30 yıl önce doktorlar gizemli ve öldürücü yeni bir enfeksiyon vakasına şahit olduklarını açıkladı. Bağışıklık sistemini çökerten bu hastalığa kısa süre içinde AIDS adı konuldu. Hastalığa neden olan HIV virüsü küresel bir belaya dönüştü. Hastalıktan hala her yıl yaklaşık 2 milyon kişi hayatını kaybediyor. Ancak tıbbi araştırmalar AIDS'e karşı mücadelede etkili oldu.
Kathy Bennett 21 yıldır HIV ile yaşıyor. 1990'larda AIDS teşhisi ilk konduğunda kurtulma umudu cok zayıfmış. Doktoru Bennett'i aşırı toksik madde içeren ilaçlarla tedavi etmeye başladıklarını farkedince kendisine yapılacak başka bir şey olmadığını söylemiş.
4 ay yatakta ölümü bekledim çünkü doktorum bana artık tedavinin bir işe yaramadığını söyledi. Bennett yeni bir dizi ilaçla tedaviye başlayınca hayatı değişmiş. Şimdi sağlığı iyi ve AIDS hastalarına danışmanlık yapıyor. Bennett, “Nasıl başa çıkılabileceğini bildiğim için bu virüs benim için artık idam emri değil. Hayatımı yaşıyorum. Uzun süre hayatta kalmak istiyorum,” diyor.
Etkili ilaç tedavisine rağmen 2009 yılında yaklaşık 2 milyon 600 bin kişiye HIV virüsü bulaştı. 1 milyon 800 bin kişi de AIDS'ten hayatını kaybetti.
Ancak 30 yıl önce tıp dünyası hastalıkla ilgili olarak kötümserdi. Doktor Anthony Fauci AIDS hastalarını tedavi etmeye çalıştığı günleri anlatıyor. Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü Başkanı. Fauci, “Hastalığın ne olduğu konusunda hiçbir fikrimiz yoktu. Kısa sürede birçok kişi hastalanıp ölmeye başladı. Çok rahatsız edici, karanlık bir dönemdi, hastalığın nedenini bilmiyorduk,” diyor.
Zamanla doktorlar enfeksiyonu daha iyi anlamaya başladı. Hastalığın bağışıklık sisteminin zayıflaması sonucu ortaya çıktığı anlaşıldı. Cinsel ilişki yoluyla bulaştığı da tespit edildi.
HIV 'yi keşfedenlerden biri olan Doktor Robert Gallo ise, “Bu bir aydınlanma anı değildi. AIDS'e neden olan virüsü buldum diyemedim. Başkasına da bu duyguyu daha önce anlatmaya çalışmıştım. Soğan soymak gibi bir duyguydu. Merkeze doğru adım adım ilerlemek ve gerçek nedeni bulmak gibi bir şey,” diye konuşuyor.
Virüsle mücadele edecek bir ilaç ya da aşı hala yoktu. Bir çok uzman kötümserliğini koruyordu. 1987'de AZT adlı ilaç piyasaya sürüldü. Virüsle mücadele mümkün oldu. Virüsü ölçebiliyor ve zayıfladığını görebiliyorduk. İlaç zehirliydi ama AIDS'in belirtileri ortadan kayboluyordu.
HIV, AZT adlı ilaca dayanıklılık gösterince umutlar suya düştü. 1990'larda yeni ve etkili bir dizi ilaç kombinasyonu bulundu. Bu ilaç kokteyli HIV ile mücadele en etkili silah oldu. AIDS hastaları hastalıkla bağlantılı sosyal önyargılarla mücadeleye devam ediyor.
Tedavinin ötesinde bir diğer zorlu mücadele de HIV'nin yayılmasını önlemek. 30 yaş altı kişilerde hastalığın yayılma riski çok yüksek. Elizabeth Glaser Pediyatrik AIDS Vakfı'nda bebeklerle çocukların enfeksiyondan korunması için çalışmalar yürütülüyor. Vakfın Başkan Yardımcısı Doktor RJ Simonds, özellikle gelişmekte olan ülkelerde ilerleme sağlandığını söylüyor ve “HIV taşıyan anneler hamilelikleri süresince bebeklerinin de etkilenmesini önlemek için bir ilaç kullanabilir,” diye konuşuyor.
Birleşmiş Milletler tarafından yayınlanan bir raporda AIDS ile mücadelenin henüz kazanılmadığı ve bunun pahalı bir mücadele olduğu vurgulanıyor.
AIDS'e Yol Açan Virüsün Bulunmasının Üzerinden 30 Yıl Geçti
