Irak, Birleşmiş Milletler silah denetçilerini 1998 yılının Aralık ayında sınır dışı etmişti. Denetim heyeti başkanlarından David Kay, yıllardır Amerika’da Science Applications International Corporation adlı büyük bir şirketin müdürlüğünü yapıyor. David Kay, bir süre önce, Senato Hükümet İşleri Altkomisyonu’na, Irak’taki eski denetim çalışmaları hakkında bilgi verdi. Müfettişlerin sınır dışı edilinceye kadar çok önemli işler yaptıklarını belirten Amerikalı uzman devamla şöyle dedi: "Örneğin nükleer silah alanında, Körfez Savaşı sırasındaki hava bombardımanlarında tahrip edilen malzemeden daha fazla malzeme imha ettik. Çünkü varlığı daha önce bilinmeyen tesisleri bulabilecek imkanlara sahiptik.." Bush yönetimi, Irak’ın, Birleşmiş Milletler silah denetçileri tarafından imha edilen nükleer araştırma tesislerini yeniden inşa ettiğine inanıyor. Amerika, bu nedenle, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan’ın silah denetçilerinin tekrar Irak’a dönmesini sağlama çabalarını elinden geldiğince destekliyor. Fakat destek konusunda görüş ayrılıkları da var. Bazı yetkililer, Irak’ın kitle imha silahlarını saklayabildiğine dikkati çekerek denetimin etkili olmadığını savunuyor. Dışışileri Bakanlığı sözcüsü Richard Boucher da bu görüşte. Sözcü Boucher sık sık Saddam Hüseyin’in silahlarını gizlemek için herşeyi yapacağını vurguluyor. Denetimi savunan uzmanlar ise, müfettişlerin, Irak’ın kitle imha silahlarını ortadan kaldıramadığını ancak en azından silah programını kontrol altına aldığını ve yeni silahlar geliştirmesini önlediğini savunuyorlar.
Senato komisyonuna bilgi veren kişilerden biri eski diplomatlardan Robert Einhorn’du. Bir zamanlar Dışişleri Bakanlığı Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Dairesi Başkanı olan eski Bakan Yardımcısı, bir süredir Washinton’daki Stratejik ve Uluslararası Araştırmaler Merkezi’nde çalışıyor. Robert Einhorn komisyonda yaptığı konuşmada denetimle ilgili eleştirileri şöyle yanıtladı: "Yüzlerce yere çok hassas televizyon kameraları koyulması ve teftiş heyetinin sürekli olarak hareket halinde bulunması, Irak’ın gizli silah programları üzerinde çalışmasını hiç olmazsa aksatır. Programlar üzerinde çalışmak zorlaşır, süreç yavaşlar ve kapsamının küçük tutulması gerekir. Irak’ın teknik kapasitesi nedir? Ellerinde ne gibi malzeme, arac ve gereç var? Füze programında nereye kadar gidebilir? Bu soruların yanıtını ancak Irak’da çalışacak müfettişler verebilir."
Senato Hükümet İşleri Altkomisyonu Başkanı Hawai Senatörü Daniel Akaka da bu görüşte. Demokrat Partili Senatör oturumda şöyle dedi: "Birleşmiş Milletler denetçilerinin Irak’ta tekrar çalışmaya başlaması için baskı yapmalıyız. Bunun iki nedeni var. Birincisi, Irak’ın kitle imha silahları geliştirmesini ve üretmesini engllemek. İkincisi ise mevcut silah programlarının boyutunu ve kapsamını anlamak. Saddam Hüseyin’i bir köşeye sıkıştırmalı , her an ve her yönde önüne engeller çıkarmalıyız. Uzun dönemde stratejimiz bu olmalıdır." Cumhuriyetçi Partili Senatör Fred Thompson ise aynı görüşte değil. Tennesse senatörü, “Bağdat hükümeti müfettişlerin her yere girmesine izin vermedikçe denetimin ne yararı olur ki?” diyor: "Bence dünyanın başına gelebilecek en kötü şey, Saddam’ın müfettişlerin geri dömesine izin vermesi olur. Bush yönetimi gerçi dönmelerini istiyor ama gerçekte bunun isteyip istemediklerinden de çok emin değilim. Umarım istemiyorlardır. Çünkü geri gidersek aynı havayı çalacak aynı oyunu oynayacağız."
