Çavuşoğlu Başika Kararını Savundu

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Irak’ta Bağdat Hükümeti’nin Aralık ayında ciddi tepki gösterdiği ve Türkiye’nin tümüyle terk etmesini talep ettiği Başika Kampı’na güvenlik gerekçesiyle yeniden asker sevkiyatı yapıldığını açıkladı.

Bakan Çavuşoğlu, Dışişleri Bakanlığı’nca Türkiye’nin dış politikasında koordinasyon sağlanması temel amacıyla düzenlenen 8. Büyükelçiler Konferansı’nın açılışında konuştu. Türkiye’nin Irak’ın toprak bütünlüğüne saygı duyduğunu yineleyen Çavuşoğlu, ancak Türk Silahlı Kuvvetleri personeli açısından Irak’taki güvenlik riskine dikkat çekerek, güvenlik sorunu gerekçesiyle Başika’ya takviye asker gönderme kararı aldıklarını ifade etti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 8 Ocak’ta Başika kampı yakınlarında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin girdiği çatışmada 18 IŞİD’linin öldürüldüğünü açıklamıştı. Erdoğan, o gün Türkiye’nin Aralık ayında duyduğu güvenlik kaygısının nasıl gerçeğe dönüştüğünü vurgulamıştı. Ancak o gün neler yaşandığına ilişkin Türk Silahlı Kuvvetleri’nden herhangi bir yazılı açıklama yapılmamıştı. Erdoğan’ın açıklaması sonrasında bugün Çavuşoğlu’nun açıklamasıyla Türkiye’nin, Irak’taki Bağdat Hükümeti’nin sert tepkisi üzerine askeri birliğini geri çektiği Başika’ya yeniden asker sevk ettiği ortaya çıktı.

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Irak’ta Türkiye’nin DEAŞ’la mücadele için askeri eğitim verdiğini belirterek, şu açıklamayı yaptı:

“Irak'ta, DEAŞ'a karşı mücadele etme iradesine sahip kesimlerin, askeri ve siyasi bakımdan yeterince destek alamadığı açıktır. Yapılan askeri yardımların önemli bir bölümü, ne yazık ki bir başka ülkenin güdümündeki Şii milislere gidiyor. Önceki Irak hükümetinin mezhepçi uygulamaları sonucunda, özellikle Sünni kesim Irak güvenlik güçlerine güvenmiyor. Hatta, onları işgalci güç olarak algılıyor. Bu bir vaka. Bunun için, 2015 Mart ayından itibaren Musul yakınındaki Başika bölgesinde ulusal muhafızları eğitmeye başladık. Bu projeyi Musul valisinin talebi ve Irak makamlarının bilgisi dahilinde gerçekleştirdiğimizi bir kez daha hatırlatmak isterim. Kampta Türk Silahlı Kuvvetlerince bugüne kadar 2 bin 441 personel eğitildi. Ayrıca, 2 bin 308 peşmergeye de dört farklı merkezde eğitim sağladık. Son dönemde, Başika kampının güvenliği ciddi bir risk altına girmişti. Bu tehdide karşı, Aralık ayı başında Başika'da eğitim için bulunan askerlerimizi korumak amacıyla bir intikal gerçekleştirdik. Bu sevkiyat, üçüncü ülkelerin kışkırttığı abartılı haberlerin de etkisiyle, Bağdat'ta hassasiyet yarattı. Bu hassasiyet karşısında yapıcı adımlar attık.”

