New York Times gazetesinde yeralan bir haber-yorum, Irak’ta meydana gelen son sabotajlara değinerek, bu ülkede Amerikan askerlerine yönelik saldırıların hedeflerinin, son zamanlarda farklı alanlara kaydığına dikkat çekiyor:
"Bu haftasonu içinde Irak’ta ardarda meydana gelen olaylarda, başkent Bağdat’a su sağlayan bir boru hattı havaya uçuruldu, bir petrol boru hattı kundaklandı ve bir hapishaneye düzenlenen havan topu saldırısında altı Iraklı öldürüldü. Bu son olaylar, direnişçilerin saldırılarını Amerikan askerlerinin yanısıra, sivil ve ekonomik hedeflere de yönelttiğini gösteriyor. Amerikalı uzmanlar, su borusuna düzenlenen saldırının sabotajcıların işi olduğunu söylerken, petrol boru hattında çıkan ikinci yangının da şüpheli olduğunu kaydettiler. Irak’ın kuzey petrollerini Türkiye’ye taşıyan boru hattında haftasonu meydana gelen en son yangın, Cuma günü sabotajcıların aynı boru hattına saldırı düzenlediği yerin çok yakınında meydana geldi."
Irak petrolleriyle ilgili bir başka gelişmeyi de Los Angeles Times gazetesi aktarıyor. Gazete, Amerika’nın Irak petrollerinin denetimini, yerel uzmanlara bırakacağını yazıyor:
"Irak’taki Amerikan yönetimi, bu ülkedeki petrol sanayiinin kalkınmasını denetlemek üzere, uluslararası bir danışma kurulu kurmaktan vazgeçti. Bunun yerine bu iş, Iraklı uzmanlara bırakılacak. Bunun yanısıra, ülkedeki petrol altyapısının teknik anlamda yeniden yapılandırılması, Amerikalı ve müttefik yetkililerin sorumluluğunda kalmaya devam edecek. Bu kararın, Irak’ın yerel petrol uzmanlarına duyulan güvenin artmasından kaynaklandığı bildirildi. Yetkililer, Iraklılar’ın siyasi hassasiyetlerine yönelik kaygıların artmasının, bu kararda etkili olduğunu söylediler. Uluslararası bir kurulun bu işi devralmasının yerine, Iraklı uzmanların seçeceği bir petrol bakanı adayının, ülkenin Geçici Hükümet Konseyi’nin onayına sunulacağı belirtildi."
Los Angeles Times gazetesi, Irak’ın petrol politikasını Amerikan yanlısı bir çizgiye oturtarak, OPEC’in petrol üretimi ve fiyatlandırmasındaki karar gücünü azaltmayı düşünen kesimlerin, bu karardan dolayı hayal kırıklığına uğrayacağını da ekliyor.
Öte yandan geçen hafta Amerika’nın kuzeydoğu eyaletlerinde ve Kanada’nın doğusunda meydana gelen elektrik kesintisinin Amerikan gazetelerindeki yankıları sürüyor.
Christian Science Monitor gazetesinde çıkan bir başmakale, yetkililerin ve halkın bu olaydan yeterince ders aldığını yazıyor:
"Elektrik kesintilerinin başgöstermesinin hemen ardından, İç Güvenlik Bakanlığı olaya derhal müdahale ederek, bir terör saldırısı olmadığını bildirdi ve halkı rahatlattı. İzindeki polisler göreve çağrıldı. Güvenlik görevlileri, binaları ve metro istasyonlarını derhal boşalttılar. Geçmişe oranla halk da, bu tür olaylara daha hazırlıklıydı. 1977’deki kesintiler sırasında yaşanan yağmalama ve kundaklama olaylarına rastlanmadı. İki yıl önceki 11 Eylül saldırılarının anılarını halen yaşayan halk, son derece sakin davranarak yapılması gerekeni yaptı. Çoğu insan kilometrelerce yürümeyi göze alarak evlerine gitti. Bir kısmı geceyi sokaklarda ya da bürolarında geçirdi. Bu olaylar aynı zamanda, Amerika’nın elektrik altyapısına daha fazla yatırım yapması gerektiğini ortaya koydu. Gittikçe artan nüfusa ve talebe karşın, ülkedeki elektrik santrallerinin ve dağıtım şebekelerinin sayısı yeterli değil."
Christian Science Monitor gazetesi, eleştirilerini çevreci örgütlere de yöneltti, ve bu örgütleri Amerika’da yeni elektrik santrallerinin kurulmasını önlemekle suçladı.
Washington Post gazetesi ise bugün, ulusal felaketlere değindiği bir haberde, kurtarma çalışmalarında son zamanlarda yaşanan bir soruna dikkat çekiyor. Sorunun adı; cep telefonu.
Gazete şunları yazıyor:
"Kamu güvenliği uzmanları, sayıları büyük bir hızla artan cep telefonlarının yaydığı elektronik sinyallerin, polis ve itfaiye telsizlerinin sinyallerine karışarak, işlerini daha da güçleştirdiği görüşünde. Cep telefonları sinyallerinin gittikçe yayılması yüzünden, ülke çapında çok sayıda güvenlik görevlisinin acil durumlarda merkezleriyle irtibat kuramamaktan yakındığı kaydediliyor. Aynı durum, acil vakalara ambulans bile çağıramadıklarını söyleyen itfaiye görevlileri için de geçerli. Üst düzey bir güvenlik yetkilisi, şu ana kadar ülke çapında konuyla ilgili ciddi bir sorunun yaşanmamış olmasına rağmen, bu durumun sona erdirilmesi gerektiğini belirtti. Federal İletişim Komisyonu, bu soruna çözüm bulunacağı yönünde söz verdi. Ancak uzmanlara göre, bu çözüm, uzun yıllar alabilir ve yüzmilyonlarca dolarlık masrafa yolaçabilir."