Erişilebilirlik

24 Ekim 2003 - 2003-10-24


Türkiye konulu haber ve yorumlar, 24 Ekim tarihli gazetelerde göze çarpıyor. New York Times, Türkiye’yle ilgili iki habere yer veriyor. Türk liderlerin “çelişkili” olduğunu iddia ettiği açıklamalarından yola çıkan gazete, Ankara’nın Irak’a asker göndermekten vazgeçmekte olduğunu bildiriyor. İkinci haberse, 1990lı yıllarda Güneydoğu’daki köylerinin, Türk güvenlik güçlerince yakıldığını iddia eden köylülerin, Diyarbakır’daki duruşmasıyla ilgili. Geçen hafta bu davayı izleyen muhabir Dexter Filkins, konu hakkında şunları yazıyor:

"Bir avuç Kürt köylü, geçen hafta bu mahkeme salonunda, ilk kez sessizliklerini bozarak, 1990'lı yılların en korkunç sırlarından birini açığa çıkardı: Türk güvenlik güçleri, ayrılıkçı militanlara yatakçılık ettiğinden kuşkulandığı bu insanların köylerini, sistematik bir şekilde yakmıştı. Son yıllarda, Türkiye’nin Kürt politikası, Avrupa Birliği çabalarının da etkisiyle, yumuşadı. Ancak duruşma salonundaki bu manzara, Türkiye’nin Bush Yönetimi tarafından da desteklenen, Irak’a asker gönderme planının, kötü çağrışımlar yaptığını ortaya koyuyor. İnsan hakları örgütleri, Türkiye’de 4 bine yakın köy ve mezranın yakıldığını söylüyor. İki yıl önce, Türk parlamenterler tarafından yürütülen bir çalışmaysa, 400 bine yakın kişinin o dönemde yerlerinden edildiğini belirtiyor."

New York Times muhabiri, bu konudaki kendi araştırmalarının Türk güvenlik güçlerince engellendiğini de ekliyor. Wall Street Journal gazetesi de, Türkiye konulu bir makaleye yer veriyor. Uzman Ronald Asmus ve Türk Dışişleri eski Müsteşarı Özdem Sanberk’in birlikte yazdığı yorumda, Ortadoğu’da artan radikal İslam tehdidi karşısında, Türkiye’nin jeopolitik önem kazandığı vurgulanıyor:

"Müslüman bir ülke olan Türkiye’nin demokratikleşme ve Avrupa Birliği’yle bütünleşmesindeki başarısı, bu kez daha doğuda kalan ülkelerin İslam, demokrasi ve modernleşmeyi birleştirme çabalarına bir örnek oluşturabilir. Elbette Ankara’nın daha çok yol alması gerek. Ancak, Türkiye’nin bu yolda göstereceği başarının, Ortadoğu’da yakından izlendiğine şüphe yok. Eğer Batı dünyası, on yıl içinde Irak’ı bugünkü Türkiye’nin siyasi düzeyine yükseltebilirse, bu büyük bir başarı olur. Türkiye’nin kendi deneyimleri de, Batı’nın daha geniş bir Ortadoğu stratejisi geliştirilmesinde son derece önemli. Batı, Türkiye’nin demokratik alandaki başarısına yardım etmeli. Çünkü bu ülke yakın bir zamanda, nerede olduğuyla değil, ne olduğuyla öne çıkacak."

Yorumda, Türkiye’nin kilit bir ülke olma yolunda kendi adımlarını atması, ve yeni nesil liderlerin, ülkeyi dar kapsamlı ulusal gündemlerden kurtarması gerektiğinin altı çiziliyor. Washington Post gazetesindeki bir yorumsa, İran’ın nükleer programı konusuna değiniyor. Yorum, Tahran’ın İngiltere, Fransa ve Almanya’yla vardığı son anlaşmaya kuşkuyla yaklaşıyor:

"Tahran sözünü tutarsa, önümüzdeki birkaç yıl boyunca, nükleer silah imal etmesi önlenmiş olacak. Ancak, son anlaşmada bazı unsurlar ihmal edildi. Dün nükleer programıyla ilgili ayrıntıları Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’na sunan İran, uranyumu hangi ülkeden aldığını gizlemeyi sürdürüyor. Üstelik İran’ın uranyum zenginleştirme programına ne kadar ara vereceği, henüz kesinleşmedi. Daha da önemlisi, anlaşma İran’ın uranyum zenginleştirmek amacıyla kullandığı tesislere, bir sınırlama getirmiyor. Amerika, yıllardır İran’ın nükleer santral kurmasını önlemeye çabaladı. Sırf bu tesislerin sökülmesi bile, İran’ın nükleer planlarına ciddi bir darbe vurabilirdi."

XS
SM
MD
LG