Amerikan basını, Başkan Trump'ın Kuzey Kore lideri Kim Jong Un'la, Singapur'da 12 Haziran'da yapılması planlanan zirve toplantısından çekilme kararıyla ilgili ayrıntılara geniş yer ayırıyor.
New York Times, "Trump'ın Oynadığı Kumar Gerçeklikle Yüzleşti” başlıklı haberinde, Trump'ın 65 yıldır hiçbir Amerikan başkanının denemeye yeltenmediği, adeta devrim niteliğinde bir yöntemle Kuzey Kore'ye yaklaşmaya çalıştığını yazıyor. Gazete, Kim'le yüz yüze görüşme temeline dayalı bu yenilikçi ve cesur yaklaşımın başarısızlıkla sonuçlanmasının aslında iki liderin birbirini hiç anlamadığının bir göstergesi olduğunu kaydediyor. Habere göre Trump, Kim Jong Un'a, adeta rakip bir müteahhite iş teklifi götürüyormuş gibi yaklaşmayı denedi. Önce ağır tehditler savurdu, sonra sürpriz bir şekilde dünyanın en gaddar diktatörlerinden biri olan Kim'in sırtını sıvazlamaya başladı ve ”Kim, güvende ve mutlu olacak, ülkesi de zenginleşecek” gibi vaatlerde bulundu. Ancak Trump ve ekibinin nükleer silah müzakerelerinin emlak işi bitirmeye benzemediğini anlaması, uzun sürmedi. Gazeteye göre bunun nedeni, Kim'in paraya, yatırımlara ve teknolojiye hayati derecede ihtiyacı olmasına rağmen yine de dedesinden ve babasından miras kalan nükleer güçten vazgeçiyormuş gibi görünmek istememesi. Bill Clinton döneminin Kuzey Kore Özel Temsilcisi William Perry, Kuzey Kore için Trump'ın deyimiyle ”zengin olmanın” ikinci planda kaldığını söylüyor ve Kuzey Kore'ye karşı başarı elde etmenin tek yolunun Trump'ın istediğinin tam tersine kademeli bir sürece girmek olduğunun altını çiziyor.
Washington Post ise Trump-Kim zirvesinin henüz hazırlık aşamaları başlarken sona ermesinin perde arkasını aktarıyor. Gazete, Trump'ın kendisine belki de Nobel Barış Ödülü'nü kazandıracağına inandığı ve büyük bir diplomasi zaferi olarak gördüğü zirvenin Kuzey Kore'nin tavır değiştirmesi ve söylemini sertleştirmesi sonucu iptal edildiğini bildiriyor. Habere göre özellikle Kuzey Kore'nin Başkan Yardımcısı Mike Pence'e ”siyasi kukla” yakıştırması yapması üzerine Beyaz Saray'da alarm zilleri çalmaya başladı. Gazetenin kimliğini açıklamadığı bir kaynağa dayandırdığı haberinde Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton, bunun çok kötüye işaret olduğunu söyledi. Gazete, Trump'ın ise Kim'in görüşmelerden çekilerek Amerika'yı sanki peşinden umutsuzca koşturuyormuş görüntüsü oluşturmaya çalıştığına inandığını, bundan kaçınmak için önce kendisinin iptal kararı açıkladığını yazıyor. Habere göre Trump, fazla aceleci davranarak görüşmeleri adeta bir Trump prodüksiyonuymuş gibi planlamaya başlamış, Nobel Barış Ödülü sözlerinden zirveyi ölümsüzleştirmek için basılan hatıra paralara kadar birçok ayrıntı gündemi işgal etmeye başlamıştı. Ancak gazete, planların suya düşmesinin, Oval Ofis'ten adeta naklen yayınlanan bir pembe diziye benzediği yorumu yapıyor. Gazetenin görüşlerine başvurduğu, Trump'la ”İş Bitirme Sanatı” adlı kitabı kaleme alan yazar Tony Schwartz, Trump'ın egosunu kurtarmak için zirveyi iptal ettiğini söylüyor. Yazar, Trump'la ilgili olarak, ”Tüm dünyanın gözü önünde küçük düşürülmek, utandırılmak ve rezil olmak gibi ölümcül bir korkusu var. Küçük ve zayıf gösterilmesi, Trump için asla kabul edilemeyecek bir durumdur,” diyor.
Washington Post'un Kuzey Kore görüşmeleriyle ilgili yayınladığı bir başka değerlendirmeyse görüşmelerin iptal edilmesinin, Trump'ın ”Önce Ben” şeklinde özetlenebilecek diplomasi anlayışının ne kadar kısıtlı olduğunu kanıtladığını kaydediyor. Değerlendirmeye göre Trump'ın dış politika anlayışının özünde, kişisel karizmasını kullanarak dünya barışı sağlayabileceği şeklindeki inanç yatıyor. Zirvenin daha doğmadan ölmesi şeklinde açıklanabilecek gelişmeler, Trump'ın ekibinin diplomasi zaferlerinin yolunu açan titiz çalışmalardan ve disiplinden yoksun olduğunun ve zafer elde etme adına aceleci davranmanın bir sonucu. Gazetenin görüş aldığı Uzakdoğu uzmanı Patrick Cronin, daha zemin çalışmaları tamamlanmadan Trump'ın Kuzey Kore'den tam nükleer silahsızlanma gibi çok büyük taleplerde bulunmasının gerçekçi olmadığını söylüyor ve Trump'ın yüksek emellerinden kısmen vazgeçmesi gerektiğinin altını çiziyor. Değerlendirmeye göre görüşmelerin iptal edilmesine yol açan en önemli etkenlerden biri de hazırlıksızlık. Gazete, eski Başkan Obama'nın İran'la yapılan nükleer anlaşma öncesinde iki yıldan uzun bir süre hazırlık çalışmaları yürütüldüğünü hatırlatıyor. Ancak Trump-Kim zirvesinden önce benzer bir çalışma hiç yürütülmedi. Oysa gazete, liderlerin buluşmasından önce yürütülen ön hazırlıklarda ilkelerin ortaya konduğuna ve karşılıklı güven inşa edildiğine dikkat çekiyor ve bu çalışmaların, diplomatik başarının anahtarı olduğunu kaydediyor.
Los Angeles Times da Trump-Kim zirvesinin çöküşüyle ilgili olarak Washington Post ve New York Times'ın yorumlarına benzer bir değerlendirme yapıyor. Gazete, Trump'ın erişilmesi çok zor hedefler belirlediğini, bu hedeflerin yerine getirilemeyecek kadar büyük olduklarını anlayınca da genç Kuzey Koreli lider tarafından alt edilmeyi göze alamadığını yazıyor. Obama döneminin Dışişleri Bakanlığı yardımcılarından Wendy Sherman'dan görüş alan gazete, Trump'ın iyi hazırlanılmamış bir zirveyi iptal etmek için Kim Jong Un'un tehditkar sözlerini bahane olarak kullandığını kaydediyor. Habere göre zirveye üç haftadan az süre kalmasına rağmen ne Amerika ne de Kuzey Kore, ”nükleer silahsızlanma” kavramının tam olarak neleri içereceği üzerinde bir anlaşmaya varabilmişti. Ana müzakere gündemi, koşullar ve şartlar, teşvikler, zamanlamalar ve hangi silahların ne zaman imha edileceği gibi meseleler, netlik kazanmamıştı. Gazete, aslında Trump'ın Kim'le görüşmeyi kabul ettiğini açıklayarak, ortada hiçbir diplomatik hazırlık yokken, daha işin başında büyük bir ödün verdiği yorumunda bulunuyor.