Erişilebilirlik

EKONOMİ

Amerika'daki Kuraklık Diğer Ülkeleri Nasıl Etkileyecek?

Amerika’nın bazı kesimlerini etkileyen kuraklığın gıda fiyatlarını olumsuz etkilemesi bekleniyor. Kötü bir hasat mevsimi nedeniyle özellikle mısır ve soya fasulyesi fiyatlarında geçen yıla oranla ciddi bir artış bekleniyor, bu da daha şimdiden birçok ekonomisti kaygılandırıyor. Çünkü bu fiyat artışları sadece Amerika’yı değil diğer ülkeleri de etkileyebilir.

2012 yazı daha şimdiden rekorlar kitabına aday görünüyor. Ancak bu rekor, özellikle çiftçiler için hiç de sevindirici değil. Bu görüşü tarım uzmanı Terry Roggensack da paylaşıyor: “1988’den bu yana en kurak günleri yaşıyoruz. Bu, mısır üretimini olumsuz etkiliyor. Önümüzdeki üç hafta da bu şekilde devam ederse soya fasulyesinde de aynı durum sözkonusu.”

Sıcak ve kuru hava hasadı ciddi oranda azaltabilir. Kısa zamanda durum değişmezse, çiftçi Matt Hughes ektiklerinin üçte birini kaybedebilir: “Kuraklık tarımı çok kötü etkiledi, mısırlar da soya fasulyesi de büyümüyor. Oysa ben bu tarlalara büyük yatırım yaptım, çok zaman ve emek harcadım.

Hasadın kötü olması fiyatarı arttıracak.

Mayıs ayından bu yana türev borsalarda mısır ve soya fasulyesinin fiyatları %20’den daha fazla bir oranda arttı. Bu da Amerika ve diğer ülkelerde gıdaya daha fazla para ödeneceği anlamına geliyor.

Jerome Levy Tahmin Merkezi uzmanlarından Şirinivas Tiruvadantay, “Çin’de besicilik yapıyorsanız, muhtemelen bu yıl hayvan yemi için daha fazla para harcamanız gerekecek,” şeklinde konuşuyor.

Bu sorun Asya’dan Ortadoğu’ya kadar tüm ülkeleri etkileyebilir. Hatta gıda bakımından kendi kendine yeterli olan ülkelerin de fiyat artışlarından etkilenmesi mümkün.

Şirinivas Tiruvadantay, “Örneğin Hindistan, genelde hasadın iyi olduğu yıllarda şeker fazlasını ihraç eder, ama kuraklık zamanı ithal etmek zorunda kalır. Hindistan dünyanın iki numaralı şeker üreticisi, bir numaralı tüketicisidir. Eğer Hindistan şeker ithal etmek durumunda kalırsa, bu tüm dünya pazarları üzerinde baskı oluşturur,” diyor.

Ekonomik ve siyasi istikrarsızlık gıda fiyatlarındaki artışla daha da güçlü bir dalga haline gelebilir. Eğer Amerika’da büyük tarım alanlarının bulunduğu yerlerde kuraklık sona ermezse, uzmanlar, bazı yoksul ülkelerin -- özellikle de Amerika’dan gıda yardımı alanların -- ekmek gibi temel ihtiyaçları karneye bağlayabileceği uyarısında bulunuyor.

See all News Updates of the Day

Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın ABD’deki finans kariyerine ilişkin bilinenler

WASHINGTON - Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın başına getirilen Hafize Gaye Erkan yeni görevinde bir yandan yüksek enflasyonun kontrol altına alınması diğer yandan da hem içerde hem de dışarda yatırımcı güveninin yeniden tesis edilmesine çalışacak.

Hafize Gaye Erkan Merkez Bankası Başkanlığı görevini, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘faiz sebep enflasyon sonuç’ yaklaşımını uygulayan ve yeni dönemde Bankacılık Düzenleme ve Kurulu’nun (BDDK) başına geçecek olan Şahap Kavcıoğlu’dan görevi devralacak.

43 yaşındaki Hafize Gaye Erkan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın başına getirilen ilk kadın. Erkan bu göreve atanmasıyla birlikte, Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde, Rusya Merkez Bankası Başkanı Elvira Nabiullina gibi kadın merkez bankası başkanları arasına girdi.

Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği’nden mezun olan Hafize Gaye Erkan, Harvard Üniversitesi İşletme Okulu İleri İş İdaresi Programı mezunu ve Princeton Üniversitesi’nden de Operasyon Araştırma ve Finansal Mühendislik alanında doktorası bulunuyor.

Para politikası eğilimi bilinmiyor

Hafize Gaye Erkan 2005 yılında ABD yatırım bankası Goldman Sachs’ta göreve başladı ve 2011 yılında bankanın yönetici direktörlüğü görevine getirildi.

Yaklaşık 10 yıl Goldman Sachs’ta görev yapan Erkan finans kurumlarının üst düzey yönetim ekipleri, sigortacılar ve varlık yöneticileriyle yakın çalıştı.

ABD’de Nisan ayında batan First Republic Bank’te uzun süre görev yapan ve 2021’de ayrılmadan önce bankanın üst düzey yöneticilerinden olan Hafize Gaye Erkan, 2022’de mortgage bankası Greystone’un CEO’su oldu.

Finans piyasalarında genel olarak saygın bir isim olarak görülen Hafize Gaye Erkan, 1 Mart 2022’de merkezi New York’ta bulunan sigorta, risk yönetimi ve strateji hizmeti veren Marsh McLennan şirketinin yönetim kuruluna girdi.

Marsh McLennan Yönetim Kurulu Başkanı Edward Hanway, Hafize Gaye Erkan’ın yönetim kuruluna girmesinin ardından yaptığı açıklamada onun için, “Gaye’nin yatırım, risk yönetimi ve dijital inovasyon alanında kapsamlı tecrübesi bulunuyor” demişti.

Kariyerinin tamamını Türkiye dışında geçiren Hafize Gaye Erkan’ın merkez bankacılığı tecrübesi bulunmuyor. Bu nedenle de para politikası konularında eğilimi net olarak bilinmiyor.

Koç Üniversitesi Ekonomi Profesörü Selva Demiralp, Princeton Üniversitesi eğitimi ve ABD’de bankacılık sektöründeki deneyimi göz önüne alındığında Hafize Gaye Erkan’ın ekonomide genel kabul görmüş olan yani Ortodoks politikalara dönmesini öngörmekle birlikte, merkez bankasının ne kadar bağımsız hareket edebileceği konusunun yatırımcılar açısından da önem taşıdığını vurguluyor.

“Güçlü, zeki ve etkin”

Hafize Gaye Erkan’ın Türkiye Merkez Bankası başkanlığı görevini kabul etmesi daha önce kendisiyle çalışmış olanlar için sürpriz değil.

Erkan’ın bir dönem yönetim kurulu başkanlığını yaptığı kar amacı gütmeyen Partnership for New York City Başkanı Kathryn Wylde Reuters’a yaptığı değerlendirmede Hafize Gaye Erkan’ın “güçlü, zeki ve etkin” bir isim olarak görüldüğünü tanımlıyor.

Kathryn Wylde, “Kamu politikasıyla ve toplum refahı konularıyla çok ilgilendiğini ifade etmişti. O nedenle kamu hizmetini değerlendirmesi sürpriz değil” diyor.

Wylde Hafize Gaye Erkan’ı, “İtip kakabileceğiniz ya da emir yağdırabileceğiniz birisi değil. Ancak aksi ya da kavgacı olmadan da farklı görüşte olabilir” sözleriyle anlatıyor.

ABD’de batan bankanın üst düzey yöneticisydi

Hafize Gaye Erkan’ın ABD’deki bankacılık kariyerinde tartışmaya yol açan bir dönem de var. Erkan bu yıl Nisan ayında battıktan sonra el konulan ve JPMorgan’a satılan First Republic Bank’in eski CEO’larından.

2014 yılında First Republic şirketine yatırımdan ve riskten sorumlu üst düzey yönetici olarak göreve başlayan Hafize Gaye Erkan, 2017-2021 arasında First Republic’in Başkanı olarak görev yaptı.

Hafize Gaye Erkan LinkedIn profilinde yer alan bilgilere göre 2014 ve 2021 arasında First Republic’te çalıştı; 2019-2021 yılları arasında da şirketin yönetim kurulu üyesiydi.

2021 yılı Haziran ayında bankanın yönetimini devralan Hafize Gaye Erkan aynı yılın Aralık ayında istifa etmiş, istifası yatırımcıları şaşırtmıştı. Banka 2008 krizinden bu yana ABD’de batan en büyük bankaydı.

