Erişilebilirlik

ABD’de Göçmenlikten Vatandaşlığa Giden Zor Süreç


ABD'de Göçmenlikten Vatandaşlığa Giden Zorlu Yol
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:05:46 0:00

Amerika’daki 34 metropolde göçmenlerin vatandaşlık başvurularını yürüten 200'den fazla aracı kurumun katıldığı bir dizi anket yapıldı. Göç Politikaları Enstitüsü de bu anketleri kullanarak bir rapor hazırladı. Katılımcılara, anketi doldurmadan önceki 18 ila 24 ay boyunca vatandaşlık sürecinde gözlemledikleri değişiklikler hakkında 102 soru soruldu.

Rapor, göçmenlerin vatandaşlığa kabul sürecinde daha çok bürokratik engelle karşılaştıklarını ortaya koydu.

Rapora göre, her ne kadar vatandaş olmak, göçmenlere önemli haklar sağlasa ve entegrasyonlarını kolaylaştırsa da, bu hakka sahip göçmenlerin yalnızca üçte ikisi Amerikan vatandaşı oluyor.

Vatandaşlığa geçme hakkı olan 9 milyon kişiyse bu şansını kullanmıyor. Oysa vatandaşlığa geçenler oy kullanabiliyor, kamuda çalışabiliyor, sağlık ve diğer kamu imkanlarının tamamına erişebiliyor, birçok ülkeye vizesiz seyahat edebiliyor ve yakın akrabalarının göçmenlik başvurusuna sponsor olabiliyor.

Bazı göçmenler, güçlü anavatan bağlarını sürdürme istekleri veya İngilizce ve vatandaşlık bilgisi sınavlarını içeren uzun süreçten korkmaları da dahil olmak üzere çeşitli nedenlerle vatandaşlığa geçmeyi seçmeyebiliyor.

Vatandaş olanların, benzer özelliklere sahip göçmenlerden daha fazla kazandığı gerçeğine dikkat çekilen raporda, bu daha yüksek kazancın daha fazla ekonomik katkı ve daha yüksek vergi anlamına geldiği belirtiliyor.

Vatandaşlığa kabul edilmeye hak kazanabilmek için, göçmenlerin en az beş yıl veya bir Amerikan vatandaşıyla evliyse üç yıl yasal kalıcı ikamet statüsüne yani yeşil karta sahip olmaları gerekiyor.

Raporu değerlendiren göçmenlik avukatı Ayhan Öğmen, “Göçmenlik Dairesi’nin başvuru ücretlerini Ekim ayının ilk haftası itibariyle arttıracak olmasının kişilerin vatandaşlık başvurusu yaparken bir daha düşünmesine neden olduğu çok açık’’ diye konuştu.

Başvuruların giderek daha sıkı şekilde değerlendirildiğine de dikkat çekiliyor.

Öğmen, “Önceden bu başvurular yapıldığında genelde kişilerin vatandaşlık başvurularının sonuçlanması 6 ay civarında sürerken şimdi ise bir yılı geçtiği örneklerle görülebiliyor ve tabii bu gecikmenin ya da uzamanın sebeplerine baktığımızda öncelikle Göçmenlik Dairesi’nin vatandaşlık görüşmesi yapılacak kişilerle olan prosedürde görevlilerin başvuru yapan kişileri daha çok değişik konularda sorgulamaları ve sadece İngilizce değil ya da sadece kişilerin tarihi bilgileri değil onun dışındaki durumlarla ilgili de sorguladıklarını görüyoruz’’ diye konuştu.

2020'deyse Corona virüsü salgını nedeniyle vatandaşlığa geçiş süreci durma noktasına geldi. Mart ayından Mayıs ayına kadar, yüzbinlerce başvuruyu etkileyen yüz yüze görüşmeler ve yemin törenleri askıya alındı. Her ne kadar işlemler Haziran ayında kademeli olarak yeniden başlasa da salgından önce gelen başvuruların da birikmiş olması nedeniyle hızlı ilerleme sağlanamadı. Salgının yayılmasını önlemek için alınan önlemler nedeniyle, her gün ortalama 2 bin 100 göçmenin vatandaş olduğu Amerika’da, 19 Mart’tan Mayıs ayının sonuna kadar 130 bin göçmen vatandaş olamadı.

Bu süreçte yüksek bütçeli bir kurum olan Amerika Göçmenlik ve Vatandaşlık Dairesi, işlemlerin durması, dolayısıyla da başvuru sahiplerinden gelen ücretlerin kesilmesiyle büyük bir bütçe açığıyla karşı karşıya kaldı. Raporda bu durumun personelin üçte ikisinden fazlasının işten ayrılmasıyla sonuçlanabileceği ve birikmiş iş yükünün daha da artacağı endişesini körüklediği görüşüne yer veriliyor.

Ankete katılanların yaklaşık dörtte biri, görüşme bildirimleri yanlış adreslere gönderildiği ya da çok geç gönderildiği için görüşmeleri kaçırdıklarını belirtti. Yine katılımcıların yaklaşık dörtte biri görüşmelerin süresinin 20-30 dakikadan 45-60 dakikaya yani iki katına çıktığını dile getirdi. Hatta 90 dakikayı bulduğunu söyleyenler bile oldu.

Yine katılımcıların üçte biri daha fazla kanıt talebi istendiğini dile getirdi. Özellikle vergi ve gelir bildirimleri, ikamet, evlilik ve sabıka geçmişiyle ilgili belgeler konusunda daha sıkı davranıldığı dile getirildi. Bu da başvuru sahiplerinin sorulara yanıt verebilmek için ABD eyalet ve yerel makamlarından ve hatta yabancı hükümetlerden belge talep edebilmek için önemli ölçüde zaman harcamaları anlamına geliyor. Bu tür belge talepleri, vatandaşlığa kabul sürecinin bütünlüğü açısından önemli olsa da, başvuru sahipleri ve avukatları üzerindeki yükü arttırıyor ve zaten biriken başvuraların daha da çoğalmasına neden oluyor. Evliliğe dayalı daimi ikamet içinse ortak vergi beyannameleri, banka ekstreleri, sigorta ve faturalar ve nafaka ödemeleri gibi daha fazla kanıt talep edilmeye başladı.

Katılımcılar, başvuranların işsizlik ya da kamu yardımı alıp almadıklarının, izin verilen maksimum günlerden daha uzun süre seyahat edip etmediklerinin, kendi ülkelerine dönüp dönmediklerinin ve ABD dışına nasıl seyahat ettiklerinin sorgulandığını bildirdi. Hatta kesin seyahat tarihlerini hatırlayamadığı için 3 kişinin vatandaşlık başvurusu reddedildi.

Diğer bir tespit de İngilizce sınavları sırasında başvuranlara daha zor sorular sorulduğu oldu. Örnek olarak da söz konusu kişilerden, "komünist", "terörizm", "soykırım", "bağlılık yemini" ve "herhangi bir ABD vatandaşı olmayan kişi" gibi karmaşık terimleri tanımlamalarının istenmesi gösterildi. Yüzde 42 ile en yoğun göçmen nüfusunu oluşturan Meksikalı yeşil kart sahipleri arasında yapılan bir anket, vatandaşlığa kabul edilmemenin en yaygın nedenlerinin yetersiz İngilizce olduğu sonucunu ortaya koydu.

Birçok kişiden eski vergi beyannameleri, işverenlerden alınan vergi belgeleri ve hatta kurumun bu tür ödemelere ilişkin kaydı olmadığından yeşil kart başvuruları için ödenen ücretlerin kanıtları talep edildi. Hatta vergi dairesinden "tahsil edilemez" belgesi almış olmasına rağmen bir kişinin başvurusu vergi borcu olduğu gerekçesiyle reddedildi.

Bir başka yorum da vatandaşlık için gerekli "iyi ahlaki karaktere" sahip olduklarını göstermek için başvuru sahiplerinin karşılaması gereken standartların yükseltildiği. Bu kişilerden herhangi bir madde etkisi altında araç kullanma, hız ve park cezaları gibi cezai ihlaller hakkında daha fazla ayrıntı istenerek, iyi ahlaki karakterlerini kanıtlamalarını istedikleri bildirildi.

Bazı katılımcılar, görevlilerinin, kişilerin yeşil kart başvurusu yaparken sahip oldukları mülteci veya sığınma statüsünü sorguladıklarını, onları travmatik olayları ayrıntılı olarak açıklamaya zorladıklarını ve bazılarının bunları anlatırken çok zor anlar yaşadıklarını anlattı. Bir başka değerlendirmeyse, memurların göçmenlere vatandaşlık uygunluğuyla doğrudan ilgili olmayan sorular sorduğu yönünde oldu.

Raporun sonuç bölümünde göçmenlerin ABD toplumuna tam olarak katılabilmesi için vatandaşlığın şart olduğu görüşüne yer verildi. Vatandaş olmadan oy kullanamayacakları, jürilerde görev alamayacakları, belirli işlere başvuramayacakları veya vatandaşlara sağlanan tüm haklardan yararlanamayacağına dikkat çekildi. Varılan bir başka sonuç da vatandaşlık sürecindeki gecikmelerin, göçmenlerin entegrasyonunu engellediği ve topluma potansiyel ekonomik, sosyal ve politik katkıları sınırladığı yönünde.

STÜDYO VOA

Uluslararası yatırımcılar Türk ekonomisinden güvence bekliyor – 17 Nisan
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:50 0:00
XS
SM
MD
LG