BERLİN —
Irkçılık Almanya’da yıllardır bir çok kişinin hayatına mal olan ve ülke gündemini sürekli meşgul eden bir konu. Nitekim sekizi Türk on kişiyi katleden Nasyonal Sosyalist Yeraltı NSU terör hücresinin 6 Mayıs'ta başlayan davası Münih'teki Yüksek Eyalet Mahkemesi'nde sürüyor. Bugün Alman Federal Başsavcılığı kurulma aşamasında olan başka bir aşırı sağcı terör örgüte darbe vurulduğunu ve farklı noktalarda örgüte ait hedeflere baskın düzenlediğini bildirdi.
İkinci Dünya Savaşı’nda Adolf Hitler’in sığınak olarak kullandığı ‘Werwolf-Kommando’ adını taşıyan örgütlenmenin en az 11 üyesi bulunduğu ve liderinin ise geçen Mayıs ayında Zürih’de bir Afrikalı sığınmacıyı vurduktan sonra Hamburg’da yakalanan Robert S. adlı İsviçreli ırkçı olduğu açıklandı. Polis ve özel harekât timlerinin katıldığı operasyonda, Almanya, Hollanda ve İsviçre’de hücre üyelerinin ev ve iş yerleri basıldı. Baskının amacının Neonazi yapılanmasının ayrıntılarını ortaya çıkarmak olduğunu ve çok sayıda propaganda malzemesi ve bilgisayar diski ele geçirildiğini duyuran yetkililer, hücre üyelerinin birbiriyle gizli iletişim kurabilmeleri için elektronik şifreleme programı geliştirdiklerinin saptandığını, ayrıca İsviçre’de 2 mahkumun hapishanedeki hücresinde arama yapıldığı duyurdu.
Geçen Nisan ayında da ‘Aryan Savunma’ isimli benzer bir yapılanma ortaya çıkarılmış, kendini ‘yardım derneği’ olarak lanse eden aşırı sağcıların cezaevlerinde bulunan ırkçılar ve NSU terör zanlısı Beate Zschaepe ile bağlantı kurmaya çalıştıkları saptanmıştı.
Öte yandan savaş sonrası Almanya'sında ‘tarihi dava’ olarak nitelenen aşırı sağcı NSU davasında 23. duruşma dün yapıldı. Davada Nasyonal Sosyalist Yeraltı NSU'nun hayatta kalan tek üyesi baş sanık Beate Zschäpe ile birlikte toplam beş zanlı yargılanıyor. Zschäpe, mahkemede şu ana kadar hiçbir açıklama yapmazken, bilgi vermeye hazır olduğunu söyleyen sanık Holger S.'nin ve onun ifadesini alan polisin dinlenmesine devam edildi. Holger G., Nasyonal Sosyalist Yeraltı’nun bilinen üç üyesine silah taşımakla ve pasaport, ehliyet ve sağlık kartı temin etmekle suçlanıyor. Holger S.’in polise verdiği ifadede Beate Zschäpe’nin örgütün finans işlerinden sorumlu olduğunu ve eylem kararlarını da diğer üyelerle birlikte aldığını anlattığı duruşmada açıklanan detaylardan. Çetenin diğer iki üyesi Mundlos ve Börnhardt, 2011 yılında bir karavanda ölü bulunmuştu.
Davayı başından bu yana izleyen gözlemciler başta Zschäpe olmak üzere NSU zanlılarının şimdiye dek pişmanlık ifade eden bir tek açıklamaları olmadığını, tersine tavırları ile kendilerini haklı olarak göstermeye çabaladıklarını, duruşmaların ise şu ana kadar NSU ve diğer Neonazi yapılanmaları hakkında yeni bilgiler konusunda bir hayal kırıklığı şeklinde yorumlandığını savunuyor. Zschäpe ilk duruşmadan bu yana duruşma salonuna girişte basın mensuplarına ve davayı izleyenlere sırtını dönerek ve gülümseyerek duruşmanın başlamasını bekliyor. Bu arada federal hükümet davanın giderlerini üstleneceğini açıkladı. Davanın maliyetinin sanık ve müdahillerin avukatlarının, şahitlerin ve uzmanların seyahat giderleri ile tercüman ücretlerini kapsadığı ve yaklaşık 20 milyon Euro tutacağı tahmin ediliyor. Davayı gören Münih Eyalet Yüksek Mahkemesi karar duruşmasının 2014 yılı sonunda yapılacağını duyurmuştu.
