Erişilebilirlik

Fortuyn'un Öldürülmesini Türkler de Protesto Etti - 2002-05-08


Genel seçimlerin öncesinde sağ lider Pim Fortuyn’un öldürülmesi siyasi eğilimine rağmen tüm Hollandalılar ve Türkler tarafından kınanarak protesto edilirken, Avrupalı yetkililer yaptıkları açıklamalarda cinayetin demokrasiye indirilmiş bir darbe olduğunu belirttiler.

Hollanda İşçi Partisi’nin Türk asıllı milletvekili Nebahat Albayrak gelişmeleri radyomuza değerlendirdi. Türkler için Danışma Kurulu Başkanı Hatice Can Engin de saldırıyı Hollanda ve Avrupa için kara bir gün olarak nitelendirdi.

Önce Hollanda’dan Pim Fortuyn’un suikaste kurban gittiği haberi geldi. Geceyarısı Brüksel’in Türk semti Schaerbeek’ten de aşırı sağ eğilimiyle tanınan bir Belçikalı’nın iki yabancıyı öldürüp, evini ateşe verdiği, polis ve itfaiyenin de müdahale etmesine karşı çıktığı haberi ulaşınca yerlisi, yabancısı sağduyulu tüm insanlar “ne oluyoruz?” sorusunu sordular.

Ancak iki olayda da suçluların yabancı değil de ülkenin has yerli vatandaşı olması, can kayıplarına rağmen yüreklere su serpti demek abartı olmaz. Zira sinirler oldukça gergin. Fransa’da Le Pen’in cumhurbaşkanlığı seçimini kaybetmesi fazla bir şey ifade etmiyor. Genel seçim sonuçlarına bakmak gerekiyor. Diğer Avrupa Birliği ülkelerinde aşırı sağın tırmanışa geçtiği ve adeta yabancıların omuzlarına basarak yükseldiği sır değil. Ayrıca, basit cinayet olayı olsa bile yabancıların adının geçtiği durumlarda herkesi bir korku sarıyor.

54 yaşındaki Hollandalı politikacının suikaste kurban gitmesi, son üç yüzyıldır siyasi cinayet işlenmemiş olan ülkeyi karıştırdı ve herkeste derin şaşkınlık yarattı. İlginç ve renkli bir kişiliğe sahip Pim Fortuyn’un partisinin 15 Mayıs’ta yapılacak seçimlerden sonra hükümet kurma aşamasında anahtar konuma geleceği tahmin ediliyordu. Hollanda İşçi Partisi’nin Türk asıllı milletvekili Nebahat Albayrak ülkedeki genel havayı ve Fortuyn’un nasıl biri olduğunu şöyle anlattı:

“Üç asır yani çok çok uzun yıllardan beri böyle bir şey Hollanda’da görülmemiş, siyaset oldukça düzenli, saygılı ve huzurlu bir ortamda gerçekleşiyordu Hollanda’da. Herkes şaşkınlığa boğulmuş bir vaziyette Hollanda’da. Siyasetçiler de buna dahil. Pek kimse inanamıyor. Uzun yıllardır bir dergide yazdığı yazılarından tanınan bir şahıstır. Aşırı ırkçı, Müslümanlardan hoşnut olmadığını söyleyen ve aslında devletin tamamına cephe alan bir kişiliği vardı. Bunu yaparken sadece içeriği ile değil, aynı zamanda kişiliği ile de dikkat çekmeye başladı. Eşcinsel olmasından dolayı çok flamboyant, çok renkli ve Hollanda siyasetinde görülmemiş bir performans gösteren medyatik bir kişilikti.”

Peki bu ilginç kişilik siyasete bir program ile mi atılmıştı yoksa çoğu ülkedeki aşırı sağ partilerin yaptıkları gibi demagoji yaparak mı yükseliyordu? Sosyal Demokrat Milletvekili Nebahat Albayrak yanıtlıyor:

“Meselâ göçe karşı olan akımlar tabiî ki oldu, burada çok kültürlü topluma karşı cephe alan insanlar oldu fakat, sürekli bilinçsiz ve aptalca yapılmıştı ve bu kişi çok geniş bir parti programı ile, devletin tamamında düzenlenmesi gereken bazı sorunların ele alındığı birkaç kitap yazdı. Ve bunu yaparken de aynı zamanda iktidara hazırlandığını göstermek için bir parti programı da vardı ve bu parti programında tabiî bu uç noktaların hepsi yoktu. Amacı liberaller veya Hristiyan Demokratlar ile bir koalisyon kurup önümüzdeki dört yıl iktidara gelmekti. Kendi söylediklerini yumuşatan özellikle liberallere ve Hristiyan demokratlara karşı köprüler kuran tavırlar görüyorduk, yani insanları ilk önce biraz ayağa kaldırmak için uç görüşler ileri itildi ve daha sonra demokrasi içinde çalışabilecek ve liberaller ile Hristiyan Demokratların görüşlerine yakın görüşler yürüttüğünü ispatlamak için bizzat kendi söylediklerini yumuşatmaktaydı.”

