İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliği yaptığı İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’nin altıncı gününde Millet İttifakı çatısı altındaki belediye başkanları buluştu.
“Geleceğin dirençli şehirlerinde yerelden iktisadi kalkınma” başlığı altında düzenlenen foruma, Adana, Antalya, Ardahan, Artvin, Aydın, Bilecik, Burdur, Çanakkale, Edirne, Eskişehir, Sinop, Tekirdağ büyükşehir belediye başkanlarının yanısıra çok sayıda ilçe belediye başkanı da katıldı. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ise toplantıda yer almadı.
Forumun açılışında konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İktisat Kongresi’nde alınan kararların yerel yönetimlere yol göstereceğini söyledi.
1923’te toplanan 1. İktisat Kongresi’ni hatırlatan Soyer, “Yüz yıl öncesinde çok büyük bir yıkım, yoksulluk ve felaket yaşanmasına rağmen bu kongre toplandı. Aslında bugünün Türkiye’sinin koşullarına baktığımızda da çok benzer tablolar görüyoruz. Biz bu yola çıkarken bugünün siyasal sorunlarına çözüm aramak için çıkmadık. Bugün siyasal ikliminde geleceğin şekillenmesine katkı vermek için yola çıktık. Bu yüzden bugünün siyasi iklimindeki kutuplaşmalardan arınmaya çalıştık. O nedenle çok farklı toplumsal katmanların katılımını sağladık. Van’daki bir kadın kooperatifi temsilcisiyle Francis Fukuyama’yı aynı salonda buluşturabildik. Gördük ki Altılı Masa liderlerinin gelecek vizyonlarıyla aşağıdan, kılcallardan gelen talepler çok örtüşüyor. İktisat kongresinin en önemli buluşmalarından biri olduğunu söylediğim bu toplantı, yerel yönetimlere yol gösterecek. Sizlerin alacağı kararlarda hayata geçireceğiniz uygulamalarda size ilham verecek, katkı sunacak bir veri tabanı olsun istedik” dedi.
Soyer, kongrede alınan kararların her yıl ilerleme raporu düzenlenerek gözden geçirileceğini de belirtti.
İzmir’de depreme hazırlık çalışmaları
Şehirlerin afetlere dirençli hale getirilmesinin yerel yönetimlerin en büyük sorumluluğu olduğunu vurgulayan Soyer, “Şehirlerimizi depremlere ve afetlere dirençli hale getirmek için üç safhada çalışma yapıyoruz. Birincisi şehrimizin depremle olan ilişkisini tespit etmeye çalışıyoruz. Mikro bölgeleme çalışmasıyla İzmir’in yeraltı fotoğrafını çekmeye çalışıyoruz. İkincisi, Körfez dahil tüm bölgenin depremselliğini ve zemin hareketliliğini ölçmeye çalışıyoruz. Üçüncüsü de İnşaat Mühendisleri Odası’yla binalara deprem güvenlik karnesi veriyoruz. Bir yıl içinde İzmir’deki 315 bin binanın güvenlik karnesini çıkaracağız. Bu, deprem öncesinde hazırlık etabı” dedi.
Deprem anı ve sonrası için hazırlıklar yaptıklarını da dile getiren Soyer, “İzmir’de 2 bin 400 tane toplanma, 29 tane barınma alanı var. Bu ay sonuna kadar barınma alanlarında elektrik, temiz ve pis su, mobil şarj istasyonu kurulumlarını tamamlıyoruz. Toplanma alanlarında da önümüzdeki Şubat sonuna kadar bitirmiş olacağız. İkinci çalışmamız, mahalle afet gönüllüleri oluşturulması. 1290 muhtarımız var, her muhtarımız ilk etapta 9 kişi getirerek afet gönüllüleri oluşturduk. Bu dalga dalga büyüyecek. Sizin mahallenizde bir deprem olursa ne yapacağınızı biliyor olacaksınız, bunun eğitimini veriyoruz. Son olarak bütün bu hikayenin deprem bilinci, kültürü ve eğitimi ile paralel gitmesi gerekiyor. Onun da müfredatını da hazırladık, onu da başlatıyoruz” diye konuştu.
