Los Angeles Times Almanya’da Angela Merkel’in başbakan olmasının ardından Fransa’da da Nicolas Sarkozy’nin cumhurbaşkanı seçilmesiyle Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinde daha zor bir döneme girildiğini yazıyor. Ancak gazete, Avrupa Birliği kapılarının Türkiye’ye kapatılmasının ciddi sonuçlar doğuracağı uyarısında da bulunuyor:
"Türkiye ile ilişkinin sona ermesi, Avrupa’ya da zarar verecektir. Türkiye, enerji kaynaklarına ulaşım ve Avrupa Birliği ile İslam dünyası arasındaki bağlantıyı sağlaması açısından önemli bir konuma sahip. Yüzünü Batıya dönmüş demokratik bir Türkiye, Batı tarafından aşağılandığı düşüncesiyle milliyetçiliğin yükseldiği bir Türkiye’den çok daha iyidir. Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği, Batıda şu anda öne çıkan yabancı düşmanlığına göre değil, gerekli kriterleri yerine getirip getirmediğine göre belirlenmelidir."
New York Times Fransa’da cumhurbaşkanlığı seçimini kazanan Nicolas Sarkozy’nin, ülkenin ekonomik ve diplomatik gerileyişine son verme vaadinde bulunduğunu hatırlatıyor. Gazete, Sarkozy’nin yapısal bir dönüşümü sağlamasının sancılı bir süreç olacağı uyarısında bulunuyor:
"Sarkozy’nin bu değişimi başarabilmesi, önümüzdeki ay yapılacak parlamento seçimlerinde kendisini destekleyen sağ partilerin göstereceği başarıya ve Sarkozy’nin daha kapsamlı siyasi ittifaklar kurma becerisine bağlı. Sarkozy’nin özellikle haklarında aşağılayıcı ifadeler kullandığı ve düzeni sağlayacak önlemler almakla tehdit ettiği göçmen gençlerin güvenini kazanması gerekiyor. Yoksulluk ve işsizlik sorunu, düzeni korumaya yönelik güvenlik önlemleriyle çözülemez."
Christian Science Monitor de Sarkozy’nin kapsamlı bir değişim vaadinde bulunduğunu belirtiyor, ancak değişimin sancılı bir süreç olacağını vurguluyor. Gazete, Fransız halkının geçmişte de reform vaadinde bulunan Jacques Chirac'ı seçtiğini, ancak Chirac'ın, reformları hayata geçirmesine karşı direndiğini hatırlatıyor:
"Sarkozy, İsrail’in dostu olabilir ve İran’la sorunlara diplomatik bir çözüm bulunması için bütün olanakların zorlanması konusunda Başkan Bush’la anlaşabilir. Ancak ticaretteki korumacı yaklaşımı ve Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğine karşı çıkışı, Amerika’nın politikalarıyla çelişiyor. Sarkozy’nin daha çok Avrupa’ya yoğunlaşması bekleniyor. Avrupa Anayasasını belirli değişikliklerin ardından onaylanması için Fransız Parlamentosuna gönderme planı, anayasaya itiraz eden diğer ülkelerin ikna edilmesine yardımcı olabilir. Ve Fransa bu anlamda bir liderlik üstlenebilir."
Boston Globe, Çin’in, Sudan, Burma, Özbekistan ve Zimbabve gibi ülkelerde baskıcı yönetimlere destek vermesini eleştiriyor. Gazete, Pekin’in dış politikasının komünist ideoloji tarafından değil, kapitalist düşünceler tarafından belirlendiğini savunuyor:
"Kendi petrolü olmayan Çin, enerji tüketimi en hızlı artan ülke konumunda. Çin, bu nedenle petrole ulaşımını garanti altına almak, yabancı ülkelerdeki ve konsorsiyumlardaki petrol yatırımlarını korumak istiyor. Bu nedenle de devlet şirketlerini kullanarak dünyanın dört bir yanındaki petrol ve doğal gaz rezervlerini ele geçirmek amacıyla, kendi insanlarını öldüren yönetimlerle işbirliği yapıyor."