DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI —
Amerika ve Çin, ikili yatırım anlaşmasıyla ilgili görüşmeleri yeniden başlatma konusunda uzlaştı. Böyle bir anlaşma, Amerikalı yatırımcıların Çin piyasalarına erişimini arttırabilir. Amerikalı ve Çinli yetkililer, Washington’da bir araya geldi ve görüşmeleri başlatma konusunda anlaşma sağladı.
Çin ilk kez ekonomisindeki her sektöre yapılan dış yatırımları tamamen kapsayan bir anlaşmayı görüşmeyi kabul etti. Amerika Maliye Bakanı Jack Lew’a göre uzlaşma, Çin’in yeni liderlerinin, ülkelerinin geleceğini, geçmişe ait modellerde aramadığını gösteriyor: “Ekonomilerini daha fazla serbest piyasaya ısındırmak gerektiğinin farkındalar. Karşılıklı olarak piyasalarımızı açmalıyız. Hem Çinliler’in Amerika’da yatırım yapması, hem de Çin’in Amerikalılar’a yatırım fırsatları sunması bizi memnun eder.”
Çin Başbakan Yardımcısı Wang Yang, Pekin ve Washington’un mali kısıtlamalar, yasal yükümlülükler, türev piyasaları ve muhasebecilik standartları gibi alanlarda işbirliğini güçlendirme konusunda anlaştığını söyledi: “Amerika, Çin’e ait mali kurumların kendi piyasasında yatırım yapmasından çok memnun. İki büyük ülkenin de kazanabileceği bir işbirliği için karşılıklı anlayış ve güven, önemli bir ihtiyaç.”
İki ülkenin karşılıklı yıllık ticaret hacmi geçen yıl yarım trilyon dolara yaklaştı. İkili yatırım anlaşması, iki ekonomi için de büyük kazanç getirebilir. Ama bu anlaşma, Senato’daki üyelerin üçte ikisinin onayını almak zorunda.
Birçok senatör, Çin’in siber casusluk çabalarından rahatsız. Uzmanlar bu casusluğun Amerika’ya her yıl milyarlarca dolara mal olduğunu söylüyor. Amerika Dışişleri Bakan Yardımcısı William Burns anlatıyor: “İki ülke arasındaki teknolojik bağlar, bu ilişkileri yeni sorunlara itiyor. Bu hafta yaptığımız görüşmede, ticari sırları ve telif haklarını hedef alan sanal casusluğun kabul edilemeyeceğini vurguladık.
Çin siber casusluk iddialarını reddetmenin yanı sıra, son dönemde eski Ulusal Güvenlik Dairesi çalışanı Edward Snowden’in, Amerika’nın kendilerini izlemeye aldığı yönünde verdiği bilgileri de gündeme getirdi. Çin yetkilisi Yang Jiechi şunları söylüyor: “Çin siber saldırılardan mağdur olmuş bir ülke. Pekin hükümeti, Birleşmiş Milletler’in, tüm ülkelerin sanal güvenliğini koruyacak uluslararası standartlar geliştirmesi gerektiğine inanıyor.”
Yang, hem Güney, hem de Doğu Çin Denizi’ndeki uluslararası anlaşmazlıkların diyalog yoluyla çözülmesine Amerika’nın destek vereceğini umduğunu belirtiyor: “İki taraf da Asya-Pasifik bölgesinde büyük güçler arasında yeni bir ilişki modeli oluşturma çabalarına destek veriyor. Asya-Pasifik görüşmelerinin bir sonraki turunun gelecek sonbaharda yapılması, bölgenin barış, istikrar ve kalkınmasına destek verilmesi konusunda anlaşmış durumdayız.”
Amerika-Çin görüşmelerinde Suriye’deki iç savaş, Afganistan’daki uluslararası kuvvetlerin çekilme planları, İran ve Kuzey Kore’nin nükleer programları gibi uluslararası konular da ele alındı.
Çin ilk kez ekonomisindeki her sektöre yapılan dış yatırımları tamamen kapsayan bir anlaşmayı görüşmeyi kabul etti. Amerika Maliye Bakanı Jack Lew’a göre uzlaşma, Çin’in yeni liderlerinin, ülkelerinin geleceğini, geçmişe ait modellerde aramadığını gösteriyor: “Ekonomilerini daha fazla serbest piyasaya ısındırmak gerektiğinin farkındalar. Karşılıklı olarak piyasalarımızı açmalıyız. Hem Çinliler’in Amerika’da yatırım yapması, hem de Çin’in Amerikalılar’a yatırım fırsatları sunması bizi memnun eder.”
Çin Başbakan Yardımcısı Wang Yang, Pekin ve Washington’un mali kısıtlamalar, yasal yükümlülükler, türev piyasaları ve muhasebecilik standartları gibi alanlarda işbirliğini güçlendirme konusunda anlaştığını söyledi: “Amerika, Çin’e ait mali kurumların kendi piyasasında yatırım yapmasından çok memnun. İki büyük ülkenin de kazanabileceği bir işbirliği için karşılıklı anlayış ve güven, önemli bir ihtiyaç.”
İki ülkenin karşılıklı yıllık ticaret hacmi geçen yıl yarım trilyon dolara yaklaştı. İkili yatırım anlaşması, iki ekonomi için de büyük kazanç getirebilir. Ama bu anlaşma, Senato’daki üyelerin üçte ikisinin onayını almak zorunda.
Birçok senatör, Çin’in siber casusluk çabalarından rahatsız. Uzmanlar bu casusluğun Amerika’ya her yıl milyarlarca dolara mal olduğunu söylüyor. Amerika Dışişleri Bakan Yardımcısı William Burns anlatıyor: “İki ülke arasındaki teknolojik bağlar, bu ilişkileri yeni sorunlara itiyor. Bu hafta yaptığımız görüşmede, ticari sırları ve telif haklarını hedef alan sanal casusluğun kabul edilemeyeceğini vurguladık.
Çin siber casusluk iddialarını reddetmenin yanı sıra, son dönemde eski Ulusal Güvenlik Dairesi çalışanı Edward Snowden’in, Amerika’nın kendilerini izlemeye aldığı yönünde verdiği bilgileri de gündeme getirdi. Çin yetkilisi Yang Jiechi şunları söylüyor: “Çin siber saldırılardan mağdur olmuş bir ülke. Pekin hükümeti, Birleşmiş Milletler’in, tüm ülkelerin sanal güvenliğini koruyacak uluslararası standartlar geliştirmesi gerektiğine inanıyor.”
Yang, hem Güney, hem de Doğu Çin Denizi’ndeki uluslararası anlaşmazlıkların diyalog yoluyla çözülmesine Amerika’nın destek vereceğini umduğunu belirtiyor: “İki taraf da Asya-Pasifik bölgesinde büyük güçler arasında yeni bir ilişki modeli oluşturma çabalarına destek veriyor. Asya-Pasifik görüşmelerinin bir sonraki turunun gelecek sonbaharda yapılması, bölgenin barış, istikrar ve kalkınmasına destek verilmesi konusunda anlaşmış durumdayız.”
Amerika-Çin görüşmelerinde Suriye’deki iç savaş, Afganistan’daki uluslararası kuvvetlerin çekilme planları, İran ve Kuzey Kore’nin nükleer programları gibi uluslararası konular da ele alındı.