İkinci Dünya Savaşı’nda Adolf Hitler’in sığınak olarak kullandığı ‘Werwolf-Kommando’ adını taşıyan örgütlenmenin en az 11 üyesi bulunduğu ve liderinin ise geçen Mayıs ayında Zürih’de bir Afrikalı sığınmacıyı vurduktan sonra Hamburg’da yakalanan Robert S. adlı İsviçreli ırkçı olduğu açıklandı. Polis ve özel harekât timlerinin katıldığı operasyonda, Almanya, Hollanda ve İsviçre’de hücre üyelerinin ev ve iş yerleri basıldı. Baskının amacının Neonazi yapılanmasının ayrıntılarını ortaya çıkarmak olduğunu ve çok sayıda propaganda malzemesi ve bilgisayar diski ele geçirildiğini duyuran yetkililer, hücre üyelerinin birbiriyle gizli iletişim kurabilmeleri için elektronik şifreleme programı geliştirdiklerinin saptandığını, ayrıca İsviçre’de 2 mahkumun hapishanedeki hücresinde arama yapıldığı duyurdu.
Geçen Nisan ayında da ‘Aryan Savunma’ isimli benzer bir yapılanma ortaya çıkarılmış, kendini ‘yardım derneği’ olarak lanse eden aşırı sağcıların cezaevlerinde bulunan ırkçılar ve NSU terör zanlısı Beate Zschaepe ile bağlantı kurmaya çalıştıkları saptanmıştı.
Öte yandan savaş sonrası Almanya'sında ‘tarihi dava’ olarak nitelenen aşırı sağcı NSU davasında 23. duruşma dün yapıldı. Davada Nasyonal Sosyalist Yeraltı NSU'nun hayatta kalan tek üyesi baş sanık Beate Zschäpe ile birlikte toplam beş zanlı yargılanıyor. Zschäpe, mahkemede şu ana kadar hiçbir açıklama yapmazken, bilgi vermeye hazır olduğunu söyleyen sanık Holger S.'nin ve onun ifadesini alan polisin dinlenmesine devam edildi. Holger G., Nasyonal Sosyalist Yeraltı’nun bilinen üç üyesine silah taşımakla ve pasaport, ehliyet ve sağlık kartı temin etmekle suçlanıyor. Holger S.’in polise verdiği ifadede Beate Zschäpe’nin örgütün finans işlerinden sorumlu olduğunu ve eylem kararlarını da diğer üyelerle birlikte aldığını anlattığı duruşmada açıklanan detaylardan. Çetenin diğer iki üyesi Mundlos ve Börnhardt, 2011 yılında bir karavanda ölü bulunmuştu.
Davayı başından bu yana izleyen gözlemciler başta Zschäpe olmak üzere NSU zanlılarının şimdiye dek pişmanlık ifade eden bir tek açıklamaları olmadığını, tersine tavırları ile kendilerini haklı olarak göstermeye çabaladıklarını, duruşmaların ise şu ana kadar NSU ve diğer Neonazi yapılanmaları hakkında yeni bilgiler konusunda bir hayal kırıklığı şeklinde yorumlandığını savunuyor. Zschäpe ilk duruşmadan bu yana duruşma salonuna girişte basın mensuplarına ve davayı izleyenlere sırtını dönerek ve gülümseyerek duruşmanın başlamasını bekliyor. Bu arada federal hükümet davanın giderlerini üstleneceğini açıkladı. Davanın maliyetinin sanık ve müdahillerin avukatlarının, şahitlerin ve uzmanların seyahat giderleri ile tercüman ücretlerini kapsadığı ve yaklaşık 20 milyon Euro tutacağı tahmin ediliyor. Davayı gören Münih Eyalet Yüksek Mahkemesi karar duruşmasının 2014 yılı sonunda yapılacağını duyurmuştu.