Hafize Gaye Erkan dahil bankanın yöneticilerine toplu dava açıldı

Merkezi California’nın San Francisco kentinde bulunan bankanın Nisan ayında batmasının ardından, bankada 14 Ocak 2021 ve 14 Mart 2023 arasında hisse satın alan kişiler First Republic Bank’in yöneticilerine ve bankayı denetleyen şirket KPMG’ye toplu dava açtı.

Toplu davanın açıldığı yöneticiler arasında Hafize Gaye Erkan ve şirketin ondan önceki CEO’su James Herbert de var.

Açılan toplu davada banka yöneticilerinin, bankanın büyüme rakamları, bilançosu, likidite pozisyonu gibi konularında hissedarları yanlış yönlendirdiği ve yükselen faiz oranlarının bankanın iş modeli üzerinde yarattığı baskıyı hafife aldığı iddia ediliyor.

Banka açılan toplu dava öncesinde yılın ilk çeyreğinde mevduatlarının yüzde 58’ini kaybettiği, yani toplamda 102 milyar dolarlık kayıp yaşadığını açıklayarak yatırımcıları şaşırtmıştı.

8 Haziran’da Bloomberg’de yer alan bir habere göre de, 14 Ocak 2021 ve 14 Mart 2023 arasında First Republic Bank hissesi satın alan hissedarlar toplu dava konusunda bilgilendirildi ve 23 Haziran’a kadar toplu davaya katılıp katılmayacaklarını bildirmeleri istendi.

Hafize Gaye Erkan’ın Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası başkanlığına getirilmesi ABD basınında da kapsamlı haberlerle ele alındı. Bu haberlerde de Erkan’ın kariyerindeki First Republic geçmişine yer verildi.

Wall Street Journal gazetesi Türkiye ekonomisinde yeni döneme ilişkin bugünkü haberinde Hafize Gaye Erkan’ın First Republic Bank’te, “bankanın çöküşüne yol açacak stratejinin benimsendiği yıllarda yönetimin bir parçası olduğunu” yazdı.

Resmi belgelere göre Hafize Gaye Erkan First Republic Bank’ten ayrılırken 10 milyon dolar tazminat aldı.

First Republic'ten ayrılışını 11 ay önceki röportajda anlattı

Geçen yıl Haziran ayında emlak ve yatırım bankası Greystone’un CEO’luğu görevine gelen Hafize Gaye Erkan Bloomberg televizyonuna 11 ay önce verdiği röportajda First Republic'ten ayrılma sürecini anlatıyor.

Hafize Gaye Erkan röportajda First Republic’ten 'ani ayrılışının' nedeninin sorulması üzerine, “Benim açımdan ani gibi gelmedi. Uzun bir düşünme süreci oldu, zor bir karardı. Başarılı sicilden, yönetimden, First Republic’te kurduğum güven dolu ilişkilerden gurur duyuyorum. Kuruluşun yönetiminde harika sekiz yıl geçirdim. Artık değişiklik yapma zamanı ve bankacılık, özel sermaye yatırımları ve fon yönetimi alanındaki becerilerimi kullanabileceğim bir platformda olabileceğim yeni bir meydan okumanın zamanı gelmişti” yanıtını verdi.

“Greystone’dan finans sektöründe yeni fırsatlara odaklanmak için ayrıldı”

Hafize Gaye Erkan, Greystone şirketinin CEO’luğuna geldikten birkaç ay sonra istifa etti.

Şirketten yapılan açıklamada, Erkan’ın “dostane bir şekilde ayrıldığı ve istifasının finans sektöründe yeni fırsatlara odaklanma kararıyla bağlantılı olduğu” belirtildi.

Merkez Bankası’nın yeni başkanı Gaye Erkan para politikasında nasıl bir yol izleyecek?

Mehmet Şimşek’in Hazine ve Maliye Bakanı olması sonrasında ekonomi yönetimi yeniden şekillenmeye devam ediyor. Hafize Gaye Erkan, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın 82 yıllık tarihinin ilk kadın başkanı oldu.

Hafize Gaye Erkan
Hafize Gaye Erkan

Resmi Gazete’de yayınlanan Cumhurbaşkanı Kararı’yla TCMB’nin yeni guvernörü olan 41 yaşındaki Erkan, Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği’ni bitirdikten sonra doktorasını Princeton Üniversitesi’nde tamamlamış bir ekonomist.

