Unutulmayan Sanatçı: Duke Ellington

Unutulmayan Sanatçı: Duke Ellington



1974’de 75 yaşında ölen Duke Ellington 20’inci Yüzyıl’ın en popüler Amerikan müzik sanatçılarından biriydi. Uzmanlara göre Ellington’un müziği dünya için büyük bir sanat armağanıydı. Washington’da doğan Ellington, ekonomik açıdan güvenli, orta sınıf bir aileden geliyordu. Babası Beyaz Saray’ın teşrifatçısıydı. Annesi evlenmeden önce yine Washington’da ünlü bir doktorun resepsiyonisti olarak çalışmıştı. Özenle yetiştirilen Duke Ellington daha yedi yaşında iken piyano dersleri almaya başladı. Bu, o dönemin Amerikası’nda siyahlar için ender rastlanan bir olaydı.

“Take the A-Train”, adeta “Duke Ellington ve Orkestrası’nı dinliyorsunuz” diyen bir müzikli ilan gibidir. Dünyanın her yanında müzikseverler bu parçanın Duke Ellington’a ait olduğunu sanır, bir başkası tarafından bestelendiğini bilmez.

“Take the A-Train” i besteleyen, aslında Ellington’un yakın arkadaşı ve orkestra üyesi Billy Strayhorn idi. İki sanatçı 30 yıl boyunca son derece yakın bir işbirliği yürütmüştü. Öyle ki orkestra için yeni bir parça bestelendiğinde bunun kime ait olduğunu çıkartmak çok zordu. Orkestra üyeleri sık sık besteyi kimin yaptığı konusunda görüş ayrılığına düşerdi.

Müzik uzmanlarına göre Duke Ellington, 2 bin şarkı besteledi. Orkestrasıyla turneye çıktığında trende, otobüste, uçakta beste yapar; gittiği her yerde konser sonrası, gecenin geç saatlerine kadar çalışırdı. Dostları, Ellington’un lokantada yemek servisi beklerken bile beste yaptığını söyler.

Duke Ellington , orkestrasıyla çalarken birçok yeni ve farklı yöntemler denedi. Örneğin, daha önce kimsenin yapmadığı şekilde farklı enstrümanları gruplar halinde biraraya topladı. Ellington, insan sesini enstrüman olarak kullanan ilk besteciydi.

Şarkıcı Adelaide Hall için bestelediği “Creole Love Call “adlı şarkının sözleri yoktu.

Duke Ellington çok popüler bir piyanistti. Ama müzik uzmanları ve eleştirmenlere göre, bir besteci ve bir orkestra şefi olarak müzik tarihindeki yeri çok daha önemliydi. Billy Strayhorn bir keresinde, “Duke piyano çalar ama gerçek enstrümanı orkestradır,”demişti.

Orkestra Duke Ellington’un ilk aşkıydı. Özellikle İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Amerika’da büyük orkestralar eskisi gibi ilgi görmemeye başladı. Elllington, topluluğun dağılmasını önlemek için müzisyenlerin maaşlarını kendi cebinden ödedi. Orkestra onun herşeyi idi.

Duke Ellington ve orkestrası dünyanın dört bir yanında milyonlarca kişi önünde çaldı. Ellington orkestrasında, 50 yılı aşkın bir dönemde çoğu en az bir kere olmak üzere çalan müzisyenlerin toplam sayısı 800’ün üzerindeydi.

Duke Ellington, doktorların kendisine akciğer kanseri olduğunu söylemesinden sonra da çalışmayı sürdürdü. Son konserlerinden birini Londra’da Westminster Abbey’de verdi ve dini müzik icra etti.

Eski Amerika başkanı Richard Nixon, Duke Ellington’a Amerika’nın en yüksek sivil ödülünü, özgürlük madalyasını verdi. Dünyanın dört bir yanından liderler kendisine mektup yazarak müziği için teşekkür etti.

Duke Ellington 24 Mayıs 1974’de öldü.