Erişilebilirlik

9 Aralık 2005: Uçak Yolcusunun Öldürülmesi ve İran'la İlgili Yorumlar


Amerika'nın Miami havaalanında aktarma yapan bir yolcunun, çantasında bomba olduğunu söyledikten sonra hava polisi tarafından vurularak öldürülmesi Amerikan basınında tartışmaya yol açtı. Washington Post, yapılan resmi açıklamaları yeterli bulmuyor ve kapsamlı bir soruşturma yapılmasını istiyor. Gazete, İngiliz polisinin bu yıl Londra metrosunda terörist sandığı bir Brezilyalıyı öldürmesinin ardından yapılan resmi açıklamaların gerçeği yansıtmadığını da hatırlatıyor:

"Miami Emniyet Müdürlüğü olayla ilgili soruşturma yürütüyor. Federal yetkililer de soruşturmaya yardım edeceklerini duyurdu. Ancak aynı yetkililer olaya önyargılı yaklaşıp söz konusu polislerin davranışının haklı olduğunu öne sürdü. Oysa, bu çok erken verilmiş bir karar. Bir kamu görevlisi, birisinin canını aldığında, bir karara varmak için önce bütün gerçeklerin açığa çıkarılmasını beklemek gerekir."

USA Today ise, Miami havaalanında yaşanan olayı 11 Eylül sonrasındaki ortamın trajik bir yansıması olarak değerlendiriyor. Terör korkusundan kaynaklanan güvenlik önlemlerinin öldürücü sonuçlar doğurabildiğini kaydeden gazete, güvenlik önlemleriyle insan hayatının korunması arasında bir denge bulunması gerektiğini savunuyor:

"İntihar saldırısı uyarılarının yapıldığı bir dönemde, hava polisinin gerekli tepkiyi göstermesi anlaşılır, hatta arzu edilir bir durumdur. Olayı bir de tersinden düşünün ve öldürülen yolcunun gerçekten bir bomba taşıdığını ve hava polislerinin müdahale etmediğini tasavvur edin. Yaşanan bu olay, kimseye zarar vermeden mükemmel güvenlik önlemleri alınması konusunda belki de hiçbir zaman sağlanamayacak bir denge arayışının gerekliliğini gösteriyor."

Boston Globe, İsrail karşıtı açıklamalarıyla bir kez daha gündeme gelen İran cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’ın izlediği sertlik yanlısı politikaları mercek altına alıyor. Ahmedinejad’ın ülke içinde reform yanlılarına baskı uyguladığını, ülke dışında da teröre destek verdiğini öne süren gazete, İran’ın nükleer silah üretmesinin mutlaka önlenmesi gerektiğini vurguluyor:

"Dışişleri bakan yardımcısı Nicholas Burns, geçen hafta John Hopkins Üniversitesi'nde yaptığı konuşmada, Ahmedinejad’ın sertli yanlısı açıklamalarına sert eleştiriler yöneltmekle birlikte, İran’ın nükleer programı konusunda diplomatik esneklikle katı bir kararlılık arasında dengeli bir politika tablosu çizdi. İran’ın nükleer silah üretmesini önleyecek gerçekçi bir askeri çözüm bulunmadığı için, yönetim İran’ı diplomatik olarak tecrit etmeye ve Tahran’daki sertlik yanlılarının nükleer silah edinme çabası sürerse yaptırım uygulamaya yönelik destek arayışını sürdürmelidir."

Christian Science Monitor ise Kazakistan’da devlet başkanlığı seçimlerine hile karıştırıldığını iddia ediyor ve buna rağmen Washington’un niçin sert tepki göstermediğini sorguluyor. Orta Asya’da hem enerji kaynaklarının denetimi konusunda hem de ideolojik alandaki mücadelenin giderek yoğunlaştığını vurgulayan gazete, Rusya ve Çin’in bölgedeki çabalarına dikkat çekiyor:

"Giderek eski Sovyetler Birliği gibi davranan Rusya, halkın demokrasi taleplerine rağmen bölge ülkelerini kendi ekseninde toplamaya devam ediyor. Kazakistan devlet başkanı Nursultan Nazarbayev ise siyasi ve ekonomik reform vaadinde bulunuyor. Aslında, uzun vadede istikrar ve refahı sağlamasının yolu da buradan geçiyor. Washington da, Orta Asya’daki en büyük umudu olan Kazakistan’da kendi stratejik ve enerji çıkarlarını korumak için demokratik değişimi desteklemeli ve bunun niçin Kazakistan’ın da çıkarlarına uygun olduğunu anlatmalıdır."

XS
SM
MD
LG