'Türkiye Irak Petrolü İçin İdeal Güzergah'

Ortadoğu uzmanı ve SAIS profesörü Daniel Serwer, Türkiye'ye petrol ve doğal gaz ihracatını arttırması durumunda Irak'ın Avrupa pazarlarına daha yakınlaşacağını ve Rusya'ya alternatif oluşturabileceğini söylüyor
Türk ve Iraklı enerji yetkililerinin geçen hafta Ankara’daki 13. Petrol ve Doğal Gaz Konferansı’nda bir araya gelerek, petrol ve doğal gaz ticareti konusunda olumlu açıklamalarda bulunması, iki ülke arasındaki siyasi sorunların aşılabileceği konusunda iyimser beklentilere yol açtı.

Türkiye’nin geçtiğimiz yıllarda Irak’ın kuzeyindeki Kürt Bölgesel Yönetimi’yle başlattığı petrol ticareti, Ankara ve Bağdat arasında tansiyonu yükseltmişti. Ayrıca Suriye iç savaşında iki ülkenin izlediği farklı siyaset de bu gerginliği arttırdı.

Geçen hafta Ankara’ya giden Irak Petrol Bakanı Abdülkerim Luaybi, geçici olarak kapatılan Kerkük-Ceyhan boru hattını yeniden açacaklarını bildirdi. Enerji Bakanı Taner Yıldız da Türkiye’nin Irak’ta enerji alanında milyarlarca dolarlık projelerde yer aldığını söyledi.

Bir süre önce Irak’ın kuzeyinde incelemelerde bulunan Ortadoğu uzmanı Daniel Serwer, Bağdat’ın ağırlıklı olarak Basra Körfezi üzerinden yürüttüğü petrol ihracatını, Türkiye’ye kaydırmasının jeopolitik açıdan yararlarına dikkati çekiyor. Serwer, bu konudaki bir makalesinde, Irak’ın hem batıdan Ürdün üzerinden, hem de kuzeyden Türkiye üzerinden yapacağı petrol ve doğal gaz ihracatının, Bağdat’ı Avrupa pazarlarına daha çok bağlayacağını ve doğal olarak bölgede enerji kaynağı üreten bir ülke olarak Rusya’ya alternatif olacağını düşünüyor. Serwer, bu noktada Irak’ın kuzeyinde de üretimin arttırılması gerektiğini belirtiyor ve Türkiye’nin bu bölgede önemli bir yatırımcı olduğunun altını çiziyor. Amerika’nın Sesi Türkçe Bölümü olarak Johns Hopkins Üniversitesi Uluslararası İleri Uluslararası Çalışmalar Okulu (SAIS) profesörlerinden Daniel Serwer’in bu konuda görüşlerini aldık:

VOA: “Irak’ın petrol ve doğal gaz kaynakları ve bunları dış pazarlara nakletme yollarını yeterli bulmadığınızı söylüyorsunuz. Bunu açar mısınız?”

DANIEL SERWER:
“Ben Irak’ta hiç kimsenin günde 3 ya da 3 buçuk milyon varil petrol üretimini yeterli bulduğunu sanmıyorum. Irak’ın çok büyük rezervleri var. Enerjiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Hüseyin el Şehristani’nin de bu durumdan memnun olduğunu sanmıyorum. Daha fazla üretip, daha fazla ihraç etmek istiyorlar.”

VOA: “Irak petrolünün büyük bölümünü Körfez üzerinden ihraç ediyor. Üretim arttığında başka ihraç yolları açılması mümkün mü?”

DANIEL SERWER: “Evet, zaten Irak’ın güneyindeki ihraç kapasitesi neredeyse dolmuş durumda. Bu noktada Irak’ın hem kuzeyden hem de batıdan ihraç yolları açması gerek. Batı yolu Ürdün üzerinden, Akabe limanından. Iraklıların Ürdünlü yetkililerle bu konuyu görüştüklerini biliyorum. Umarım görüşmeler sonuç verir. Suriye zaten şu sırada olanak dışı. Diğer önemli olasılık ise Türkiye. Umuyorum ileride Türkiye’ye yalnızca Kürt bölgesinden değil, Irak’ın güneyinden de petrol nakletmek mümkün olur. Ama bunun için Irak’ın güneyiyle kuzeyi arasında bir petrol boru hattı inşası gerekiyor. Böyle bir şey de Irak’ı daha çok Türkiye’ye, Akdeniz’e ve Batı’ya bağlar, Körfez’e ve Doğu Asya’ya bağımlılığını azaltır.”

VOA:
“Ankara’nın hem Irak hem de Erbil ile birlikte petrol ticaretine girişmesi şu sırada zor görünüyor. Eğer Türkiye ile Irak arasındaki siyasi sorunlar çözülürse, Kürt Bölgesel Yönetimi’ni de içine alacak şekilde düzenli petrol ve doğal gaz ticareti başlar mı?”

DANIEL SERWER: “Umuyorum öyle olur. Buradaki ana sorun, Erbil ve Bağdat arasında, petrol arama, üretim ve ihracat yetkileri konusundaki anlaşmazlık. Şu anda bir anlaşmaya varmış değiller. Bu da Kürt bölgesinin Türkiye’ye ihracat yapmasıyla sonuçlandı. Kürtler kendi kontrollarındaki bir boru hattından Türkiye’ye petrol ihraç etmeyi yasaklayacak bir kural olmadığını söylüyor. Bu sorunun çözülmesi gerek. Irak içindeki iç sorunlar çözüldüğünde; petrol arama, üretim ve ihracata kimin karar vereceği kesinleştiğinde Irak’tan Türkiye’ye büyük miktarlarda petrol ve doğal gaz ihracatının başlaması mümkün. Bu Türkiye’nin gelişen ekonomisini besleyecek enerjiyi sağlayacak ve Avrupa’ya ulaşacak en ideal güzergah.”

VOA: “Irak’ın enerji konusunda Rusya’ya alternatif olabileceğini düşünüyorsunuz. Amerika’nın da bölgede istikrar arayışları bu amacı mı taşıyor?”

DANIEL SERWER: “Amerika’nın Erbil ve Bağdat arasında bir anlaşma için arabuluculuk yaptığını düşünüyorum. Türkiye de bu çabada rol alabilir. Türkiye Kürt bölgesinde önemli bir ekonomik güç ve aynı zamanda Irak’ın petrol ve doğal gazı için önemli bir güzergah”.

VOA: “Bölgesel ticarette Türkiye’nin ağırlığı nedir?”

DANIEL SERWER: “Türkiye başta inşaat alanında olmak üzere Iraklı Kürtler’le çok iş yapıyor. Başka yatırımları da var. Bölge on yıl öncesine göre çok farklı durumda, ekonomik olarak çok canlı. Bu Türkiye açısından olumlu bir gelişme, çünkü Ankara güney sınırında bir aciz devlet değil, canlı ekonomiye sahip, gelişen bir devlet istiyor. Bu Kürt yönetimi için geçerli. Irak için çok geçerli olduğunu söyleyemem. Ülkenin kendi siyasi ve mezhepsel sorunları var, bu da gelişmesini aksatıyor. Ancak Ankara ve Erbil, şu sıralarda son derece mutlu ilişkilere sahip. Türkiye’nin bu ilişkiden büyük ekonomik çıkarları var, Kürtler’e yönelik siyasi karşıtlığı azaldı. Bu iki taraf için de bir kazan-kazan durumu.”

VOA: “Öte yandan Ankara ve Bağdat aralarındaki sorunları tam olarak çözebilmiş değil. Bunlardan biri de Suriye. Ayrıca diğer sorunlar da var.”

