Erişilebilirlik

ABD’nin Afganistan’dan Çekilmesi Hata mı?


Başkan Joe Biden, 14 Nisan günü, ABD birliklerinin 11 Eylül 2021 tarihine kadar Afganistan’dan tamamen çekileceğini ve Afganistan hükümeti ile Taleban arasında 24 Nisan'da İstanbul’da bir barış konferansı düzenleneceğini duyurdu. Ancak barış konferansı, Taleban'ın katılmayacağını açıklaması nedeniyle süresiz olarak ertelendi. Başkent Washington’daki Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi’ne (CSIS) göre 2021 Nisan ayında, Afganistan'daki sivil kayıplar geçen yılın aynı ayına göre yüzde 29 arttı, kadın ve çocuk ölümlerinde önemli artışlar yaşandı.

ABD’nin askeri varlığını sona erdirmesinin Afganistan'daki taraflar arasında gerçek bir diyaloğu hızlandıracağını savunanlar da var. ABD'nin geri çekilmesinin kalkınmanın, insan haklarının ve ekonomik ilerlemenin, özellikle son 20 yılda elde edilen sosyal, politik ve kadın hakları konularındaki kazanımların çöküşüyle sonuçlanacağını öne sürenler de. Mevcut ve gelecekteki bir zorluk, askeri geri çekilmenin ardından ABD'nin Afganistan'da hangi rolü oynayabileceğini ve oynaması gerektiğini ve bölgesel çatışmanın çözümü için hangi yolların kaldığını belirlemek olacak. CSIS de “Afganistan’da Facianın Önlenmesi” başlığı altında düzenlediği toplantıda, ABD’nin çekilmesinin etkilerini tartıştı.

Michael Waltz
Michael Waltz

Toplantıya, Afganistan’da özel kuvvetler subayı olarak görev yapmış olan Cumhuriyetçi Temsilciler Meclisi Üyesi Michael Waltz ve Afganistan’ın BM Daimi Temsilcisi Adela Raz’ın yanısıra CSIS’in Refah ve Kalkınma Projesi uzmanları olan eski büyükelçiler katıldı.

Ani çekilme ve Bagram Hava Üssü uyarısı

Toplantının açılışında konuşan Kongre üyesi Michael Waltz, ABD’nin Afganistan’dan çekilerek bir hata yapmasından korktuğunu söyledi. Waltz, ‘’ Dünyadaki terör örgütlerinin yarısı hala ne yazık ki, Afganistan'ın Pakistan sınır bölgesindeyken, Obama yönetiminin Irak'tan ani bir şekilde çekilirken yaptığı hatayı tekrarlama riskini taşıdığımıza inanıyorum’’ dedi.

Çekilmenin bölgesel anlamda daha geniş çaplı sonuçları olacağını söyleyen Waltz, Afganistan’da ABD askerlerine evsahipliği yapan Bagram Hava Üssü’nün birkaç hafta içinde kapatılacak olmasına dikkat çekti ve ‘’ Dünyada Çin'i fiziksel olarak sınırlayan tek üs, Rusya'nın güney kanadında ve İran'ın doğu kanadında. O yüzden bu üsten vazgeçmek bana pek mantıklı gelmiyor’’ diye konuştu.

Bagram Hava Üssü
Bagram Hava Üssü

Sadece Afgan tercümanların değil, sivil toplum liderleri, gazeteciler, politikacılar ve aşırıcılığa karşı küresel savaşta ABD’ye destek veren müttefiklerin hedef alındığına dikkat çeken Cumhuriyetçi politikacı, ‘’Bu yönetimin bu insanları tahliye etmek ve Afganistan dışına çıkarmak için ahlaki bir zorunluluğu var. Uygun incelemeyi Guam, BAE, Katar gibi üçüncü bir ülkede yapabiliriz. ABD Savunma Bakanlığı bunu yapmaya hazır olduğunu söyledi. Beyaz Saray'dan yeşil ışık bekliyorlar ve bunun neden olmadığına dair yeterli bir açıklama alamıyorum’’ ifadelerini kullandı.

Afgan ordusu ve polisinin sadece kendi güvenlikleri için değil, dünya güvenliği için de savaşmaya devam edeceğine dikkat çeken Michael Waltz, ‘’İstihbarat topluluğuna göre El Kaide'nin, Taleban'ın ilerlemelerinin ardından güçlenerek geri dönebileceği ve bu niyette olduğu açık. Bu nedenle Kongre’deki fonlarla Afgan güvenlik güçlerini desteğe devam etmeliyiz. Kongre'nin ileriye dönük rolü kritik olacak. Bununla birlikte, hala ne tür bir gözetim yeteneğine sahip olacağımızı bilmiyorum ve bu beni gerçekten düşündürüyor’’ dedi.