“Kendi şehirlerimizde ürettiğimiz çözümleri deprem bölgesine taşımalıyız”
Millet İttifakı’na bağlı partilerin belediye başkanlarının 6 Şubat depremlerinin yıkım yarattığı bölgelerin kalkınmasında rol alması gerektiğini belirten Soyer, “Genel başkan yardımcılarımızın bizi eşleştirdiği bölgelerle ilgili çalışmalarımızı sürdürmek zorundayız. Çünkü yaralar kısa zamanda sarılamayacak. O bölgede üretim tekrar başlamalı. O noktada biz orada olmalıyız. Gücümüz neye yeterse sonuna kadar zorlayıp bunu başarmalıyız. Yerel yönetimlerin belediyecilik anlayışıyla, kendi şehirlerimizde ürettiğimiz çözümleri oraya taşımanın yolunu bulmak mecburiyetindeyiz. Böyle yaparsak bu enkazın altından kurtulabiliriz” şeklinde konuştu.
“Bir asır önce politikalarını ortak akılla belirleyen bir anlayış vardı”
Soyer'in ardından söz alan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, 1923’te yapılan iktisat kongresinde yeni devletin ekonomik temellerinin ortak akılla belirlendiğine dikkat çekerek, “Bir asır önce politikalarını ortak akılla belirleyen bir anlayış vardı. O anlayış ülkemizin taşıyıcı kolonlarını inşa etti. Türkiye, Cumhuriyet’in ilk 15 yılında yüzde 96 büyüdü. Peki sormak lazım son 20 yılda ne oldu? Kazanımların üzerine koymamız, yeni fabrikalar kurmamız gerekirken tam tersine döndük. İlk yıllarımızda kurulan fabrikaların önemli bir bölümü satıldı. Cumhuriyetimizin kazanımlarına ihanet edildi. Adına cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi denilen tek kişilik rejime geçilince ekonominin fişi tamamen çekildi. Tüm kararlar tek bir kişi tarafından alındı, ortak akıl geri plana atıldı. Belli bir çevrenin çıkarlarını önceleyen kararlar ülkemizi buhranlara sürükledi. Bu tablonun tek sebebi iktidarın tercihleridir. Tercihleri halktan yana değiştirdiğimizde her şey değişecek. Ülkemizde yaşanacak bir siyasi değişim tüm alanlarda yeni bir sayfa açılmasını sağlayacaktır. Bu değişimi sağlamak ülkesini seven herkesin görevidir. Türkiye’de yeni bir tarihi hep birlikte yazacağız” dedi.
“Türkiye’de bir sosyal felaket yaşanmadıysa bu Millet İttifakı belediyeleri sayesindedir”
“2019’dan bu yana tüm olumsuzluklara rağmen eğer Türkiye’de bir sosyal felaket yaşanmadıysa bu, Millet İttifakı belediyeleri sayesindedir” ifadesini kullanan Torun, belediye başkanlarına şöyle seslendi: “Siyasi iktidarın kötü yönetimi ülkemizde çok derin yaralar açtı. Pandemi sürecinde beş maskeye muhtaç edilen vatandaşların yanında sizler vardınız. Yangınlarda, sellerde çaresiz bırakılan halka siz çare oldunuz. Şu anda depremin yaralarını sarmaya çalışıyorsunuz. İktidarın veremediği hizmetleri halkımıza siz ulaştırdınız. Ülkemiz için artık çok önemli bir dönüm noktasındayız. Türkiye için hayallerimizi gerçekleştirmek için tek bir şeye ihtiyaç var. Seçime 55 günümüz kaldı. Çocuklarımızın geleceği için bu seçimi mutlaka kazanmak zorundayız. Beldesinden büyükşehrine kadar tüm belediye başkanlarımızla ülkemizin her köşesinde çalışacağız.”
İktidara geldiklerinde yerel yönetimleri güçlendireceklerine de değinen Torun, “Yerel yönetim yasalarımız artık yamalı bohça haline geldi. Yasal düzenlemeler, belediyelerin daha etkin hizmet vermesi değil birilerinin ‘ben bilirim’ anlayışıyla ve çıkarlarıyla yapıldı. Ülkemizde gerçek bir yerel kalkınma hayata geçirmek için yerel yönetim reformuna ihtiyacımız var. İktidara geldiğimizde yerel yönetimleri idari ve mali olarak güçlendireceğiz. Belediyelerimizin öz gelirlerini arttıracağız” dedi.
Soyer ve Torun’un açılış konuşmalarının ardından forum basına kapalı olarak devam etti.
