Bir noktaya yoğunlaştırılmış ışık huzmesinden başka bir şey olmayan lazerin en yoğun kullanıldığı alan kuşkusuz tıp.
Lazer kanser tedavisinden, gözün görme bozukluklarını düzeltmeye kadar pek çok alanda kullanılıyor. Son olarak da yeni bir lazer tekniğinin, doktorlara hastalıkları teşhiste yardımcı olması umudediliyor.
Doktorlar her gün iğne, ya da bıçakla hastanın dokusundan küçük bir örnek alarak, mikroskop altında inceliyor. Fakat, biyopsi dediğimiz bu teknik, tamamlanması günlerce süren ve laboratuar çalışanlarına zarar verebilen boyaların da işin içine girdiği zor ve karmaşık bir işlem.
ABD Ulusal Bilimler Akademisi dergisinde yayınlanan bir makaleye göre, ameliyatsız ve hastanın vücudunu hiç rahatsız etmeden, lazerle biyopsi yapılabilecek. Bu yeni teknikte mikroskoba bağlı bir lazer sayesinde, birkaç dakika içinde hücreyi görmek mümkün olacak. Bu teknik, yakın bir gelecekte, bugünkü zor biyopsinin yerini alacak.
Ulusal Bilimler Akademisi’nin dergisindeki makaleyi yazan Cornell ve Harvard Üniversitesi araştırmacıları, tekniği şu anda hem insanlarda hem de hayvanlarda denediklerini ve vücudun içinde, beynin çalışmasından kansere kadar pek çok fonksiyonu gördüklerini belirttiler.
Cornell Üniversitesi fizik profesörü Watt Webb, dokunun yarım milimetre kadar derinliğine inme imkanı yaratan bu tekniği keşfeden bilim adamlarından biri. Webb, şöyle diyor:
"Dokuya zarar vermeden pek çok ayrıntıyı görme imkanımız var. Vücuda fazla müdahale etmeden, derinin altında olup biten her şeyi görebiliyoruz. Kan dolaşımını, yağ tabakasının yapısını görebiliyoruz. Bu bize, araştırmalarımızda ve teşhis koymada çok büyük imkanlar yaratıyor. En kısa zamanda bu tekniği hastalara uygulamaya başlayacağımıza inanıyorum."
Yine Cornell Üniversitesi uzmanlarından Warren Zipfel, yeni tekniği, "bir kitabın kapağını açmadan yüzüncü sayfasını okuyabilmeye" benzetiyor.
Vücuttaki bazı moleküller belli türdeki ışıklar altında parlıyor. Bu moleküllerin daha da parlamasını sağlamak için verilecek yüksek enerji normalde vücuda zararlı. Halbuki dokulara düşük dozda verilecek kızılötesi ışınları fazla zarar vermiyor.
İşte araştırmacılar bu noktadan hareketle dokulara çok kısa sürelerle lazerle kızılötesi ışın veriyor ve dokuyu mikroskopla seyredebiliyor. Saniyede 80 milyon kez gibi çok kısa sürelerle verilen lazer ışınıyla, bir saç telinin yüzde biri genişliğinde bir doku parçası incelenebiliyor.
Şu anda bu teknikle, dışarıdan, derinin bir milimetre derinlikteki dokular ayrıntılı olarak incelenebiliyor. Araştırmacılar bu yeni tekniği daha da mükemmel hale getirmeye çalışıyor. İlk etapta, lazerin ışığı yansıtabilen çok ince ve esnek cam elyafına bağlanması gerekiyor. Ondan sonraki aşamada ise, bu optik fiberler vücuda zerk edilecek ve böylece bir milimetreden daha derindeki dokuların incelenmesi sağlanacak.
Bu iş başarıldığı takdirde, yeni lazer teknolojisi, biyopsinin yerine kullanılabilir hale gelecek.