Amerika’nın önde gelen yatırım bankası Goldman Sachs’ta profesyonel kariyerine başlayan Erkan, daha sonra First Republic Bank, mücevher şirketi Tiffany & Co, danışmanlık şirketi Marsh McLennan’da görev yaptı.

22 Haziran’da toplanacak Para Politikası Kurulu’nun faiz kararı ne olacak?

Erkan’ın göreve gelmesi sonrası piyasalar, gözünü 22 Haziran’da toplanacak TCMB Para Politikası Kurulu’nun (PPK) alacağı politika faizi kararına çevirdi.

Naci Ağbal’ın politika faizini yedi ay içinde yüzde 8,25’ten yüzde 19’a yükseltmesinin ardından 2021 Mart ayında görevden alınmasıyla yeni guvernör Şahap Kavcıoğlu olmuştu. Kavcıoğlu liderliğindeki PPK, altı ay bekledikten sonra 2021 yılı Eylül ayında başladığı politika faizi indiriminde 2022 Şubat ayında yüzde 8,50’ye kadar geriledi.

25 Mayıs’ta Kavcıoğlu başkanlığında toplanan PPK yayınladığı duyuruda “Finansal piyasalar, merkez bankalarının faiz artırım döngülerini yakında sonlandıracağı beklentilerini yansıtmaktadır. TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecektir” ifadeleriyle de faiz artışına mesafesini korumuştu.

Prof. Demiralp: “Gaye Hanım para politikasında ne kadar şahin ne kadar güvercindir bilemiyoruz”

Koç Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Selva Demiralp, özellikle son 25 ayda bağımsızlığı konusunda önemli ölçüde yıpranan Merkez Bankası’nın yeniden güvenilirlik sağlaması için bu gücüne tekrar kavuşmasının önemli olduğunun altını çizdi.

VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Prof. Demiralp, “Esas önemli olan burada Merkez Bankası’na ne kadar bağımsızlık verileceği ve ne kadar ortodoks politikalara izin verileceği. Bir merkez bankasının başarısı benim gözümde nasıl ölçülür? Öncelikle enflasyonu düşürmek ve faizi arttırmak konusunda hemfikir olmamız lazım. Bu, minimum bir standart. Gaye Hanım’ın aldığı eğitim ve batıda bankacılık sistemine aşina olduğundan hareketle benim kendime göre yaptığım çıkarım ortodoks politikalarda buluşacağımız şeklinde olacak. Bunun tesisi için ne kadar bağımsızlık verilir şu anda bilemiyoruz. Medyada bir yorumunu görmediğimiz için Gaye Hanım para politikasında ne kadar şahindir ne kadar güvercindir o konuda kapalı kutu. Onu bilmiyorum ama şu anda ekonomi politikasında gitmemiz gereken tek bir yön var; o da faiz artışları. Faiz artışı gelir ne kadar şahin olur, onu henüz bilemiyoruz” dedi.

Prof. Demiralp, yeni bakan Şimşek’in “Rasyonel bir zemine dönmekten başka bir seçenek kalmamıştır” diyerek eleştirdiği eski ekonomi modelin uygulayıcılarından Şahap Kavcıoğlu’nun Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu Başkanı olarak görevlendirilmesini ise eski modelin ölmediğinin göstergesi olduğunu ifade etti.

Güldem Atabay: “Kavcıoğlu’nun görevde olması ekonomi politikalarında ‘iki ileri bir geri’ oluşabileceği hissi yaratıyor”

Ekonomist Güldem Atabay da Mehmet Şimşek’in istediği kadrolarla çalışamamasının elini zayıflatacağı düşüncesinde.

VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Atabay, “Gaye Erkan’ın yeni Merkez Bankası Başkanı olmasından daha önemli bir şey var. Şahap Kavcıoğlu’nun yeni dönemde de kadroda yer alması. Kamu bankalarında eski kadroların devam edeceği yazılıyor.

Mehmet Şimşek istediği kadroyu kurmazsa güven sorunu devam edecektir. Gelecek baharda seçimler var ve belli ki Mehmet Şimşek bir süre aldı. Ancak Kavcıoğlu’nun çok önemli bir görevde olması ekonomi politikalarında iki ileri bir geri bir durumun oluşabileceği hissi yaratıyor. Üstelik Merkez Bankası’nın başına Gaye Hanım’ın gelmesi yetmez. Finansal mühendislik uzmanı isimler PPK’da yer almaya hala devam ediyor’’ dedi.

Atabay, ‘’'Mehmet Şimşek ağırlığını koydu' diyelim resmi enflasyonun dahi yüzde 39 olduğu ülkede faizi yüzde 25-30’a çekti. Benim hesaplarıma göre bu kur seviyesi ile yüzde 60’tan düşük bir enflasyon mümkün değil. Sonrasında yeni bir faiz artışına Erdoğan izin verir mi? Bu duruma müdahale etmez mi?” diye konuştu.

Vatandaş çay zammına tepkili

GAZİANTEP - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 3 Mayıs'taki Rize mitinginde yaş çay taban fiyatının yapılan yüzde 64’lük zam ile 11 lira 30 kuruşa yükseldiğini duyurdu.

Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü (ÇAYKUR) de yaş çay taban fiyatı ve artan maliyetleri göz önünde bulundurarak kuru çaya dün itibariyle yüzde 43 oranında zam yapıldığını bildirdi.

VOA Türkçe, Gaziantep sokaklarında vatandaşların çaya gelen yüzde 43’lük zamla ilgili görüşlerini sordu.

Seçim sonrası birçok üründe zam beklediklerini belirten vatandaşlar, çaydaki zam oranını ise çok yüksek bulduklarını dile getirdiler. Gaziantepliler zam dolayısıyla içtikleri çay miktarını azaltmak zorunda kalacaklarını belirtirken, esnaf ise vatandaş ve zam arasında kaldıklarını ifade etti.

Vatandaş çay zammına tepkili
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:01:57 0:00

"Bundan sonra ancak su içebiliriz"

Piyasadaki her ürüne gelen zamlara alıştıklarını belirten vatandaşlardan Salih Küçüker, "Seçim bitti artık zamlar tam hız devam edecek. Yarın da akaryakıt zammı bekleniyor. Diyecek bir şey yok, bizim vatandaşımızın bunu hak ettiğini düşünüyorum" dedi.

Alt gelir grubu vatandaşın çay içecek hali kalmadığını belirten Atilla Koldaş ise, bundan sonra ancak su içebileceklerini belirterek, insani ihtiyaçlar da dahil olmak üzere piyasadaki her şeyin pahalı olduğunu belirtti.

"Zamlar karşısında içtiğim çay miktarını düşürmem gerekecek"

Çaya gelen zammı duyunca çok şaşıran Veli Atıcı isimli vatandaş, “Ben günde en az 10 bardak çay içen biriyim, bu zamlar karşısında içtiğim çay miktarını düşürmem gerekecek. Başka türlü dengeleyemeyiz. Dışarı çıkan vatandaşın tek içebileceği içecek çay var zaten, başka bir şey içebilecek parası yok” diye konuştu.

Kuru çaya gelen zammın doğrudan vatandaşın cebine yansıyacağını belirten çay ocağı işletmecisi Ali Kara ise, “Çaya, şekere gelen zam bizi direkt etkiliyor, biz de mecburen bardak çaya zam yapıyoruz. Dolayısıyla vatandaşın cebinden çıkan para miktarı da artmış oluyor. Biz esnaf olarak vatandaş ve zamlar arasında kalarak zorlanıyoruz’’ ifadelerini kullandı.

Ocak 2023'te 1 kilogramlık Rize turist çayının tavsiye edilen perakende satış fiyatı 97,81 TL iken, dün şirketlere gönderilen yeni listede aynı çayın fiyatı 141,54 TL olarak belirlendi. Böylece Rize Turist çayı yüzde 44,7 zamlandı. Çaykur'un tüm kategorilerindeki çaylara yapılan zamların ortalaması ise yüzde 43'e denk geliyor.

Merkez Bankası’nın yeni başkanı: Hafize Gaye Erkan

Mehmet Şimşek'in Hazine ve Maliye Bakanı olmasının ardından Merkez Bankası yönetimi de değişti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla bugün Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanlığı'na Dr. Hafize Gaye Erkan atandı.

Kararnameyle, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa Merkez Bankası Başkanlığı'na kadın bir başkan atanmış oldu.

1982 doğumlu olan Hafize Gaye Erkan, Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümünden mezun oldu. Eğtimine ABD'de devam eden Erkan, Princeton Üniversitesi’nde doktorasını tamamladı. ABD'deki en etkin 40 genç sıralamasında birinci olan Hafize Gaye Erkan, çok sayıda finansal kuruluşta üst düzey yöneticilik yaptı.

Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu ise Bankacılık, Düzenleme ve Denetleme Kurulu Başkanlığı'na (BDDK) atandı.

Hafize Gaye Erkan kimdir?

İstanbul'da 1982 yılında doğan Hafize Gaye Erkan, İstanbul Erkek Lisesi'nden mezun olmasının ardından Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünü 2001'de tamamladı.

Eğitimine ABD'de devam eden Erkan, 2005'te Princeton Üniversitesi'nde yöneylem araştırması ve finans mühendisliği alanında doktora derecesi aldı. Erkan, Harvard Business School'da yönetim bilimleri ve Stanford Üniversitesi'nde liderlik üzerine iki eğitim programını da tamamladı.

Kariyerine 2005 yılında Goldman Sachs'ta başlayan Erkan, burada görev yaptığı 9 yıl boyunca ABD'deki büyük bankalar ile sigorta şirketlerinin yönetim kurulları ve üst düzey yönetim ekiplerine bilanço yönetimi, stres testi ve sermaye planlaması, risk yönetimi, birleşme ve satın alma konularında danışmanlık hizmeti verdi.

First Republic Bank'ta 2014 yılında çalışmaya başlayan Erkan, burada çalıştığı yaklaşık 8 yıl süresince eş icra kurulu başkanı (Co-CEO), başkan, yönetim kurulu üyesi, yatırım direktörü, mevduat direktörü ve risk eş direktörü olarak görev yaptı.

Merkezi ABD'de bulunan mücevher şirketi Tiffany & Co'da 2 yıl yönetim kurulu üyesi olan Hafize Gaye Erkan, 2022'de, Fortune 500'de yer alan küresel finans danışmanlığı şirketi Marsh McLennan'ın yönetim kuruluna katıldı.

San Francisco Business Times'ın 2018'deki araştırmasına göre, Amerika'nın en büyük 100 bankasında başkan veya CEO unvanına sahip 40 yaşın altındaki tek kadın olan Erkan, aynı yıl San Francisco Business Times'ın "40 Yaş Altı 40 Listesi" ile Crain New York Business'ın "40 Yaş Altı 40 Listesi"nde yer aldı.

Hafize Gaye Erkan, 2019 yılında da Crain's'in "Bankacılık ve Finans Sektöründe Önemli Kadınlar Listesi" ile American Banker'ın "İzlenmesi Gereken Kadınlar Listesi"ne girdi.

Bankacılık, yatırım, risk yönetimi, teknoloji ve dijital inovasyon konularında uzmanlığa sahip olan Erkan, Princeton Üniversitesi Yöneylem Araştırması ve Finansal Mühendislik Bölümü Danışma Konseyi'nde de görev yaptı.

Demiralp: “Düşük faizde ısrar krizi derinleştirir faiz arttırmak zaruri”

Koç Üniversitesi Ekonomi Bölümü öğretim üyesi Selva Demiralp VOA Türkçe'ye konuştu

İSTANBUL - 14 Mayıs seçimlerine giderken seçimlerdeki iki büyük ittifak topluma ekonomide iki farklı model öneriyorlardı.

Muhalefetteki Millet İttifakı ekonomi vitrininde DEVA Partisi Genel Başkanı eski Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve Princeton Üniversitesi mezunu Wharton İşletme Okulu profesörü İYİ Parti'li Bilge Yılmaz ile ortodoks ekonomiye dönüş mesajları veriyordu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Cumhur İttifakı ise Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin “epistemolojik kopuş” olarak tarif ettiği “düşük faiz düşük kurla” somutlaşan “heterodoks” iktisat politikaları ile 2021 yılı sonbaharında yeni ekonomi modelinde ısrar edeceğini vurguluyordu.

“Düşük faizde ısrar krizi derinleştirir faiz arttırmak zaruri”
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:07:18 0:00

Ancak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk tur ile ikinci turu arasında iktidar bloğunda kayda değer bir gelişme yaşandı. Mart ayında Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığı görüşmede yeni dönemde görev almayacağını söyleyen Ali Babacan sonrası AK Parti’nin en “piyasa dostu” ismi kabul edilen eski Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, 28 Mayıs’taki ikinci tur öncesi memleketi Batman’da Erdoğan’ın mitingine katıldı.

Şimşek’in dönüş fotoğrafı memleketi Batman’da verildi

Şimşek’in Batman’dan verdiği fotoğrafta yanında Nureddin Nebati öncesi Hazine ve Maliye Bakanlığı koltuğunda oturan Lütfi Elvan ve yine piyasa dostu bilinen eski Başbakan Yardımcısı Cevdet Yılmaz da vardı. Piyasalara seçim sonrası için “Şimşek’li kabine” fotoğrafı gerçek oldu.

Erdoğan’ın açıkladığı bakanlar kurulunda Cevdet Yılmaz, Fuat Oktay’ın yerine Cumhurbaşkanı Yardımcısı olurken Mehmet Şimşek daha önce altı yıl yaptığı Hazine ve Maliye Bakanlığı koltuğuna bir kez daha oturdu.

Seçimlerden bir hafta önce CNN International’e verdiği röportajda “Faiz ile enflasyon doğru orantılıdır. Faizi ne kadar düşürürseniz enflasyon da o kadar düşer” tezini yineleyen Erdoğan’ın, bu görüşe karşı olduğu için 2018’de “Kendi ayağına da kurşun sıkamazsın. Bu faiz belasından Türkiye'yi, faizi aşağı indirmek suretiyle enflasyondan kurtaracağız. Enflasyonun anası da babası da faizdir. Bunu bilmeyenler bilsin. Bunun aksini yapmaya kalkanlar da kusura bakmasın karşılarında beni bulur” sözleriyle eleştirdiği Mehmet Şimşek’e ne kadar alan açacağı ise merak konusu.

“İlk fırsatta tekrar ortodoks olmayan politikalara geri mi dönülecek onu bilmiyoruz”

Koç Üniversitesi Ekonomi Bölümü öğretim üyesi Selva Demiralp, Erdoğan’ın Mehmet Şimşek tercihin “taktik mi stratejik mi”, “kısa vadeli mi uzun vadeli mi olduğu”na dair güçlü bir işaret alamadığını söyledi

VOA Türkçe’nin konuştuğu Profesör Demiralp, “Muhtemelen elde artık kuru tutabilecek kaynaklar çok ciddi bir şekilde daraldığı için bu politikalar sürdürülemediği için Mehmet Şimşek isminde bir fikir birliğine varıldı. Mehmet Şimşek’in geçmişteki icraatlarında hep ortodoks bir çerçeveye yakın duruş sergilemesi yapısal reformlara gerektiğinde faiz artışlarına izin veren bir şekilde enflasyonu kontrol altına almayı tercih eden politik anlayışa sahip olduğunu biliyoruz. Esas kafamızdaki soru işaretleri Eylül 2021 sonrasında yürürlüğe konan yeni ekonomik programın öldüğü kabul edilip de tamamen Ortodoks bir çerçeveye mi geçilecek yoksa geçici bir süre için bir ara dönemde bu Ortodoks politikalar uygulanıp özellikle ödemeler dengesi ile ilgili ciddi sıkıtılar yaşıyorduk. Bunların önüne geçilip sonra ilk fırsatta tekrar o Eylül 2021 sonrası uygulanan ortodoks olmayan politikalara geri mi dönülecek onu bilmiyoruz” dedi.

“Mehmet Şimşek’in mutlaka sınırları olacaktır”

Türkiye her ne kadar cumhurbaşkanlığı seçimleri ile genel seçimleri geride bırakmış olsa da seçim takvimi işlemeye devam ediyor. Mart ayının sonunda Türkiye yerel seçimlere gidecek ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, ikinci turdan sonra yaptığı konuşmalarda “İstanbul’u yeniden almak” istediğini dile getirdi.

Profesör Demiralp’e göre, yerel seçim baskısı Mehmet Şimşek’in elini zorlaştıracak güçlü bir faktör olacak.

