Başkan Bush, Lübnan’a uluslararası barış gücünün hızla gönderilmesi gerektiğini söyledi.
Bu güce lojistik ve istihbarat desteği sağlayacaklarını bildiren Bush, Amerika’nın Lübnan’a yaptığı yardımı 230 milyon dolara çıkaracağını da sözlerine ekledi.
Öte yandan üst düzey Birleşmiş Milletler yetkilileri, İsrail’de ateşkesin korunması ve tutuklu takası konusunda görüşmeler yapıyor. İsrail’in kaçırılan iki askerine karşılık elindeki bazı Hizbullah militanlarını serbest bırakması öneriliyor.
Birleşmiş Milletler'in Orta Doğu özel temsilcisi Terje Roed-Larsen’la ve diğer örgüt yetkilisi Vijay Nambiar, Lübnan’da konuşlandırılacak barış gücü konusunda üst düzey yetkililerle danışmalarda bulundu. Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu birçok ülke uluslararası barış gücüne asker gönderebileceğini açıklamıştı. Ancak hükümetler, önce, barış gücünün yetkisi ve çatışma kurallarına açıklık getirilmesinde ısrar ediyor. İsrail hükümeti ise, kendi varlığını tanımayan ülkelerin Birleşmiş Milletler barış gücü içinde yer almasını kabul edemeyeceğini duyurmuştu.
Başbakan Ehud Olmert, 15 bin askerlik güce İtalya’nın komutanlık etmesini istiyor. Olmert, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’le görüştükten sonra yaptığı açıklamada, barış gücünde Türk askerlerini de görmek istediğini söyledi.
Olmert İsrail’in Türkiye’ye güvendiğini ve Türkiye’nin Ortadoğu’da istikrar sağlanmasında önemli bir rol oynayabileceğini söyledi.
İki Birleşmiş Milletler yetkisinin Israil'deki temasları sürerken bir grup yedek asker, Başbakanlık binası önünde gösteri yaptı. Lübnan savaşı için askere çağrılmış olan İsrailli askerler, komutanlar hakkında soruşturma açılmasını istedi. Askerler, Lübnan operasyonun hedefinin ne olduğunu belli olmadığını ve askeri araç ve gereç açısından cepheye hazırlıksız gönderildiklerini öne sürüyor. Göstericilerden Yossi Avigor adlı bir yedek asker komutanlardan hesap sorulmasını istedi.
Yossi Avigor, askere çağrıldıklarında herşeyin hazır olduğunu sandığını ancak evine dönüp kendi çelik yeleğini almak zorunda kaldığını söylüyor. Bir arkadaşına üniformasının savaş başladıktan üç gün sonra verildiğine dikkat çeken Avigor “Asker ve sivil sorumluların istisnasız cezalandırılması şarttır” dedi.
Başka bir grup yedek asker tarafından gazetelere gönderilen açık mektupta ise, başarısızlıktan yüksek rütbeli subaylar sorumlu tutuluyor ve Hizbullah’ın yok edilmemesine komutanların kararsızlığının yolaçtığı öne sürülüyor.
Başbakan Ehud Olmert ise eleştirileri reddetti, orduyu suçlu bulmadığını söyledi. Savunma Bakanı Amir Peretz, hükümetin iddialarla ilgili olarak soruşturma açacağını bildirmişti.
Protestocu askerler ise 1973 ve 1982 yıllarında olduğu gibi daha geniş çaplı soruşturma açılmasını istiyor. 1982’de, İsrail’in Lübnan’ı ilk işgalinden sonra açılan soruşturmada, o zamanlar Savunma Bakanı olan eski Başbakan Ariel Şaron, Filistin mülteci kamplarında yüzlerce sivilin ölümünden sorumlu tutulmuş ve görevinden istifaya zorlanmıştı.
Bu güce lojistik ve istihbarat desteği sağlayacaklarını bildiren Bush, Amerika’nın Lübnan’a yaptığı yardımı 230 milyon dolara çıkaracağını da sözlerine ekledi.
Öte yandan üst düzey Birleşmiş Milletler yetkilileri, İsrail’de ateşkesin korunması ve tutuklu takası konusunda görüşmeler yapıyor. İsrail’in kaçırılan iki askerine karşılık elindeki bazı Hizbullah militanlarını serbest bırakması öneriliyor.
Birleşmiş Milletler'in Orta Doğu özel temsilcisi Terje Roed-Larsen’la ve diğer örgüt yetkilisi Vijay Nambiar, Lübnan’da konuşlandırılacak barış gücü konusunda üst düzey yetkililerle danışmalarda bulundu. Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu birçok ülke uluslararası barış gücüne asker gönderebileceğini açıklamıştı. Ancak hükümetler, önce, barış gücünün yetkisi ve çatışma kurallarına açıklık getirilmesinde ısrar ediyor. İsrail hükümeti ise, kendi varlığını tanımayan ülkelerin Birleşmiş Milletler barış gücü içinde yer almasını kabul edemeyeceğini duyurmuştu.
Başbakan Ehud Olmert, 15 bin askerlik güce İtalya’nın komutanlık etmesini istiyor. Olmert, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’le görüştükten sonra yaptığı açıklamada, barış gücünde Türk askerlerini de görmek istediğini söyledi.
Olmert İsrail’in Türkiye’ye güvendiğini ve Türkiye’nin Ortadoğu’da istikrar sağlanmasında önemli bir rol oynayabileceğini söyledi.
İki Birleşmiş Milletler yetkisinin Israil'deki temasları sürerken bir grup yedek asker, Başbakanlık binası önünde gösteri yaptı. Lübnan savaşı için askere çağrılmış olan İsrailli askerler, komutanlar hakkında soruşturma açılmasını istedi. Askerler, Lübnan operasyonun hedefinin ne olduğunu belli olmadığını ve askeri araç ve gereç açısından cepheye hazırlıksız gönderildiklerini öne sürüyor. Göstericilerden Yossi Avigor adlı bir yedek asker komutanlardan hesap sorulmasını istedi.
Yossi Avigor, askere çağrıldıklarında herşeyin hazır olduğunu sandığını ancak evine dönüp kendi çelik yeleğini almak zorunda kaldığını söylüyor. Bir arkadaşına üniformasının savaş başladıktan üç gün sonra verildiğine dikkat çeken Avigor “Asker ve sivil sorumluların istisnasız cezalandırılması şarttır” dedi.
Başka bir grup yedek asker tarafından gazetelere gönderilen açık mektupta ise, başarısızlıktan yüksek rütbeli subaylar sorumlu tutuluyor ve Hizbullah’ın yok edilmemesine komutanların kararsızlığının yolaçtığı öne sürülüyor.
Başbakan Ehud Olmert ise eleştirileri reddetti, orduyu suçlu bulmadığını söyledi. Savunma Bakanı Amir Peretz, hükümetin iddialarla ilgili olarak soruşturma açacağını bildirmişti.
Protestocu askerler ise 1973 ve 1982 yıllarında olduğu gibi daha geniş çaplı soruşturma açılmasını istiyor. 1982’de, İsrail’in Lübnan’ı ilk işgalinden sonra açılan soruşturmada, o zamanlar Savunma Bakanı olan eski Başbakan Ariel Şaron, Filistin mülteci kamplarında yüzlerce sivilin ölümünden sorumlu tutulmuş ve görevinden istifaya zorlanmıştı.