Paris’i kuşatan banliyölerden başlayarak bütün Fransa’yı saran ve yetkililerin artık
'Varoş Krizi' olarak adlandırdıkları gençlik ayaklanması on ikinci gecesine girerken, hız kesmedi. Gece saldırıları olarak süren şiddet dalgası, pazarı pazartesi bağlayan saatlerde zirveye vurarak 1500’den fazla arabanın yakılarak tahribi ve 400’ye yakın tutuklamayla sonuçlandı. Genç isyancılar tarafından dövülen ağır yaralı yurttaşın bugün ölümüyle, olayların başından beri kaydedilen ölü sayısı üçe yükseldi. Ancak 36 polisin yaralandığı güvenlik güçleriyle girişilen çatışmalarda, hiç bir isyancı gencin yaralanmaması, polisin soğukkanlılığını gösteriyor. Hükümet gerilim bölgelerine henüz asker çağırmadı. İsyancıların hedefi olan Paris banliyölerinden yalnız Drancy’de, belediye başkanının kararıyla bugünden itibaren 20 yaş altı gençlere gece sokağa çıkma yasağı konuldu. Ancak bu yasak, medya tarafından 'aşırı' bir önlem olarak nitelendi. Aslında Fransız yetkililer, isyancıların çocuk denecek yaşta olmalarını göz önüne alarak aşırılıktan kaçınıyorlar. Oysa çocuk yaşta isyancıların, polise av tüfekleriyle ateş açtığı görülüyor.Tüm din yetkililerinin, hep bir ağızdan kınadığı ve gençlere yaptığı sükunet çağrılarının etkisiz kaldığı olaylarda, gerek resmi gerekse sivil yetkililer dini gerekçe olmadığı konusunda birleşirken, ayaklanmanın nedenlerini tam olarak belirlemekte zorlanıyorlar.
Dün ilk kez olaylar hakkında konuşan cumhurbaşkanı Jacques Chirac ve bu gece alınacak önlemleri açıklaması beklenen başbakan Dominique de Villepin başta olmak üzere, gerek iktidar gerek muhalefet dünden beri temelde birleşmiş bulunuyor. Önemli zamanlarda dolaptan çıkarılan Laik Cumhuriyet, yine dillerde. Ilk öncelik olarak devlet otoritesini kurmak, ardından suçluları örnek olacak cezalara çarptırmak ve nihayet, Fransa’nın özellikle Müslüman göçmenler nezdinde iflas eden entegrasyon politikasını değiştirmek söz konusu. İşte bu kelimeler, Entegrasyon ve Laik Cumhuriyet bir araya geldi mi, Fransa yabancı göçmenlerin özgün kültür çoğulluğuna saygı göstermekten vazgeçiyor ve otuz yıl öncesine kadar izlediği, üstelik olumlu sonuç veren ataerkil politikasına geçiyor demektir. Bu politika da, asimilasyondur.
Fransa varoşları durulur mu, durulursa ne zaman, belli olmaz. Ancak durulduktan sonra voroş çocuklarına ihmal edilen Fransız cumhuriyeti tarihinin yeniden öğretileceği ve Fransızlaştırılmalarına özen gösterileceği gün gibi açık.
