WASHINGTON —
Washington’da uzmanlar, taraflar arasındaki en büyük anlaşmazlığın konferansa kimlerin katılacağıyla ilgili olduğunu söylüyor.
Washington’daki uzmanlara göre, Suriye’nin Lübnan sınırındaki Kuseyr kentinin yeniden Esat kuvvetlerinin eline geçmesi, yapılacak görüşmelerde hükümetin elini güçlendirdi.
Washington Enstitüsü uzmanı David Schenker, Esat rejiminin geri adım atmaya niyetli görünmediğini, Rusya’nın desteğinin bunda en büyük etken olduğunu söylüyor: “Bence Moskova’da Esat’ın iktidarda kalacağını hesaplayarak İran’ı da işin içine alma stratejisi var. Çünkü İran Hizbullah’la birlikte bu konuda önemli bir oyuncu.”
David Schenker, Kuseyr’i geri almasının savaşı kazandığı anlamına gelmemekle birlikte Esat’ın durumunu güçlendirdiğini söylüyor.
Demokrasi Savunma Vakfı uzmanı Tony Badran’a göre, İran, Şam’daki müttefiklerine ülkenin stratejik bölgelerini ellerinde tutmaları için yardım ediyor: İran, Esat rejiminin devrilmesini kırmızı çizgi olarak gördüğünü ve her ne pahasına olursa olsun bunu önlemek için çalışacağını açıkça ortaya koydu. İran, Suriye rejiminin devam etmesini ve Akdeniz’e çıkış yolunun açık kalmasını sağlamak amacıyla Tahran’ın Lübnan’daki müttefiki Hizbullah örgütüyle birlikte çalışmaya devam ediyor.”
Tony Badran, Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu’nda geçen hafta konuştu ve Amerika’nın İran’ın Suriye’ye desteğini kesmesi gerektiğini savundu. Badran, bunun, Suriye’deki havaalanlarının vurulması ve iki müttefik ülke olan Türkiye ve Ürdün’ün Suriye rejimini kuzey ve güneyde zayıflatacak adımlar atmasını sağlama yoluyla yapılmasını önerdi.
Uluslararası ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Ortadoğu Programı Direktörü Jon Alterman, Esat rejiminin devrilmesinin Suriye’deki sorunları çözmeye yetmeyebileceği uyarısında bulunuyor: “Esat rejimi ne kadar kötü olsa da şu an Suriye’de ondan da kötü unsurlar bulunduğu bir gerçek. Bence, Suriye halkının hayatını normale döndürmek için iktidarın barışçı bir şekilde devri için yapılacak görüşmelerin şansı, mezhepler arası cinayet ve etnik temizliğin küllerinden sonra yeniden yapılanma çabasından çok daha fazla.”
Alterman, iç savaşın dengesini değiştirecek silahlandırma yerine, çatışma içinde kalan Suriyeliler için güvenli bölgeler oluşturulmasını ve sivillere kendilerini savunmaları için silah verilmesini öneriyor. Jon Alterman, Suriye’de barışı sağlamak için diplomatik çabalar açısından daha yaratıcı yöntemler bulunması gerektiğini ve görüşmelerin en iyi seçenek olduğunu vurguluyor.
Washington’daki uzmanlara göre, Suriye’nin Lübnan sınırındaki Kuseyr kentinin yeniden Esat kuvvetlerinin eline geçmesi, yapılacak görüşmelerde hükümetin elini güçlendirdi.
Washington Enstitüsü uzmanı David Schenker, Esat rejiminin geri adım atmaya niyetli görünmediğini, Rusya’nın desteğinin bunda en büyük etken olduğunu söylüyor: “Bence Moskova’da Esat’ın iktidarda kalacağını hesaplayarak İran’ı da işin içine alma stratejisi var. Çünkü İran Hizbullah’la birlikte bu konuda önemli bir oyuncu.”
David Schenker, Kuseyr’i geri almasının savaşı kazandığı anlamına gelmemekle birlikte Esat’ın durumunu güçlendirdiğini söylüyor.
Demokrasi Savunma Vakfı uzmanı Tony Badran’a göre, İran, Şam’daki müttefiklerine ülkenin stratejik bölgelerini ellerinde tutmaları için yardım ediyor: İran, Esat rejiminin devrilmesini kırmızı çizgi olarak gördüğünü ve her ne pahasına olursa olsun bunu önlemek için çalışacağını açıkça ortaya koydu. İran, Suriye rejiminin devam etmesini ve Akdeniz’e çıkış yolunun açık kalmasını sağlamak amacıyla Tahran’ın Lübnan’daki müttefiki Hizbullah örgütüyle birlikte çalışmaya devam ediyor.”
Tony Badran, Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu’nda geçen hafta konuştu ve Amerika’nın İran’ın Suriye’ye desteğini kesmesi gerektiğini savundu. Badran, bunun, Suriye’deki havaalanlarının vurulması ve iki müttefik ülke olan Türkiye ve Ürdün’ün Suriye rejimini kuzey ve güneyde zayıflatacak adımlar atmasını sağlama yoluyla yapılmasını önerdi.
Uluslararası ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Ortadoğu Programı Direktörü Jon Alterman, Esat rejiminin devrilmesinin Suriye’deki sorunları çözmeye yetmeyebileceği uyarısında bulunuyor: “Esat rejimi ne kadar kötü olsa da şu an Suriye’de ondan da kötü unsurlar bulunduğu bir gerçek. Bence, Suriye halkının hayatını normale döndürmek için iktidarın barışçı bir şekilde devri için yapılacak görüşmelerin şansı, mezhepler arası cinayet ve etnik temizliğin küllerinden sonra yeniden yapılanma çabasından çok daha fazla.”
Alterman, iç savaşın dengesini değiştirecek silahlandırma yerine, çatışma içinde kalan Suriyeliler için güvenli bölgeler oluşturulmasını ve sivillere kendilerini savunmaları için silah verilmesini öneriyor. Jon Alterman, Suriye’de barışı sağlamak için diplomatik çabalar açısından daha yaratıcı yöntemler bulunması gerektiğini ve görüşmelerin en iyi seçenek olduğunu vurguluyor.
