Erişilebilirlik

8 Eylül 2005: BM'de Reform ve Katrina Kasırgası


Washington Post, gelecek hafta yapılacak Birleşmiş Milletler Genel Kurulu öncesinde örgütün reform ihtiyacını vurguluyor. Gazete, Amerika Merkez Bankası eski başkanlarından Paul Volcker’ın açıkladığı “Petrol Karşılığı Gıda Programı’na” ilişkin yolsuzluk raporunun da reform ihtiyacını ortaya koyduğunu belirtiyor ancak Genel Sekreter Kofi Annan’ın günah keçisi haline getirilmesine de karşı çıkıyor:

"Birleşmiş Milletler’in beceriksizliği örgütün içine işlemiş durumda. Üye ülkelerin oluşturduğu kurallar Genel Sekreter’in iyi yöneticileri işbaşına getirmesini, başarısız olanları işten atmasını, gereksiz programlara harcanan kaynakları gerçekten gerekli olan programlara kaydırmasını imkansız kılıyor. Eğer Birleşmiş Milletler’de kapsamlı bir reforma gidilecekse, üye ülkeler de yaklaşımlarını gözden geçirmelidir. Genel Sekretere daha fazla yetki vermeden, yapılan yanlışlardan dolayı onu sorumlu tutmaları mümkün değildir."

Amerikan basınında Katrina Kasırgası’nın yankısı da sürüyor. Christian Science Monitor gazetesi de, Birleşmiş Milletler’deki reform tartışmalarıyla Katrina Kasırgası’nın gözler önüne serdiği Amerika’daki yoksulluk arasında bir bağlantı kuruyor ve Bush yönetiminin yoksul ülkelere yapılacak yardımın artırılmasına karşı çıkmasını eleştiriyor.

"Kişisel düzeydeki yardımlar, yolların yapılmasını veya setlerin kurulmasını sağlamaya yetmiyor. Kalkınma için gerekli olanağı da sağlamıyor. Bunlar hükümetlerin veya Birleşmiş Milletler’e bağlı çeşitli kuruluşların görevidir. Katrina Kasırgası, toplumdaki yoksulluğu ve daha fazla yardıma duyulan ihtiyacı ortaya çıkardı. Ancak kaynakların daha etkin harcanması konusu da mutlaka gündeme gelmelidir."

Boston Globe da, Katrina kasırgası öncesinde yapılan uyarılara rağmen Bush yönetimini gerekli önlemleri almamakla suçluyor. Gazete, yönetimin vergi indirimi politikasının ve bütçe ödeneklerinde savunma harcamalarına öncelik tanımasının bu felakete yol açtığı görüşüne yer veriyor.

"Planlamacılar, vatandaşların bölgeden tahliyesi için önceden yeterli otobüs sağlanması konusunda yerel ve federal hükümete baskı yapmalıydı. Elbette kiliseler Katrina kurbanlarının yardımına koşacaktır. Fakat, bölgenin hızla boşaltılması Tanrı’nın değil devletin sorumluluğuydu. Ne yazık ki, devletin görevini yeterince iyi anlamayan kamu görevlileri bunu göremedi."

New York Times ise, Çernobil kazasının sanıldığı kadar büyük hasara yol açmadığına ilişkin raporu mercek altına alıyor. Birleşmiş Milletler’e bağlı bir komisyon tarafından hazırlanan raporun çevreci örgütlerin tepkisine yol açtığını hatırlatan gazete, raporda kazanın sadece fiziksel sonuçlarının ele alınmasını yanlış buluyor.

"Çernobil kazasının kamu sağlığına en büyük zararı, psikolojik düzeyde oldu. Bölge halkı karşı karşıya olduğu riskin abartılması nedeniyle korkuya ve kaderciliğe kapıldı, uyuşturucu ve alkol kullanımı, işsizlik ve işlevsel bozukluklar arttı. Uzmanlar, Çernobil’in zihin sağlığına etkilerini de göz önünde tutmalıdır."

XS
SM
MD
LG