Haziran ayında yeni üyelerini belirleyecek olan Avrupa Parlamentosu, seçimlerden sonra DTP’ye yönelik olarak düzenlenen operasyonların etkisi ve Birleşik Sol Grup’un ön ayak olmasıyla Türkiye konulu bir oturum düzenledi.
“Türkiye’de Demokratik Süreç” başlıklı oturumda verilen mesajlar Avrupa Birliği’nin üç konuyu yakın takibe aldığınıgösterdi.
Bu konulardan birini özelde DTP’nin durumu genelde ise Kürt sorunu oluşturuyor. Oturumda konuşan Avrupa Birliği Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn, tüm tarafların içinden bir mesaj çıkarabileceği nitelikte açıklamalar yaptı. Terörizmi kınadıklarını ve Türkiye’nin terörle mücadelesine destek verdiklerini söyleyen Rehn, PKK’nın da Avrupa Birliği’nin terörist örgütler listesinde yer aldığını hatırlattı. Terörle mücadelede insan haklarının dikkate alınmasının gerekli olduğunu vurgulayan Rehn, çoğulculuğun her demokrasinin önemli bir unsuru olduğunu söyledi ve DTP’nin siyasi meşruiyetini seçimlerde sandıktan çıkan oylarla kanıtladığını söyledi. DTP hakkındaki kapatma davasına da değinen Rehn, Türkiye’deki siyasi partiler yasasının Avrupa’daki standartlarla uyumlu olmadığını ifade etti.
Avrupa Birliği’nin yakın takibinde olan bir başka konu da Ergenekon Davası. Rehn, bir yandan Ergenekon Davası’nın sonuna kadar götürülmesinin önemine vurgu yaparken diğer yandan da soruşturmanın son dalgalarında hukukun üstünlüğü ilkesinin tam olarak uygulanıp uygulanmadığı ya da tutuklamaların ardında başka bazı siyasi amaçların olup olmadığının sorgulanabilir olduğunu söyledi.
Basın özgürlüğü de Avrupa Birliği’nin yakından izlediği konular arasında yerini aldı. İfade özgürlüğünün her demokrasinin temel taşı olduğunu vurgulayan Rehn, medya özgürlüğü ve bu alanda Türkiye’de yaşanan son gelişmeler konusunda endişeli olduğunu ifade etti. Rehn, İlerleme Raporu’nda bu konuya mutlaka özel bir bölümde değinileceğini belirtti.
Türkiye’nin reformlar konusundaki performansının AB’yi tam olarak tatmin etmediği de Rehn’in ve oturumda söz alan parlamenterlerin açıklamalarına yansıdı. Rehn, Türkiye’den karışık sinyaller geldiğini belirtti ve iki adım ileri bir adım geri gidildiği hissinin uyandığını söyledi. Rehn, müzakere sürecinin hızının laikliğe saygı ve hukuk devleti çerçevesinde, temel hak ve özgürlükleri artıran reformlar alanında kaydedilecek gelişmelere bağlı olacağını ifade etti.
Jüri henüz kararını vermedi cümlesi ise Avrupa Birliği’nin bazı hassas konuları çok yakından izlediğini ancak hükme varmnadığını özetler nitelikteydi.
Güven Özalp'in haberini sağ üst köşedeki bağlantıdan dinleyebilirsiniz.