Demiralp, “Mehmet Şimşek’in mutlaka sınırları olacaktır. Bir tanesi sekiz ay sonraki yerel seçimler. Balkon konuşmasında Sayın Erdoğan’ın düşük faiz politikalarına devam etme sinyali verdiğini biliyoruz. Kendisinin böyle bir inancı olduğu için ben yüksek faiz politikasına ne kadar izin verir, izin verse de onun süresi ne kadar olur o konuda kafamda ciddi soru işaretleri var. Bir faiz artışı olacaksa orada altta yatan motivasyonun ödemeler dengesi ile ilgili bir tıkanmayı engellemek olduğunu düşünüyorum. Ama enflasyonun konusunda yüzde 39’lardan yüzde 5’lere gitme konusunda öyle bir kararlılık sergileneceğini zannetmiyorum. Dün yine Sayın Cumhurbaşkanımızın ‘büyümeden feragat etmeyeceğiz’ şeklinde bir demeci var. Ama kısa vadede ‘hem büyüme olsun hem enflasyon düşsün’ ikisini birden elde edebilmek çok mümkün olamayacaktır. Ya sıkı para politikası uygulanacak ki bu en başta büyümeden feragati ister istemez getirebilir ya da büyüme ile biz devam edeceğiz denebilir ki bu noktada düşük faiz politikasında devam edilirse büyüme konusunda daha ağır bir maliyet ödeyebileceğimiz düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

“650 baz puanlık artış geri tepebilir, hayal kırıklığı yaratır”

Mehmet Şimşek’in göreve geleceğinin belli olması sonrası döviz kurları yukarı gitmeye başladı. Çarşamba günü yüzde 7,5 civarında artışla Dolar kuru 23 lirayı Euro ise 25 lirayı aştı. Yaşananlar piyasa oyuncuları Merkez Bankası ve kamu bankalarının kurlara müdahaleden vazgeçtiği şeklinde yorumlandı.

Peki bunu 22 Haziran’da güçlü bir faiz artışı izleyebilir mi?

Profesör Selva Demiralp, sıradan bir artışın piyasayı ikna edemeyeceğini söyledi ve “Merkez Bankası kredibilitesi ciddi olarak erozyona uğramışken birtakım haberlerde gördüğümüz 650 baz puanlık bir artış geri tepebilir. Ve hayal kırıklığı uğratır. Enflasyonun yüzde 40’larda olduğu bir ülkede politika faizi iken en azından 25’lere çekmek gerekecektir. Sinyal olarak biz niyetinizde ciddiyiz gerekirse devamını da yapacağız şeklinde onun altından bir faiz artışı şu anda oluşan iyimser beklentilerin tekrar geriye dönmesine sebep olur ki onu tekrar çevirip de bir kredibilite kazanmak daha da zor olur diye düşünüyorum” dedi.


“Enflasyonun yüzde 30’ların altına düşecek kadar şahin duruş sergileneceğini de pek sanmıyorum”

Türkiye ekonomisinin bir başka sıkıntılı konusu 2019’un Eylül ve Ekim aylarını saymazsak altı yıldır tek haneli seviyeleri göremeyen enflasyon. Üstelik Türkiye İstatistik Kurumu’nun en son yüzde 39 olarak açıkladığı enflasyon rakamı toplumun dikkate değer kısmı tarafından gerçekdışı görülüyor. Selva Demiralp, yeni bakan Şimşek’le birlikte enflasyonun nasıl bir seyir izleyeceğini öngörmek için erken olduğu düşüncesinde.

Demiralp, “Şu anda para politikası ile ne kadar şahin olacaklarını bilmediğimiz için enflasyonla ilgili tahmin yapabilmek zor. Ben mevcut seviyelerinden çok ciddi aşağı inebileceğini sanmıyorum. En azından yüzde 40’lardan aşağı çekecek bir baz etkisi yok. Faiz artışlarının bu enflasyonu aşağı çekmesi beklenir ama (Çarşamba günü) kurun dakika dakika yukarı arttığını görüyoruz. Bu da enflasyonu yukarı yönlü ittirecektir. Enflasyon üzerinden kurdan gelen geçişkenlik etkisini bertaraf edecek kadar güçlü bir faiz artışına izin çıkar mı? Bunu bilmediğim için sene sonu enflasyon tahminini vermekten imtina ediyorum ama yüzde 30’ların altına düşecek kadar şahin duruş sergileneceğini de pek sanmıyorum” şeklinde konuştu.

Daha fazla

2023 TÜRKİYE SEÇİMLERİ

STÜDYO VOA

ABD’de ilk: Trump’a 37 federal suçlama - 9 Haziran
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:58 0:00
XS
SM
MD
LG