Avrupa Parlamentosu’nda düzenlenen “Avrupa Birliği, Türkiye ve Kürtler” konulu konferansta verilen mesajlarda müzakere sürecinin Kürt sorununun çözümüne katkı sağlayacağı unsuru öne çıktı. Katılımcıların altını ısrarla çizerek verdikleri bir başka mesajı ise Avrupa Birliği’nin Kürt sorununun demokratik yollarla çözülmesi konusunda daha aktif bir rol üstlenmesi gereği oluşturdu.
Avrupa Birliği – Türkiye Karma Parlamento Komisyonu Eş Başkanı Joost Lagendijk “Şartsız ve mutlaka siyasi yol tercih edilmeli” derken son günlerde yaşanan gerginliğin ve çıkan olayların sorunun çözümünü istemeyen kesimlerden kaynaklandığını söyledi. Toplantı sonrasında da açıklamalarda bulunan Lagendijk, Kürtlerin, Türkiye’nin sunabileceğinden çok şey istememesi gerektiğini söyledi.
Demokratik Toplum Hareketi üyesi Hatip Dicle ise Irak’ta Kürtlerin sorununun federatif ve demokratik bir yapı içinde çözüldüğünü belirterek Türkiye’de ise konunun hâlâ sorun olmaya devam ettiğini söyledi. Dicle, Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği’nin PKK’yı terör listesine almasının askeri operasyonların artmasına neden olduğunu savundu. Dicle, “Sorunun, devlet sınırları değiştirilmeden, barışçıl ve demokratik yollarla çözülmesi Kürtlerin destek verdiği bir yaklaşımdır” dedi.
Demokratik Toplum Hareketi Koordinasyon kurulu üyesi Selim Sadak da bir halklar çatışması olasılığından endişelendiğini belirterek, “Kürt sorunu Türkiye açısından tayin edici öneme sahip” dedi. Sadak, Avrupa Birliği sürecinin kesintiye uğramadan devam etmesi ve 3 Ekim’de müzakere sürecinin başlamasının Kürt sorununun çözümü açısından son derece önemli olduğunu ifade etti.
Konferansın ikinci gününde konuşan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Aydemir de Türkiye’de demokratikleşme mücadelesi yürütenlerin uluslararası siyaset alanında en önemli partnerinin Avrupa Birliği olduğunu söyledi. “Kayıtsız koşulsuz çatışma stratejisine karşıyız” diyen Baydemir, Kürt sorununun sivil çözüm projesiyle çözüme kavuşturulması gerektiğini belirtti.
Konferans sonunda bir de sonuç bildirisi yayımlandı. Belgede Avrupa Birliği’ne katılım sürecinde Kürt halkına ve temsilcilerine katılımcı bir rol sağlanması gerektiği üzerinde duruldu. Kürt sorununun çözümünün istikrarlı, demokratik ve barışçıl bir Türkiye için gerekli olduğunun vurgulandığı belgede tüm tarafların askeri operasyonları durudurması istendi.