Erişilebilirlik

14 Mart Amerikan Basınından Özetler


14 Mart Amerikan Basınından Özetler
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:03:32 0:00

Amerikan basını, Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’un Başkan Trump tarafından görevden alınmasının yarattığı yankılara geniş yer ayırıyor.

Washington Post, Rex Tillerson’u saf dışı bırakan Başkan Trump’ın bundan böyle “Önce Amerika” felsefesini yansıtmaya daha istekli taraftarlarını etrafına toplamaya başlayacağını yazıyor. Gazete, Trump’ın Dışişleri Bakanlığı’na atadığı CIA Başkanı Mike Pompeo’nun İran ve Kuzey Kore gibi kritik sorunlarda Tillerson’dan çok daha katı bir tavra sahip olduğunu ve Başkan’la oldukça yakın bir ilişki kurduğunu bildiriyor. Böylece geçen hafta Beyaz Saray baş ekonomi danışmanı Gary Cohn’un da ayrılmasıyla birlikte Trump’ın 2016 başkanlık kampanyasında öne çıkardığı aşırı milliyetçi ve korumacı tavır, daha somut bir biçimde şekillenmeye başlayacak. Pompeo’nun İran’la yapılan nükleer anlaşmayı yırtıp atmaya Tillerson’a kıyasla daha istekli olması, bunun bir örneği. Gazete bir yandan da CIA’in başına geçecek ilk kadın olan Gina Haspel’le ilgili görüşlere yer veriyor. CIA’in Tayland’daki gizli hapishanesinde terör zanlılarının işkenceye varan uygulamalara tabi tutulmasına izin vermesi ve şiddet ağırlıklı sorgulama tekniklerinin kayıtlı olduğu video görüntülerinin yok edilmesi için bir talimat hazırlamış olması, gazeteye göre Haspel’in Senato’dan onay almasını zora sokabilir.

New York Times da Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’un Trump tarafından görevden alınmasıyla ilgili haber ve yorumlara geniş yer ayırıyor. Gazete, bugün yayınladığı iki başyazıyı da bu konuya ayırmış. İlk başyazıda Dışişleri Bakanlığı koltuğunu devralacak CIA Başkanı Mike Pompeo’yu mercek altına alan gazete, gelenin gideni aratacağını, büyük eksiklikleri ve yanlışlıklarına rağmen Tillerson’un Kuzey Kore, İran, Paris İklim Anlaşması ve Rusya kaynaklı tehditler konusunda şimdiye kadar Trump’a ve çevresindekilere kıyasla çok daha mantıklı ve tutarlı politikalar yürüttüğünü yazıyor. Başyazı şöyle devam ediyor: “Eğer Rex Tillerson profesyonel kariyerini ExxonMobile gibi dünyanın en büyük şirketlerinden birinin CEO’su olarak tamamlasaydı her zaman başarılı lider olarak hatırlanacaktı. Ama şimdi Amerika’nın gelmiş geçmiş en zayıf, en etkisiz dışişleri bakanlarından biri olarak anılacak. Dış siyaset konusunda sıfır bilgi ve deneyimle bakanlık koltuğuna oturan, başında bulunduğu bakanlığı diplomasiyle yakından uzaktan ilgisi olmayan bir başkanın istekleri doğrultusunda yöneten Tillerson, birçok deneyimli diplomatın görevi bırakmasına neden oldu. Ancak buna rağmen Tillerson’un gidişine üzülüyoruz çünkü yerine gelecek Pompeo, büyük olasılıkla çok daha kötü olacak. Tillerson en azından Savunma Bakanı James Mattis’ın yanı sıra Trump Yönetimi içindeki az sayıda gerçekçi sesten biriydi.”

New York Times’ın diğer başyazısıysa CIA’in başına geçecek ilk kadın olan Gina Haspel’le ilgili. Gazete, “CIA’in Başına Bir İşkenceciyi Getirmek” başlıklı yazısında, Başkan Trump’ın geçen yılın başında Fox Televizyonu’nda yaptığı bir açıklamada “İşkencenin işe yaradığını düşünüyorum” şeklinde bir ifade kullandığını hatırlatıyor. Gazete, Savunma Bakanı James Mattis’in Senato’daki onay oturumu sırasında işkenceye karşı olduğunu söylemesinin ve uluslararası hukuka bağlı kalacağı sözü vermesinin herkesin içini rahatlattığını, ancak şimdi Gina Haspel’in CIA’in başına geçmesiyle huzursuzluğun bir kez daha baş gösterdiğini yazıyor. Başyazı şöyle devam ediyor: “Konu işkence olduğunda hiçbir Amerikalı yetkili, 11 Eylül 2001 terör saldırılarından sonra terör zanlılarına yönelik ileri sorgulama teknikleri, yani işkenceyi uygulamaya koyan Gina Haspel kadar öne çıkamaz. Gina Haspel, gizli CIA ajanı olarak görev yaptığı yıllarda kurumun gizli hapishanelerinde terör zanlılarına işkence uygulayarak bilgi toplanmasının benimsenmesinde doğrudan rol oynamıştı. Haspel, 2005 yılında CIA Merkezi’nde görev yaparken ise Tayland’daki bir CIA hapishanesinde videoya çekilen işkence görüntülerinin yok edilmesi talimatı vermişti. Alınan duyumlara göre Haspel, CIA içinde saygı gören bir yetkili. Ancak Haspel’in CIA’in başına geçmesi, onay oturumu sırasında işkenceye şiddetle karşı çıktığını belirtmediği sürece Trump’ın bu uygulamaya kayıtsız kalmasını garanti altına alacaktır.”

Los Angeles Times ise Başkan Trump’ın kendine göre “haydut eyalet” olarak tanımladığı California’ya düzenlediği ilk ziyaretin ayrıntılarını aktarıyor. Gazete, Trump’ın California’daki gününü Meksika sınırına örülmesi planlanan duvarın numunelerini incelemekle, başta Vali Jerry Brown olmak üzere eyalet yetkililerini iğnelemekle, Beverly Hills’de bağış kampanyasına katılmakla ve zaten Amerika’nın en yoğun trafikli kenti olan Los Angeles’ta trafiği iyice felce uğratmakla geçirdiğini yazıyor. Habere göre Trump, California’da gerek şiddetli protestolarla, gerekse yandaşlarının kendisine destek verdiği gösterilerle karşılandı. İki tarafın birbiriyle yüzleşmesini engellemek amacıyla Los Angeles’ta çok sayıda polis, kentin önemli noktalarında konuşlandı, birçok bölgeye barikatlar kuruldu. Los Angeles Times’a göre California’da Trump’ın aldığı kamuoyu destek oranı yüzde 25 civarında.

XS
SM
MD
LG