‘’Afganistan’da felaket senaryosu büyütülüyor’’

Afganistan’ın BM Daimi Temsilcisi Adela Raz da, çekilme sürerken güvenlik durumunun karmaşıklaştığına ve sivillere yönelik saldırıların arttığına dikkat çekti. 40 yıldır ilk defa barış içinde yaşayıp-yaşayamayacaklarının önemli bir soru olduğunu kaydeden Büyükelçi Raz, bundan sonraki sürecin zor olacağını ancak 20 yıldaki kazanımların ortadan kalkmayacağı vurgusu yaptı. Raz, ‘’Hepimizin en kötü senaryoya hazırlandığını biliyorum ama Afganistan'daki felaket senaryosu Afganistan dışında daha çok büyütülüyor’’ dedi.

Raz, ‘’20 yıl boyunca omuz omuza birlikte durduk ve Kongre Üyesi Waltz’ın çok net bir şekilde söylediği gibi, küresel terörizmin ön saflarında savaşanlar Afgan güçleriydi ve bugün de Afgan güçleridir’’ diye konuştu. Bu güçlerin teröre karşı küresel savaşın ön saflarında olması nedeniyle, ABD’nin Afganistan’ı tamamen terk etmesinin, kendi ulusal çıkarlarına uygun olmayacağını kaydeden Raz, lojistik ve mali desteğin sürmesi gerektiğini kaydetti.

Taleban'a, güç kullanarak asla kazanamayacaklarını kanıtlayabilmek amacıyla lojistik ve mali desteğin en az birkaç yıl sürmesini umduklarını kaydeden Afgan yetkili, ‘’Taleban müzakere masasına gelmeli, yeni Afganistan’ı ve Afganistan’ın demokrasi, kadın hakları ve insan hakları ilkeleri konusundaki duruşunu kabul etmeli’’ mesajını verdi.

‘’ABD arabuluculuğu BM’ye devretmeli’’

2009 ile 2011 yılları arasına Kabil’de de görev yapmış olan Büyükelçi Earl Anthony Wayne ve ABD’nin eski Afganistan ve Pakistan Temsilcisi Büyükelçi Richard Olson da panelin katılımcıları arasındaydı. Olson çekilme sürecinde ABD’nin yapması gerekenleri sıraladı.

‘’Her şeyden önce ABD’nin olası ekonomik ve kalkınma desteğini, Afganistan hükümetine hem ikili ilişkiler üzerinden hem de özellikle Dünya Bankası ve Afganistan Yeniden Yapılanma Güven Fonu aracılığıyla, sürdürmemiz ve geliştirmesi gerekiyor’’ diyen Olson, ABD'nin Afgan Ulusal Savunma ve güvenlik güçlerini güçlü bir şekilde desteklemesinin; eğitim, danışmanlık ve yardım misyonunun uzaktan da sürdürülmesinin önemine dikkat çekti.

Richard G. Olson
Richard G. Olson

Büyükelçi Richard Olson ayrıca ABD’nin arabuluculuktan çekilmesini önerdi ve ‘’ABD'nin Afgan barış sürecine çok yatırım yaptığını ve kendisini hem arabulucu hem de çatışmanın tarafı konumunda bulduğunu düşünüyorum. Bence bu pozisyonun çelişkileri artık meyvelerini verdi ve ABD’nin arabuluculuk işinden dürüstçe çıkmasının zamanı geldi. Dizginleri Birleşmiş Milletler’e devretmenin ve halkın güçlü bir destekçisi olmayı sürdürmenin bizim için mantıklı olduğunu düşünüyorum’’ ifadelerini kullandı.

‘’Verilen sözler tutulmalı’’

Büyükelçi Earl Anthony Wayne de ABD’nin Afganistan’a vereceği iki mesajın önemli olduğuna dikkat çekti.

Earl Anthony Wayne
Earl Anthony Wayne

Bunlardan birincisinin kısa ve uzun vadede Afganlar’ın yanında olma taahhüdü ikincisinin de sahada mali ve teknik yardım için çalışacakları sözü olduğunu belirten Büyükelçi Wayne, ‘’Bu söz ayrıca ABD büyükelçiliğinin ve oradaki diğer büyükelçiliklerin korunmasını da içeriyor. Kabil'de uluslararası bir varlığınız olacaksa, bu varlığın korunacağını göstermelisiniz’’ şeklinde konuştu.

Taleban'dan, ‘baskıyı arttırma ve sahaya hakim olmak için ivme oluşturmayı umdukları’ yönünde mesajlar geldiğini belirten Wayne, ‘’Bu, Afganlar’a desteği sürdürmemiz gerektiği anlamına geliyor, böylece Taleban’la hiçbir müzakereye mecbur olmayacaklar’’ dedi.

  • 16x9 Image

    Dilge Timoçin

    Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler mezunu Dilge Timoçin mesleğe 2000 yılında NTV'de başladı. 2008'de Habertürk TV'ye transfer oldu, dış haber sorumlusu olarak görev yaptı. ShowTV'de dış haber editörü ve spiker olarak çalışan Timoçin, sonrasında Al Jazeera Türk'e geçti; Al Jazeera İngilizce için prodüktörlük yaptı. Dilge Timoçin VOA Türkçe'ye katılmadan önce Reuters, Deutsche Welle gibi yabancı basın kuruluşlarıyla çalışıyordu

STÜDYO VOA

Trump’a ‘sus payı davası’ öncesinde konuşma yasağı – 27 Mart
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG