'Türkiye Doğrudan Yatırımcılar İçin Hala Cazip'

Your browser doesn’t support HTML5

Geçen yaz yaşanan Gezi protestoları, 17 Aralık’ta ortaya atılan yolsuzluk iddiaları ve 30 Mart yerel seçimleriyle başlayan seçim süreci, bazı yabancı yatırımcılarda Türk ekonomisinde son yıllarda görülen istikrarı tehdit edebilecek unsurlar olarak öne çıktı. Gezi protestoları sırasında kısa süreli de olsa Türkiye’den yabancı yatırımların çekildiği görüldü. Aynı şekilde, son zamanlarda, IMF’nin küresel ekonomik raporlarında Türkiye’nin de dahil olduğu yükselen ekonomilerin artık eski hızlı büyüme performanslarını tekrarlamayabileceği öngörüsü de bu konudaki kaygılara eklenen bir başka unsur oldu. Ancak, Türkiye’ye yapılan doğrudan yabancı yatırımlar bu olumsuz havadan etkilenmedi ve 2013 yılında 12,9 milyar dolar düzeyinde seyretti. Resmi tahminler 2014 yılında bu rakamın yükseleceği yönünde. İşte Türkiye’nin hala yabancı yatırımlar açısından sunduğu fırsatları tanıtmak üzere hafta başında başkent Washington’da bir konferans düzenlendi. İş insanlarıyla hükümet temsilcileri arasında bir köprü oluşturmayı hedefleyen Uluslararası Anlayış İş Konseyi (BCIU) ile Türk Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı (İSPAT) ve YASED Uluslararası Yatırımcılar Derneği tarafından düzenlenen ortak konferansa Türkiye’den gelen konuşmacılar Amerika’nın Sesi’nden Melek Çağlar'ın sorularını yanıtladı.

Küresel konjonktürle birlikte, diğer yükselen ekonomiler gibi Türkiye de eski hızlı büyüme hızının gerisinde kalacak bir performans sergiliyor. Son siyasi gelişmeleri gözönüne alan derecelendirme kuruluşları da bu trendin altını çiziyor. Ancak Türkiye’ye doğrudan yatırım yapanlar bu kısa vadeli görünüme değil, uzun vadeli potansiyele bakıyor. Yabancı yatırımcılara danışmanlık yapan Baker & Mckenzie firmasının ortaklarından İstanbul Direktörü Daniel Matthews da bu görüşte: “Ekonomi birkaç yıl önce olduğu gibi hızlı değil, ama hala birçok unsur pozitif görünüm veriyor. Danışmanlık verdiğimiz hiçbir şirket yatırım planlarını iptal etmedi. Hala anlaşmalar imzalıyor, şirket satınalmalarını sürdürüyoruz. Bir başka deyişle, doğru istikamette ilerliyoruz.”

Doğrudan yatırım yapan yabancıların ilgisinin devam ettiğini doğrulayan bir diğer isim de Demsa Grubu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Demet Sabancı Çetindoğan: “İş dünyası için en önemli ve olmazsa olmaz kriter istikrar. Bu da Türkiye’de sağlanmış durumda. Ekonomimizin ivme kazanmış olması, dünyanın hala ilgi odağında olması da bu istikrardan geliyor. İkinci önemli konu da bankacılık sektöründeki düzenlemeler. Bunlar da çok önemli adımlardı.”

Cisco şirketinin Genel Müdürü Ümit Cinali de, yabancı yatırımcıların kısa dönemli “türbülanslara” değil Türkiye’nin uzun vadedeki potansiyeline baktıklarını söylüyor: “Biz uzun dönemli bakıyoruz, Türkiye’nin büyük potansiyelini dikkate alıyoruz. 77 milyon ve geneli de genç bir nüfus. Yüzde ellisi 30 yaşın altında. Gerekli yatırımlara bakarsanız ve bilhassa hükümetimizin de 2023 hedeflerine bakarsanız yapılacak çok şey var ve potansiyel de var. Biz de bunun karşılığını alıyoruz. Ama aynı uçak yolculuğunda olduğu gibi ara sıra bazı türbülanslar olabiliyor. Fakat o türbülansta gözlerinizi açıp, o saniyede karar vermek istiyorsanız, o zor oluyor. Ama genelde Türkiye’nin gidişatına, hem geçmişteki hem gelecekteki büyüme hızına ve yeni teknolojilere adaptasyonuna baktığımızda çok büyük bir pazar. Kaçırılmaması gereken bir fırsat.”

Baker & Mckenzie firmasının ortaklarından İstanbul Direktörü Daniel Matthews da siyasi gelişmelerin ve türbülansların yatırımcıların uzun vadeli bakışını belirleyici ölçüde etkilemediğini söylüyor: “Burada önemli olan algılar. Elbette bazı kişilerin Türkiye hakkındaki düşüncelerinde kaymalar oldu, bu da yatırımların istikametini etkiledi. Ancak bu geçici bir durumdu. Uzun vadeli yatırımı tercih edenler zaten daha farklı unsurları dikkate alıyorlar. Siyasetin uzun vadeli gidişatını ve yönünü bilmeyi istiyorlar. Dolayısıyla da son siyasi gelişmeleri, özellikle de Türkiye’nin bulunduğu coğrafi konum açısından da baktıklarında, herhangi bir ülkede yaşanabilecek geçici konular olarak değerlendiriyorlar.”

Demet Sabancı Çetindoğan, yatırım kararında tereddütleri olan yabancı yatırımcıların, Türkiye’ye gelip, mevcut fırsatları yerinde gördüklerinde bu kuşkularının ortadan kalktığını söylüyor: “Önce onları Türkiye’ye davet ediyorum, özellikle de ilgili oldukları sektörlerle ilgili durumu yerinde görmelerini istiyorum. Böyle kaygıları olan veya kararsız gruplar, Türkiye’ye gelip de potansiyeli gördüklerinde, bürokrasinin nasıl işlediğini anladıklarında olumlu neticelerle bir adım daha atıyorlar.”

Ümit Cinali de Türkiye’nin mevcut potansiyeli iyi anlatıldığında yabancıların yatırım kararlarını daha hızlı alabileceklerini belirtiyor: “Bir kere herkes için önemli olan, potansiyel var mı? İkincisi, o potansiyel en az riskle nasıl elde edilebilir? Potansiyeli anlatmak kolay. İkincisi içinse herhalde doğru iş ortaklarıyla, doğru bir eko sistem içinde Türkiye’yi biraz daha iyi tanımalarını tavsiye edebilirim.”

Cinali, Türkiye’nin konum ve geçmişi itibariyle her türlü riski iyi yönetmiş olduğunun hatırlatılmasının da yabancı yatırımcıların karar sürecini hızlandıracağına inanıyor.