Fortuyn’ün siyasi cinayete kurban gitmesinin hemen ardından, ilginçtir, tüm Avrupa Birliği yetkilileri ve eğilimi ne olursa olsun siyasiler kınama mesajları yayımladılar. Oysa daha birkaç gün önce Jean Marie Le Pen’e karşı hepsi güç birliği etmemişler miydi? Bu ne anlama geliyor? Fortuyn, Fransa’nın Le Pen’i, Belçika’nın De Winter’ı, Avusturya’nın Haider’ından farklı bir lider miydi? Nebahat Albayrak’a sorduk:

“Doğrudan kıyaslamak doğru değil ama siyasi akım olarak kesinlikle 'aynı akımın mensupları' demek herhalde doğru olur. Taahhütler farklı, kişilikler farklı ama zannediyorum amaçlar ve hedefler aynı idi. Şekli değişik olsa da bence içeriği bu kişilerle kesinlikle kıyaslanabilir.”

Yakında Hollanda’da seçimler yapılacak. Çok sayıda Türk asıllı Hollandalı listelerde yarışıyor. Nebahat Albayrak ta yeniden seçilme başarısı elde etmek istiyor:

“15 Mayıs’ta seçimleri yapmaya karar verdik. Ertelemek ülkeyi daha büyük şaşkınlığa boğar, ortalık gerginleşir korkusuyla. Aptalca bir davranışa boyun eğemeyiz demokrasimizdeki kuralları uygulamalıyız diye. Burada şöyle bir risk var. İnsanlar mantıkla değil, hisleriyle oy kullanacaklardır, öldürülen Pim Fortuyn’e jest olarak ona oy verilecektir. Çünkü seçim listelerinde halen Fortuyn’un partisinde bir numara olarak kendi ismi yer alıyor ve bunu gören insanlar belki duygulanıp oyunu ona kullanacaktır. Böyle bir şey tabiî ki bekleniyor. Meselâ sosyal demokratlardan bana sorarsanız kesinlikle ümidi kesmemiştim. Hollanda demokrasisi içinde hangi radikal akım olursa olsun, ondan hesap sorma, etkisiz hale getirme mümkün diye inanıyordum. Pim Fortuyn’un ölmesiyle bu fırsat elimizden alınmış durumda ben milletvekili olarak artık mecliste Hollanda’da ırkçı tavırlara yer olmadığını gösteremeyeceğim ben bundan büyük üzüntü duyuyorum.”

Hollanda’daki Türkler de gruplar halinde, ellerinde çiçekler, cinayetin işlendiği radyo veya Pim Fortuyn’ün evinin önüne giderek saygı duruşunda bulunup, cinayeti kınadılar. Yabancılara karşı politika izleyen bir siyasetçinin katledilmesine Türkler’in gösterdikleri bu tepki ne anlama geliyordu? Nebahat Albayrak Türkiye dahil birçok ülke politikacısına ve vatandaşlarına ders verircesine konuştu:

“Çok iyi düşünürsek bir insanın görüşleri ne kadar kötü olursa olsun, biz ne kadar karşı gelirsek gelelim, Pim Fortuyn’un öldürülmesi Hollanda’da yaşayan herkesin özgürlüğüne vurulan bir baltadır. Yani bir demokraside ne kadar uç görüşünüz olursa olsun, hayati tehlikesi olmadan bunları söylemekte serbest olmalısınız. Yani sonuçta Pim Fortuyn’un görüşlerine ne kadar karşı olursak olalım bu olayı şiddetle kınamamız gerekiyor. Çünkü bir siyasetçinin düşüncelerinden dolayı öldürülmesi hiçbir zaman kabul edemeyeceğimiz bir olaydır.”

Türkler de Hollanda’daki Türkler İçin Danışma Kurulu’nun çağırısına uyarak olay yerinde veya Fortuyn’ün evinin önünde oluşan kalabalıklara, kuyruklara katılanlar arasındaydılar. Başkanları Hatice Can Engin’i niçin orada olduklarını anlatıyor:

“Buraya gelmemizin iki nedeni var. Birincisi bir insan olarak bu şekilde öldürülmesi son derece kaygı verici ve olmaması gereken bir durum. Bunu kınıyoruz şiddetle, insan olarak ve Türk kuruluşları olarak. İkincisi de onun politik misyonu sadece azınlıklar politikası üzerine değildi. Biz tabiî ki onun yabancılar politikasıyla hemfikir değiliz. Yabancıların Hollanda’ya girişini sınırlamak isteyen, Müslümanlara karşı bir politikacıydı. Ama buna rağmen halkın belirli bir bölümünü temsil eden bir politikacı olarak böylesine katledilmesi mutlaka reddedilmesi gereken, olmaması gereken bir durum. Hollanda güvenliği açısından son derece kaygı verici. Avrupa açısından son derece kaygı verici, azınlıkların uyumu konusunda da son derece kaygı verici bir gelişme. O yüzden biz buradayız ve olayı kınıyoruz.”

Türküyle, diğer yabancılarıyla, bu yeldeğirmenleri ve laleleri ile ünlü güzel ülkenin insanları gerçek bir siyasi olgunluk ve toplumsal dayanışma örneği sergilediler. Hem de aşırı sağ eğilimli bir siyasi liderin öldürülmesi olayında. Bu davranışlarıyla da, Avrupa Birliği’nin diğer ülkelerine ve özellikle de politikalarını ırkçı temeller üzerine oturtan diğer partilerin liderlerine adeta ders verdiler.

XS
SM
MD
LG