Irak Çalışma Grubunun açıkladığı raporun yankıları sürüyor. USA Today, Irak’ta askeri seçeneklerin sınırlı olduğunu kaydediyor ve Amerika’nın diplomasiye ağırlık vermesi gerektiğini savunuyor.
"Irak’ın zaten sallantıda olan hükümeti düşerse, Amerika’nın Irak’ın bölünmesini askeri olarak engellemesi pek mümkün olmayacaktır. Mümkün olmayan bir zafer düşüncesine inatla saplanıp kalan Bush yönetimi, bununla başa çıkabilecek bir pozisyonda değil. Tek çözüm diplomasidir. Irak Çalışma Grubu raporunda Amerikalıların pek sık duymadığı bir gerçeğe yer veriyor: Amerika’nın İsrail-Filistin sorununa çözüm bulma çabalarından uzak kalması, bölgedeki Amerikan karşıtlığını artırıyor. Amerika’nın bölgedeki müttefikleri, Ortadoğu’daki diğer sorunların temelinde bu sorunun yattığını ve bu konudaki çözümsüzlüğün, diğer konuların çözümünü de zorlaştırdığını belirtiyor."
Christian Science Monitor, Amerika’nın kendi içinde bölünmüş bir biçimde Irak savaşını sürdüremeyeceğini yazıyor. Gazete, Irak Çalışma Grubu’nun raporunu, Irak konusunda tek ses çıkmasını sağlayacak bir adım olarak değerlendiriyor.
"Bu rapor, başarısız olunması durumunda bir B planı içermediği ve bir çok muğlaklık taşıdığı için eleştirilebilir. Irak’ın komşuları bu ülkedeki kargaşanın kendi topraklarına sıçramamasını isteyebilir. Ama aynı zamanda Amerika’nın Irak’ta saplanıp kalmasını da tercih edebilir. Ayrıca, Irak’ta her gün yaşanan onca ölüm, Iraklı liderleri bir uzlaşmaya zorlamıyorsa, Amerika’nın bu konudaki girişimlerinin de başarısız olabileceği söylenebilir. Bu eleştiriler, göz ardı edilemez. Ancak asıl önemli olan, bu önerilerin hiç birinin ciddi biçimde denenmemiş olması ve olumlu sonuç verme potansiyelini barındırmasıdır.
Washington Post Venezüella’da Hugo Chavez’in zaferiyle sonuçlanan devlet başkanlığı seçimi değerlendirirken, Chavez karşıtlarının tek bir lider etrafında toplandığına dikkat çekiyor. Gazete, bu muhalefete çok iş düşeceği öngörüsünde bulunuyor.
"Aslında Chavez iktidarı, kendi yok oluşunun tohumlarını da içinde barındırıyor. Petrol gelirlerini ya tüketime ya da anlamsız yurtdışı maceralarına harcadı. Petrol sektörü de dahil olmak üzere üretime yapılan yatırımlar çok düşük miktarlarda kaldı. Bir çok uzmana göre, Venezüella’nın petrol üretimi azaldı. Suç ve yolsuzluk hızla artıyor. Eğer petrol fiyatları düşmeye devam ederse, Chavez’in devriminin de aslında popülist bir hile olduğu açıkça ortaya çıkacaktır."
New York Times, İngiltere’nin yeni nükleer denizaltılar yapma planına ihtiyatla yaklaşıyor. Gazete, nükleer silahlanmanın yayılmasını önleme konusunda büyük güçlere önemli görevler düştüğünü hatırlatıyor.
"Blair, gelebilecek eleştirileri önlemek için, İngiltere’nin sayısı 200’ü bulmayan nükleer savaş başlıklarının sayısını, 160’ın altına düşüreceğini açıkladı. Nükleer Silahsızlanma Anlaşmasını ilk imzalayan ülkelerin hedefi, bu sayıyı sıfıra indirmekti. Ancak, bu yöndeki çabalar daha sonra durdu. Büyük güçler, eğer kendi nükleer silahlarını azaltma konusundaki isteklerini gösterirlerse, İran ve Kuzey Kore gibi ülkelere yaptıkları çağrılar daha inandırıcı olur."