Erişilebilirlik

Seçimler ve İkili İlişkiler


Washington’daki Heritage Vakfında 22 Temmuz seçimleri ve Türk – Amerikan ilişkilerinin değerlendirildiği bir toplantı düzenlendi. Toplantıda, PKK terör örgütünün varlığına karşı Amerika’nın Türkiye’yi tatmin edici adımlar atmamasının tehlikeleri vurgulandı.

Heritage Vakfındaki panelde, 22 Temmuz seçimleri kapsamlı olarak değerlendirildi.

Toplantıda bir konuşma yapan Amerika’nın eski Ankara Büyükelçisi Mark Parris, Türkiye’de ortaya çıkan siyasi krizin 22 Temmuz seçimlerinden sonra büyük ihtimalle giderileceğini söyledi. Parris seçimlerden sonra oluşabilecek iki senaryo üzerinde durdu: Biri Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) barajı aştığı; diğeri MHP’nin meclis dışı kaldığı bir senaryo... MHP’nin meclis dışı kalması durumunda, Parris, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) üçte-ikilik çoğunluğu sağlamasının çok güçlü bir ihtimal olduğunu; bunun da Türkiye’de yeniden bir krize yol açacağını söyledi. Özetle, böyle bir senaryoda, AKP, Cumhurbaşkanı adayını seçtirebilir – ve bu da Türkiye’yi yeniden Nisan sonuna götürür...

Ancak Parris, MHP’nin yüzde 10’luk barajı aşması durumunda, AKP’nin üçte-iki çoğunluğu sağlayamayacağını; bunun da bazı kesimler tarafından “en tatlı sonuç olarak” yorumlandığını belirtti: Yani, seçimlerden sonra yine tek parti iktidarı kurulur ve bunun sağladığı istikrar devam eder; ama AKP’nin gücünde bir düşüş olur ve bu da Cumhurbaşkanlığı seçimleri konusunda uzlaşma yolunu açar... Özetle, Parris, böyle bir senaryoda, "AKP’nin gizli bir amacı olduğunu düşünenlerin rahatlayacağını" belirtti.

Parris, bu senaryolardan ikincisinin daha gerçekçi olduğunu düşündüğünü; ancak seçimlere 10 gün kala ‘Türkiye’de yeni bir kriz çıkmaz’ gibi bir açıklama yapılamayacağını söyledi.

Toplantıda söz alan Arı Hareketi Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Kemal Köprülü, Türkiye’de siyasi istikrar olduğunu savunanları eleştirdi. Köprülü, “10 kişiden 7’sinin iktidar partisinden rahatsız olduğu bir ülkede nasıl siyasi istikrardan söz edebilirsiniz” şeklinde konuştu. Köprülü, seçimlerde Milliyetçi Hareket Partisi’nin önemli ölçüde başarı göstermesinin muhtemel olduğunu; hatta Genç Parti’nin bile sürpriz yapabileceğini söyledi. Kemal Köprülü, Türkiye’de seçimlerin sürprizlerle dolu olduğunu hatırlattı.

Siyasi ortamı değerlendiren Amerikan Alman Marşal Fonu uzmanı İan Lesser, Türkiye'deki esas siyasi akımın milliyetçilik olduğunu belirtti. Lesser, Türkiye’deki milliyetçiliğin de Amerika’ya odaklanan bir akım olduğunu kaydetti.

Bir konuda, bütün konuşmacılar görüş birliği içindeydi: Türkiye’deki Amerikan aleyhtarlığı, Washington’un PKK terör örgütü konusunda Türkiye’yi tatmin etmemesinden kaynaklanıyor...

Türk - Amerikan İlişkileri

Kemal Köprülü Türkiye’yle Amerika arasındaki ilişkilerin yeniden tanımlanması gerektiğini belirtti. Köprülü, Türkiye’yle Amerika’nın PKK konusunda aynı yaklaşımı sergilemediğini ve bunun da artık devam edemeyeceğini söyledi. Köprülü, bunun Türk – Amerikan ilişkilerine büyük zarar verdiğini ve Amerika’nın imajının bu şekilde düzeltilemeyeceğini kaydetti. Kemal Köprülü, “Türkler Washington’u asla affetmez” dedi.

Brookings Enstitüsünde "Türkiye 2007" başlıklı projeyi yöneten Mark Parris, Türkiye’nin PKK konusundaki kaygılarının haklı olduğunu; PKK’ya karşı harekete geçilmesinin şart olduğunu belirtmekle birlikte, Amerika’nın bu konuda bir şeyler yapabilecek durumda olmadığını söyledi. Parris, seçimlerden önce herhangibir sınır ötesi harekat beklemediğini; böyle bir harekatın PKK’ya istenilen darbeyi indiremeyeceğini ve zaten sınır ötesi operasyon çağrılarının büyük ihtimalle siyasi nedenlerle yapıldığını kaydetti.

İan Lesser, Türkiye’deki Amerikan aleyhtarlığının sadece halk tabakasında değil, dış politika elitinde de görüldüğünü söyledi. Lesser bu eğilimi şaşırtıcı ve rahatsız edici bulduğunu söyledi. Ancak Lesser, Türk ve Amerikalı yetkililer arasında karşılıklı bir güvensizlik olduğunu dile getirdi. Lesser, bazı Türklerin Amerika’nın PKK ve kuzey Irak konusundaki yaklaşımını şüpheyle karşılarken; bazı Amerikalıların da “Türkiye nereye gidiyor” sorusu nedeniyle Türkiye’deki liderlere şüpheyle yaklaştığını söyledi. Lesser, bununla sadece İslamcılığın kastedilmediğini; milliyetçiliğin de kastedildiğini kaydetti.

Ancak bütün katılımcılar, PKK sorunu çözümlenmeden ikili ilişkilerin geliştirilemeyeceğini; Türkiye’deki Amerikan aleyhtarlığının temelinde bu sorunun yattığını vurguladı.

XS
SM
MD
LG