Almanya'da kamuoyunda 'dönerci cinayetleri' olarak bilinen ve son 10 yılda 8'i Türk, biri Yunanlı toplam dokuz işyeri sahibi ve bir polis memuru cinayetlerini aşırı sağcıların işlediğinin anlaşılması ülkede tam anlamıyla şok etkisi yarattı.
Seri cinayetler ve Neo-Nazi grubu tesadüfler sonucunda ortaya çıkarken, Alman medyası, çok sayıda siyasetçi ve Türk lobisinin temsilcilerinin polise, güvenlik birimlerine ve istihbarat örgütlerine yönelik eleştiri ve tepkileri artarak sürüyor.
Geçen Çarşamba iki ırkçının bir karavanda yanmış cesetlerinin bulunmasının ardından bir kadının polise teslim olmasıyla ortaya çıkan olayla bağlantılı ayrıntılar ise giderek netleşiyor. Buna göre 4 Kasım'da Saksonya eyaletindeki Zwickau kentinde bir evde çıkan yangında Türk esnafın öldürüldüğü Ceşka tipi tabanca tespit edildi. Aynı gün Thüringen eyaletinde Eisenach kentinde yanan bir karavanın içinde polis tarafından aranan neonazi teröristler Uwe Mundlos ve Uwe Böhnhardt’ın cesetleri bulundu. Bu arada polise teslim olan Beate Zschäpe'nin de delilleri yok etmek için evi yaktığı ortaya çıktı, ancak küller arasında bulunan DVD'lerde, üç Neo-Nazi’nin ‘Nasyonal Sosyalist Yeraltı Grubu’ mensubu olduklarını kabullendikleri ve işledikleri cinayetleri de itiraf ettikleri bildirildi.
Şu ana kadar netleşen duruma göre söz konusu kişilerin, 2004 yılında Köln kentinde Türklerin yoğun bir şekilde yaşadığı ve 22 kişinin yaralandığı bombalı saldırı ve büyük bir olasılıkla Almanya Yahudi Cemaati eski başkanı Heinz Galinski’nin mezarının havaya uçurulması ile de bağlantıları olduğundan şüphelenildiği ifade edildi.
Der Spiegel dergisinin bir haberine göre, 1998 yılında polisin 3'lü Neo-Nazi grubun bulunduğu bir eve baskın düzenlediği ve boru tipli bomba ve aşırı sağcı propaganda malzemesi bulunmasına rağmen Beate Zschäpe'yi gözaltına almadıkları ve söz konusu üçlünün çok yakın bir arkadaşının da aşırı sağcı gruplar içine sızmış olan iç istihbarat örgütü Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın ajanı olduğu anlaşıldı.
Bu arada konuyla ilgili soruşturmayı sürdüren Federal Başsavcılık bugün teröristlere yardım ve yataklık yaptığı anlaşılan Holger G. adlı bir Neo-Nazi’nin göz altına alındığını duyurdu. Bu gelişmelerle ilgili bir açıklama yapan Federal İçişleri Bakanı Hans-Peter Friedrich, ‘Almanya’da aşırı sağcı bir terör örgütlenmesi ile karşı karşıyayız’ şeklinde konuşurken, Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Claudia Roth, Alman hükümetinin aşırı sağcılığı görmezden geldiğini söyledi. Almanya Yahudiler Merkez Konseyi, aşırı sağcı Milliyetçi Demokrat Partisi'nin yasaklanması çağrısında bulundu.
Yetkililerin geride kalan yıllarda cinayetlerin haraç mafyasının yada uyuşturucu çetesinin işi olduğunu öne sürmesini ve Neo-Nazi olasılığını red etmesini eleştiren Sol Parti Berlin milletvekili Hakan Taş, Amerika’nın Sesi Türkçe’ye yaptığı açıklamada polisin ve istihbarat birimlerinin olayı yıllarca aydınlatamamasını bir skandal olarak tanımladı.
Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın sayılarına göre 2010 yılında aşırı sağcı şiddet olaylarında çok ciddi bir yükselme görüldü. Şiddete başvuran aşırı sağcıların sayısı bir önceki yıla kıyasla 600 artışla, 5 bin 600'e yükseldi. Almanya'nın özellikle doğusundaki eyaletlerde, aşırı sağcı şiddet olaylarındaki artış dikkat çekiyor.