Birleşmiş Milletler silah müfettişleri arasında bile denetimin hiçbir yararı olmadığını savunanlar var. Birleşmiş Milletler Biolojik Silahlar Denetim Komisyonu Başkanı Richard Spertzel, Batının denetim süreciyle kendini kandırdığını ileri sürüyor: "Müfettişlerin geri dönmesini savunanların en önemli tezi denetimin hiç yoktan iyi olacağı. Bu tezi ciddiye almak bile gülünçtür. Çünki Irak hükümeti, eskiden olduğu gibi müfettişleri sıkı bir denetim altında tutacak, rahat çalışmalarına yine izin vermeyecektir. Böyle bir denetim, denetim yapılmamasından daha kötüdür. Çünki dünya kamuoyu işin içini bilmediği için, Irak’ın kitle imha silahları geliştirmesinin Birleşmiş Milletler tarafından kontrol altına alındığını sanıyor... Gerçek hiç de öyle değil."
Batı ülkeleri, müfettişler geri dönsün mü dönmesin mi tartışması yaparken kimse Irak’ın fikrini sormuyor. Sormasına da gerek yok. Çünkü Bağdat hükümeti buna şiddetle karşı çıkıyor. Eski müfettiş David Kay’e göre bunun sebebi Irak’ın kitle imha silahlarını gizli tutmak istemesi ve müfettişleri siyasi tehdit olarak görmesi: "Müfettişler rejime tehdit olarak görülüyor. Bizim beyaz Birleşmiş Milletler otobüsleri ve jipleriyle Bağdat’da oradan oraya gitmemiz rejimi çok rahatsız ediyordu. Biryerde başarısızlıklarını temsil ediyorduk. Çünki halka hayatı zehir eden, istediğine işkence yapan, istediğini öldüren rejim bize elini süremiyordu. Bu onlar için zayıflık işaretiydi ve halka kötü örnek olmamızdan korkuyorlardı. Bizi Irak halkına bulaşacak bir virüs olarak görüyorlardı."
1991 yılındaki Körfez savaşından bu yana Irak’a uygulanan Birleşmiş Milletler ambargosunun kaldırılması için Bağdat hükümetinin denetimi kabul etmesi gerekiyor. Başka bir deyişle Irak’a uygulanan yaptırımlarını kaldırılması müfettişlerin Irak’a geri dönmesine bağlı. Müfettişler tekrar çalışmaya başlasa da Irak’ın kitle imha silahları geliştirme çabalarına son vermesi beklenmiyor. Durum böyle de olsa, Birleşmiş Milletler denetiminin silah programları hakkında istihbarat sağlaması mümkün.
Bu arada Bush yönetimi, Afganistan’dan sonra Irak’a karşı savaş açıp açmama konusunu görüşüyor. Başkan Yardımcısı Dick Cheney, İngiltere’de Başbakan Tony Blair’le görüştükten sonra yaptığı açıklamada Irak’a yönelik bir operasyon konusunda spekülasyon yapmak istemediğini belirtmişti. Ancak Cheney’in Ortadoğu ziyaretinde bu konu hep görüşme gündeminin başındaydı. İngiltere’yle birlikte bazı Avrupa ülkeleri Irak’ın vurulmasına desteklerken bazı ülkeler temkinli davranıyor, bazıları ise karşı çıkıyor. Örneğin Fransa, Körfez Savaşı’na destek vermesine hatta katılmasına rağmen, Irak’a yönelik yaptırımların kaldırılmasını istiyor ve sağlam gerekçeler olmadığı sürece askeri bir operasyona karşı çıkıyor.