Erişilebilirlik

Harekatın ikinci aşaması: Komando Operasyonu - 2001-10-10


Afganistan’a ilk hava saldırısı geçen Pazar gecesi yapıldı. Saldırıdan sonra bir basın toplantısı düzenleyen Savunma Bakanı Donald Rumsfeld, operasyon hakkında bilgi verdi ancak daha önce Afganistan’a sızdığı öne sürülen komando timleriyle ilgili soruları yanıtlamayı reddetti. Bakan kısaca, "Gizli tutmaya gerek olmasaydı konuşurduk," dedi.

“Afganistan’da çok sayıda askerimiz olsaydı varlıkarından şimdiye kadar herkes haberdar olurdu. ” diyen bakan, devam eden operasyonlar hakkında bilgi veremeyeceğini söyledi.

Jack Spenser adlı bir savunma uzmanı, Savunma Bakanını haklı buluyor, Afganistan’daki Amerikan ve İngiliz komanda timlerinin faaliyetlerini her ne pahasına olursa olsun gizli tutulması gerektiğini söylüyor.

Washington’daki Heritage Vakfı’nda çalışan uzman, komandoların muhtemelen hedef tesbitinde kullanıldığını, sadece stratejik tesisler değil canlı hedeflerin yerini de belirlemeye çalıştıklarını ifade ediyor:

"Bu savaşın klasik savaş olmadığı söyleniyor çünkü hedefler çok farklı. Afganistan’da da askeri tesisler, hava savunma sistemleri gibi askeri hedefler var. Ancak ortada kaldırmak istediğimiz sadece bunlar değil. Bin Ladin’i ve El Kaide örgütünün diğer liderlerini de bulmaya çalışıyoruz. Bu işle görevlendirilen komanda timleri muhtemelen, 11 Eylül’de, New York ve Washington’a yapılan saldırılardan hemen sonra Afganistan’a gönderildi."

Başka bir uzman, hava bombardımanının Üsame Bin ladin ve Taleban lideri Molla Ömer’i hedef almadığını söylüyor. Bombardımanın Taleban’ı zayıflatmak ve askeri açıdan etkisiz hale getirmek olduğunu savunan Michael O’Hanlon, rejimi ortadan kaldırmanın Kuzey İttifakı ve diğer muhalif gruplara düşeceğini ileri sürüyor:

"Kimse Taleban ve El Kaide liderlerinin havadan atılacak bombalarla öldürülmesini beklemiyor. Bu kişiler kesinlikle mağaralar ve koruganlarda saklanıyor olmalı. Fakat ilelebet saklanamayacakalarını da biliyoruz. Bombardımanın zararını görmek veya başka nedenlerle er geç dışarı çıkacaklardır. İşte o zaman iş komandolara düşüyor. Ya kendileri yapacaklar ya da diğer timleri çağıracaklar."

O’Hanlon, Amerika’nın Afganistan’a çok sayıda kara askeri göndermeyeceği görüşünde. Uzmana göne bunun başlıca nedeni ülke coğrafyasının geniş çaplı bir harekata uygun olmaması. O’Hanlon, 20-30 ya da birkaç yüz komandonun binlerce askerden daha etkin olabileceğini savunuyor ve Amerikan ve İngiliz komandolarının Afganistan’ın sert koşullarında görev yapamayacakları iddiasını reddediyor:

"Tam aksine. Teknolojik üstünlük onlar için çok önemli bir avantaj. En yeni askeri araç ve gereçlere sahipler. Üsleriyle sürekli temas halindeler. Gerekirse destek istemeleri mümkün. Afganistan’da kışlar çok soğuk. Kış aylarında çatışma olmamasının nedeni bu. Fakat komandoların donanımları en çetin iklim ve hava koşullarına göre hazırlandığından sıkıntı çekeceklerini sanmıyorum. İlkbahara kadar beklemeyi bile tercih edebilirler."

O’Hanlon, komandoların elinde kısa bir süre içinde araziyi öğrenmelerini sağlayacak teknik imkanlar bulunduğu hatırlatıyor, yalnız silahlarının değil giysilerinin bile soğuğa dayanıklı özel tekstil ürünlerinden yapıldığını söylüyor. O’Hanlon’a göre komando operasyonlarının en zor tarafı, yaşam koşulları değil düşman topraklarına gönderilen timlerle sürekli temas halinde bulunabilmek.

Amerika, geçen hafta, Özbekistan-Afganistan sınırına bin dağ komandasu gönderdi. Afganistan içideki komanda sayısı ise gizli tutuluyor.

XS
SM
MD
LG