Türkiye 2 bin 700 kişi yakalamış

Bu arada DEAŞ ile mücadele çerçevesinde sayısal veriler de veren Çavuşoğlu, Paris, Lübnan, Mali ve Libya’daki saldırılarının yanı sıra Suruç ve Ankara ile Türkiye’nin de menfur terör eylemleriyle en derinden yaralandığını anlatarak söze başladı. “Terörün yarattığı acıyı ve tahribatı en iyi biz anlarız” diyen Çavuşoğlu, “DEAŞ'ı, Türkiye’ye, bölgeye ve insanlığa karşı bir tehdit olarak görüyoruz. Bu terör örgütüyle kararlı bir şekilde mücadele ediyoruz ve bu yöndeki uluslararası çabalara aktif destek veriyoruz. Suriye ve Irak’taki terörist guruplara katılmayı planlayan yabancıların geçişlerini engellemek amacıyla gerekli tüm önlemi alıyoruz. Bugüne kadar 28 bini aşkın kişiye yurda giriş yasağı koyduk. Yaklaşık 2.700 kişiyi de yakalayıp sınır dışı ettik. Eşitli havalimanı ve otobüs terminallerinde kurulan Risk Analiz Grupları 7 binden fazla yabancıyı mülakata aldı. Bunların bin 600'den fazlasının ülkemize girişine izin vermedik” diye konuştu.

Atatürk’ün sözüyle Rusya mesajı

Bu arada Türkiye’nin sınır ihlali gerekçesiyle 24 Kasım 2015’te Rus askeri uçağını düşürmesiyle başlayan krize de değinen Çavuşoğlu, Rusya yönetimini aklıselime davet ettiklerini söyledi. Çavuşoğlu, 8. Büyükelçiler Konferansı’ndaki konuşmasında Rusya ile ilişkiler konusunda şu mesajları verdi:

“Rus makamlarının aşırı tepkilerine rağmen, gerilimi artıran taraf olmadık. Soğukkanlı ve itidalli bir tutum izledik. Diğer taraftan, zarara uğrayan şirketlerimizin ve vatandaşlarımızın durumuyla çok yakından ilgileniyoruz. Türkiye olarak her zaman barış ve işbirliğinden yana olduk. Milli güvenliğimize ve egemenliğimize doğrudan bir tehdit olmadıkça, asla güç kullanmadık. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün 'Milletin hayatı tehlikeye düşmedikçe savaş bir cinayettir' sözünü ilke edindik. Bugüne kadar, çevremizdeki tehditlerden asgari düzeyde etkilendik. Bunu bir taraftan barışçıl dış politikamıza, diğer taraftan da caydırıcı askeri gücümüze borçluyuz.”

Çavuşoğlu’nun Suriye’ye ilişkin sözleri ise Türkiye’nin bu ülkeye ilişkin dış politikasında herhangi bir değişiklik olmayacağını gösterdi. Çavuşoğlu, “Esad bizi dinlemedi. Kendi halkını ağır silahlarla katletmeye başladı. Biz de diğer birçok ülke gibi tavrımızı açıkça ortaya koyduk. Başka ne yapacaktık? Oturup yaşananlara seyirci mi kalsaydık? Katliamları, kimyasal silah kullanılmasını, klor gazını, varil bombalarını görmezden mi gelseydik? Vicdanlara sığmayan bu vahşet karşısında sabrımızın da elbet bir sınırı olacaktı. Bildiğiniz gibi, Riyad’da muhalifler kendi müzakere heyetini seçti, koordinatörünü belirledi. Rejim ve bazı çevreler muhalefeti sulandırmaya çalışıyor. Bu tür girişimler, çözüme yönelik tüm çabaları boşa çıkarabilir. Bu konuda, bütün muhataplarımızı uyarıyoruz. Muhalefet üzerine düşeni yapmıştır. Şimdi de gözler rejimdedir” dedi.

ABD’de gerçekleşecek başkanlık seçimlerini de değerlendiren Çavuşoğlu, isim vermeksizin Donalp Trump’u da eleştirdi. Çavuşoğlu, “Bazı adayların İslam karşıtlığını körükleyen ve Müslümanları hedef alan açıklamalarından rahatsızlık duyuyoruz. İslamofobi illetinin Avrupa’dan ABD’ye sıçramasını istemiyoruz” yorumunda bulundu.