlık çalışanı pozitif vaka’’

Kentteki vaka sayısına dikkat çeken Dr. Sürücü, “Türk Tabipleri Birliği'nin Tabip Odaları aracılığıyla elde etmiş olduğu verilere göre 22 Nisan'da yayınlanan raporda 3 bin 500 civarında sağlık çalışanının pozitif olduğunu, bunun yüzde 38’inin ise hekim olduğunu görüyoruz. Bunlar neden önemli, sağlık çalışanlarının sağlığını korumakta temel amaç yine toplum sağlığını korumaktır. COVID-19 tehdidi ne ülkemiz için ne kentimiz için ne de dünya üzerinde henüz geçmiş değildir. Henüz bir aşısı yok, spesifik bir ilaç tedavisi yok. Korunmak için tek silahımız sosyal izolasyon ve hijyen. Gaziantep’te 23 sağlık çalışanımızda virüs pozitif çıktı. 16 tanesinin testi negatifleşti. İlimizin vaka sayısına bakacak olursak Türkiye’deki vaka sayısının düşüşüne karşı artış gösterdiğini gözlemledik. Lütfen kamu idaresi sokağa çıkma yasağı ilan ediyorsa bunun kontrolünü ve denetimini yapsın. Şimdi yasak bitti şu caddelerin halini görsünler, bir kontrole tabi tutsunlar’’ ifadelerini kullandı.