DANIEL SERWER: "Ankara ve Bağdat kendilerini Suriye krizinde karşıt taraflarda buldu. Türkiye Suriye’deki devrimi destekliyor. Bağdat da bu devrime karşı değil, ama Suriye’de ucu açık bir çözüm istemiyor. Evet, Irak ve Türkiye Suriye konusunda anlaşamıyor, ama bir anlaşamadıkları nokta da Kürtler’in Türkiye’ye petrol ihracatı. Bölgesel sorunlara yönelik farklı perspektiflere sahipler. Ankara ve Bağdat arasında karşılıklı güçlü anlayış geliştirme yolunda çok çaba harcandı. Bence bu önemli bir durum, çünkü bu şekilde Irak petrolünü Türkiye’ye ihraç edebilir ve Türkiye’de bunun bir kısmını kullanır, diğer kısmını Avrupa pazarlarına aktarır. Ancak Ankara-Bağdat ilişkilerinin durumu, Ankara-Erbil ilişkilerinden daha zorlu görünüyor. On yıl önce Türkiye’nin Kürtler’le ilişkilerini düşünemezdiniz bile. Ama diplomasi böyle işliyor. Bazen bir sorunu çözüyorsunuz, kolay görünen bir sorunu ise çözemiyorsunuz.”

VOA: “Türkiye’nin enerji ve Irak’ın petrol bakanları geçen hafta Ankara’da bir araya geldi. Enerji Bakanı Taner Yıldız, Türkiye’nin Irak’ta milyarlarca dolara varan petrol ve doğal gaz projelerinden söz etti. İki ülke arasındaki siyasi sorunlara dikkati çekmiştik. Buna rağmen ticari ilişkilerin geleceği ne olur? Örneğin, Türkiye ve İsrail arasındaki siyasi ilişkiler de yıllardır iyi değil, ama ticari ilişkiler yürüyor. Irak için de benzer bir şey söz konusu olabilir mi?”

DANIEL SERWER: “Elbette. Türkiye sadece Kürt bölgesinde değil, Irak’ın diğer bölgelerinde de ihalelere güçlü bir şekilde katılıyor. Bu önemli bir şey. Ekonomik ilişkiler, her zaman siyasi ilişkilere göre inip çıkmıyor. Siyasi ilişkilere şu anda en fazla bağımlı olan konu, Irak’tan Türkiye’ye petrol ihracatı. Bazı projelerde sözleşme imzalansa bile bunlar siyasi sorunların düzelmesine bağlı.”

VOA: “Amerika’nın bu konudaki ağırlığını tekrar soracağım. Makalenizde Amerika’nın Irak büyükelçisinin danışmanı Brett McGurk’ün Erbil ve Bağdat’ı yakınlaştırma çabalarına dikkati çektiniz. Amerika Irak’tan askerlerini çektikten sonra ne kadar ilgili bu konuyla?”

DANIEL SERWER:
“Brett McGurk bu konuda bölgede yoğun çaba yürütüyor. Ayrıca Başkan Yardımcısı [Joe Biden] ve diğer yetkililer de bu çabaların sonuç vermesi konusuyla yakından ilgili. Belki bu Amerika’nın en birinci önceliği olmayabilir. Sonuçta, Ukrayna, Çin gibi bir dizi sorun mevcut. Ama bu Amerikan başkanının girişimiyle çözülmek zorunda değil. Erbil ve Bağdat’ın kendilerinin çözmesi gereken sorunlar var. Ben aralarındaki ana sorunun petrol gelirinin paylaşımı, bunun yüzdesi olduğunu sanmıyorum. Zaman zaman Bağdat’ın, Erbil’e ödeneği kestiği oluyor. Bu da Kürtler’i çok rahatsız ediyor. Asıl sorun bu ödemelerin düzenli yapılıp yapılmayacağı; petrol aramaları, üretimi ve ihracatı konusunda kimin yetki sahibi olacağı. Bunlar çözüm bekleyen sorunlar. Aşağı yukarı herkes, Kürtler’in Irak nüfusuna oranla gelirden pay alacağı konusunda görüş birliği içinde. Bu da yüzde 17. Bazıları Kürtler’in nüfusunun yüzde 17’nin altında olduğunu iddia ediyor ama zaten asıl oran gelecek nüfus sayımında belli olur. Bağdat kendi masraflarını bu yüzde 17’lik miktardan düşüyor. Bu noktada sorunun ağırlığı petrol aramaları, üretimi ve ihracatı konusunda kimin ne kadar yetki sahibi olacağı.”