Terör örgütü El Kaide ve Taliban bağlantıları olduğu iddiasıyla 19 yaşındayken Pakistan’da tutuklanan ve ABD’nin Küba’daki Guantanamo Üssü’nde 5 yıla yakın yargılanmadan tutulan 25 yaşındaki Murat Kurnaz’ın ‘Hayatımın 5 yılı- Guantanamo'dan Bir Rapor' adı altında kitap haline getirdiği anıları, Guantanamo hakkında son yıllarda konuşulan, ortaya çıkan ve bilinen gerçeklere yeni, başka bir deyişle insani bir boyut getiriyor.
Suçu sadece yanlış zamanda, yanlış yerde olmak olan Kurnaz 2001 yılında Pakistan ve Hindistan’da 10 milyon üyesi olan “Jema’at Al Tablighi” adlı bir cemaate katılmak uğruna gittiği Pakistan’da başlayan ve çoğu Guantanamo’da olmak üzere beş yıla yakın işkence ve akıl almayacak kötü muamelerle geçen gençlik yıllarını anlatıyor kitabında.
Bremen’de bir otomotiv firmasında işçi olarak çalışan baba Metin Kurnaz ile ev kadını Rabia Hanım’ın dört çocuğunun ikincisi olarak 1982 yılında dünyaya gelen Murat Kurnaz, 285 sayfalık ve Almanya’nın en saygın yayınevi olan Rowohlt tarafından basılan anılarında esaret günlerinin dışında Almanya’daki mutlu çocukluk dönemini ve sonra Türkiye’de tanıştığı eşiyle evlenişini de anlatıyor.
Ailesinin yoğun iş hayatına rağmen, kendilerini yaşadıkları Bremen’de 'evde hissettiklerini,' nitekim yabancı olmasını hiçbir zaman dezavantaj olarak görmediğini, diskoteklere gittiğini, çok sayıda kız arkadaşı olduğu delikanlılık döneminden sonra, İslam’la tanıştığını belirten Kurnaz, eşini Almanya’ya getirmeden önce İslamiyet hakkında daha fazla bilgi alabilmek için ‘Jema’at Al Tablighi’ adlı cemaatın peşinden Pakistan’a gidişini aktarıyor.
Kurnaz’ın Pakistan’da geçirdiği dönem, 11 Eylül saldırılarılarına ve ABD’nin Afganistan’a karşı savaş açtığı döneme rastlıyor. Önce ajan-gazeteci olduğu iddiasıyla Pakistanlılar tarafından tutuklanan Kurnaz, 3000 dolar karşılığında terörist suçlamasıyla Amerikalı güvenlik birimlerine satılıyor. Ve bundan sonra önce Afganistan’daki Kandahar’da ve sonrada Guantanamo’da yıllarca sürecek işkenceler, sonu gelmeyen sorgulamalar ve okudukça insanın tüylerini ürperten bir yaşam savaşı başlıyor.
Kitabında, gördüğü işkence seanslarını tüm ayrıntılarıyla anlatan, bazen acıdan bayıldığını, aylarca soğuk şok odalarında izole edildiğini, en az iki kez ölümün eşiğine geldiğini yazan ve tanık olduğu insanlık dışı davranışları da aktaran Kurnaz, kendisine psikolojik işkence de uygulandığını, cinsel tacizde bulunulduğunu ve dini inançlarına sürekli hakaret edildiğini iddaa ediyor.
Kurnaz, kendisini birkaç kez sorgulamaya gelen Alman güvenlik birimlerininin de bu işkence ve kötü muammeleye iştirak ettiğini, kendisine ajanlık yapmasını teklif ettiklerini, öte yandan ifadesini almak için Guantanamo’ya gelen üç Türk görevlinin ise şikayetleri ve durumuyla hiç ilgilenmediğini öne sürüyor.
Kurnaz, 2002 yılında suçsuz olduğunun anlaşılmasından sonra, Almanya’nın kendisini ‘tehlikeli’ olarak tanımladığı için serbest bırakılmasını engellediğini Bremen’e döndükten sonra öğrendiğini de anlatıyor. Hatırlanacağı gibi, Kurnaz'ın esaretinin uzamasında, şimdiki Alman Dışişleri Bakanı Walter Steinmeier'in etkili olduğu iddaları ortaya atılmış, Kurnaz’ın Almanya Başbakanı Angela Merkel’in ABD Başkanı George W. Bush nezdinde girişimde bulunması sayesinde serbest kaldığı ortaya çıkmıştı.
Konu Almanya’da halen Parlamento Araştırma Komisyonu’nda ele alınıyor. Bu bağlamdaki tartışmalara yeni malzeme katacak söz konusu kitap, yaşamını müslüman kimliğiyle Almanya’da sürdürmek ve yeniden evlenmek istediğini belirten Kurnaz’ın ‘Günün birinde masumiyetimden hiç şüphe duyulmamasını istiyorum. Ancak diğer bir şey benim için daha önemli. Guantanamo’da neler olduğunun anlatılması lazım’ şeklindeki mesajla son buluyor.