Erişilebilirlik

Kritik AB Zirvesi


Avrupa Birliği devlet ve hükümet başkanları, 27 üye formatındaki yapının sağlıklı bir şekilde işleyebilmesini sağlama arayışıyla Brüksel’de bir araya geldiler. Birkaç saat önce başlayan zirve Avrupa Birliği’nin kritik olarak tanımlanabilecek zirveleri arasında yer alıyor.

Avrupa Birliği, Fransa ve Hollanda’nın 2005’te referandumla reddederek "Pandora’nın Kutusu"nu açtığı “Anayasal Antlaşma” konusunu “herkesin yararına olacak” şekilde sonuçlandırma çabasında.

Zirve başlamasına karşın üye ülkeler arasındaki anlaşmazlıkların giderildiğini söylemek mümkün değil. Hatta anlaşmazlıkların veto tehdidi ve kırmızı çizgilerle oldukça derin bir hale geldiğini söylemek de abartı olmaz.

Avrupa Birliği’nin inandırıcılığı ve geleceği açısından bir test niteliği de taşıyan zirvede, kurumsal yapının kaderi şu aşamada Polonya ve İngiltere’nin elinde gözküyor. Dönem Başkanı Almanya, 2004’te üzerinde anlaşılan belgeye onay veren 18 ülkeyle, basitleştirilmiş bir metin konusunda ısrar eden ülkeler arasına sıkışmış durumda. Ortak bir çizgi bulabilmek için yoğun çaba harcayan Almanya Başbakanı Angela Merkel, bunu sağlayabilmek için bir yandan metnin özünü koruyan, öte yandan ise belli alanda egemenliklerini Brüksel’e terk etmeye soğuk bakan ülkeleri ikna etmeye çalışan bir strateji izliyor.

Polonya ise şu ana kadar çifte çoğunluk sistemiyle ilgili itirazlarında geri adım atmadı. Bu sistem bir kararın alınabilmesi için hükümetlerin yüzde 55’inin onayını ve bu hükümetlerin AB nüfusunun yüzde 65’ini temsilini şart koşuyor. Varşova ise Nice Antlaşması çerçevesinde elde ettiği kazanımları korumak istiyor.

İngiltere’nin sorunu ise egemenlik hakları. Başbakan Tony Blair, dört kırmızı çizgi belirledi ve zirve öncesi Merkel’le yaptığı telefon görüşmesinde bu çizgilerin aşılmasına kesinlikle izin vermeyeceğini ifade etti. Blair, Temel Haklar Sözleşmesi’nin bağlayıcı olmasına, iç hukuk, vergi ve adalet alanlarında veto yetkisinden vazgeçilmesine karşı çıkıyor.

Uzlaşma arayışları metinden bazı ifadelerin çıkarılması sonucunu da doğurdu. Almanya’nın üye ülkelere sunduğu son metinde “devlet çağrışımı” yapan her ifadenin silindiği görülüyor. Örneğin yeni metinde “anayasa” ifadesi kullanılmayacak. Bunun yanı sıra bayrak, marş, kanun, çerçeve kanun gibi ifadeler de yeni metinde yer almayacak.

2004’te, üzerinde anlaşmaya varılan Avrupa Birliği Dışişleri Bakanlığı makamı korunuyor gibi görünse de bu makamın bakanlık olarak adlandırılması ihtimali de oldukça düşük gözüküyor.

Bunun yanısıra dikkat çeken bir başka unsuru ise Almanya’nın, İngiltere’nin itirazlarına karşın Temel haklar Sözleşmesi’ni bağlayıcı hale getiren atfı yeni öneri metninde de koruması oluşturuyor.

Zirve, İngiltere Başbakanı Tony Blair’in, bu sıfatla katılacağı son toplantı olması açısından da sembolik bir öneme sahip. İngiltere Başbakanı olarak görev yaptığı 10 yılı aşkın süredir çok sayıda Avrupa Birliği Zirvesi’ne katılan Blair, izlediği politikalarla alınan önemli kararlarda pay sahibi oldu. Avrupa Birliği Zirvesi Blair için veda niteliği taşırken Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy için bir ilk olma özelliğinde.

XS
SM
MD
LG